Nafakanın Kaldırılması veya Azaltılması Davası

Evlilik, eşler arasında ekonomik ve duygusal bir dayanışmayı öngörmekte ve aile birliği çerçevesinde tarafların birbirlerine karşı çeşitli yükümlülükler üstlenmelerini gerektirmektedir. Bu yükümlülüklerden biri de bakım yükümlülüğüdür. Eşler, evlilik süresince birbirlerinin ve varsa çocuklarının geçimlerini sağlamakla yükümlüdürler. Ancak bu durum, evlilik birliğinin doğal bir sonucu olarak genellikle bir yükümlülük olarak algılanmaz. Ne var ki, eşlerin boşanma sürecine girmesiyle birlikte bu bakım yükümlülüğü yeni bir boyut kazanır. Boşanma sonrası, eşlerden birinin yoksulluğa düşmesi ya da evlilik birliği içindeki hayat standardının ciddi şekilde azalması söz konusu olabilir. İşte bu tür durumlarda akla ilk gelen yasal düzenleme, yoksulluk nafakasıdır. Aşağıda diğer nafaka türleri hakkında da genel bilgi verilmiştir. Nafakaya hükmedildiyse

Nafakanın Kaldırılması veya Azaltılması Davası

Nafakanın Kaldırılması veya Azaltılması Davası

Nafaka borçlusunun veya alacaklısının ekonomik durumlarındaki önemli değişiklikler nafakanın kaldırılmasını veya azaltılmasını gerektirebilir. TMK 176/4 uyarınca, tarafların mali durumlarındaki değişiklikler veya hakkaniyet gereği nafakanın yeniden düzenlenmesi mümkün olabilir. Örneğin, nafaka alacaklısının işe başlaması veya nafaka borçlusunun gelirinin düşmesi, nafaka miktarında azalma talebi için hukuki dayanak oluşturabilir.

Yargıtay Kararı

Yargıtay 3. Hukuk Dairesi’nin 18.12.2014 tarihli kararında (İlgili Karar No: 2014/10769 E., 2014/16833 K.) şu sonuca varılmıştır:

“Nafaka, anlaşmalı boşanma sonucu belirlense dahi, nafaka borçlusunun gelir ve mal varlığında elinde olmayan sebeplerle önemli bir azalma meydana gelmişse ve nafakanın ödenmesi çekilmez bir hal almışsa, nafaka hakkaniyete uygun bir miktarda indirilebilir.”

1. Yoksulluk Nafakası ve Hukuki Dayanağı

Türk Medeni Kanunu (TMK) madde 175 uyarınca, boşanma sonucunda yoksulluğa düşecek olan eşin talebi üzerine, diğer eşin ekonomik gücü oranında yoksulluk nafakasına hükmedilebilir. Bu nafaka, maddi olarak zor durumda olan tarafa destek olmayı amaçlar. TMK m. 175’e göre, nafaka talebinde bulunacak eşin, boşanmada daha kusurlu olmaması gerekmektedir. Yani, eşit kusurlu, daha az kusurlu veya kusursuz olan eş, gerekli diğer şartları sağladığı takdirde yoksulluk nafakası talep edebilir.

Yoksulluk nafakası, TMK m. 175’te belirtildiği üzere, süresizdir. Ancak bu, nafakanın ömür boyu devam edeceği anlamına gelmez. Nafakanın kaldırılması veya azaltılması davası, zaman içinde şartların değişmesiyle mümkündür. TMK m. 176, nafakanın sona ermesine ilişkin durumları düzenler. Bu maddeye göre, nafaka alacaklısının evlenmesi veya taraflardan birinin ölümü durumunda nafaka kendiliğinden sona erer. Ayrıca, nafaka alacaklısının haysiyetsiz hayat sürmesi, fiilen evli gibi yaşaması ya da nafaka borçlusunun ekonomik durumunun ağır şekilde bozulması gibi durumlarda da nafakanın kaldırılması veya azaltılması hâkimden talep edilebilir.

Nafakanın Kaldırılması veya Azaltılması Davası

Nafakanın kaldırılması veya azaltılması davaları, tarafların ekonomik ve sosyal durumlarında meydana gelen değişiklikler sonucunda gündeme gelir. Bu davalarda, mahkeme, tarafların güncel durumlarını yeniden değerlendirir ve nafakanın devam edip etmeyeceğine ya da miktarının değiştirilip değiştirilmeyeceğine karar verir. Örneğin, nafaka alacaklısının çalışmaya başlaması, gelirinin artması veya nafaka borçlusunun ekonomik yükümlülüklerinin artması gibi durumlar, mahkemenin kararını etkileyebilir.

2. İştirak Nafakası

Eğitim ve bakım ihtiyacının karşılanması amacıyla, velayet hakkına sahip olmayan tarafın çocuğa ödemesi gereken nafakaya “iştirak nafakası” denir.

İlgili Kanun Maddesi:

TMK 327. Maddesine Göre:Çocuğun bakımı, eğitimi ve korunması için gerekli giderler ana ve baba tarafından karşılanır.

TMK 182. Maddesinin 3. ve 4. Fıkralarına Göre: “Velâyetin kullanılması kendisine verilmeyen eşin çocuk ile kişisel ilişkisinin düzenlenmesinde, çocuğun özellikle sağlık, eğitim ve ahlâk bakımından yararları esas tutulur. Bu eş, çocuğun bakım ve eğitim giderlerine gücü oranında katılmak zorundadır.

Hâkim, istem hâlinde irat biçiminde ödenmesine karar verilen bu giderlerin gelecek yıllarda tarafların sosyal ve ekonomik durumlarına göre ne miktarda ödeneceğini karara bağlayabilir.”

  • Nafaka miktarı belirlenirken çocuğun ihtiyacı ve nafaka borçlusunun mali gücü dikkate alınır.
  • Çocuğun ergin olması veya velayet hakkının diğer ebeveyne geçmesi halinde iştirak nafakası sona erer. Ancak eğer çocuk ergin olmasına rağmen eğitime devam ediyorsa nafaka devam edebilir.
  • Nafaka borçlusunun gelirindeki ciddi azalmalarda nafakanın indirilmesi talep edilebilir.

İştirak Nafakasının Sona Ermesi

İştirak nafakası, belirli koşullarda kendiliğinden sona erebilir ya da mahkeme kararıyla kaldırılabilir. İşte bu durumlardan bazıları:

  1. Ölüm Durumu

Nafaka alıcısının veya yükümlüsünün vefatı durumunda iştirak nafakası sona erer. Ancak, vefat öncesi ödenmeyen nafakalar için mirasçılara talepte bulunulabilir.

  1. Çocuğun Ergin Olması

Çocuk 18 yaşını doldurduğunda veya ergin sayılmasını gerektiren evlenme ve mahkeme kararı gibi durumlarda nafaka sona erer. Eğitim devam ediyorsa, erginlik sonrası da nafaka talep edilebilir.

  1. Çocuğun Ekonomik Bağımsızlık Kazanması

Çocuk kendi geçimini sağlamaya başlamışsa, mahkemeye başvurularak nafakanın kaldırılması talep edilebilir.

  1. Evlat Edinme

Evlat edinme durumunda, nafaka yükümlülüğü evlat edinen kişiye geçer. Ancak, bu kişi yükümlülüğünü yerine getiremezse diğer eşin sorumluluğu devam eder.

  1. Velayet Değişikliği

Velayet hakkı diğer ebeveyne geçerse, nafaka yükümlülüğü sona erer.

Bu durumların herhangi birinde mahkeme kararı gerekip gerekmediği, koşullara bağlıdır. Nafaka yükümlülüğünün kaldırılması için uygun yasal süreçlerin izlenmesi önemlidir.

3. Tedbir Nafakası

Tedbir nafakası, boşanma ya da ayrılık davası devam ederken tarafların yaşam koşullarının korunması ve çocukların bakımı için mahkemece hükmedilen geçici bir nafaka türüdür.

İlgili Kanun Maddesi: TMK m. 169 ‘’ Boşanma veya ayrılık davası açılınca hâkim, davanın devamı süresince gerekli olan, özellikle eşlerin barınmasına, geçimine, eşlerin mallarının yönetimine ve çocukların bakım ve korunmasına ilişkin geçici önlemleri re’sen alır.’’

Tedbir Nafakasının Sona Ermesi

Tedbir nafakası, boşanma veya ayrılık davası sürecinde taraflardan birinin ekonomik olarak desteklenmesi amacıyla hükmedilen geçici bir nafakadır. Tedbir nafakası aşağıdaki durumlarda sona erer:

  • Boşanma veya Ayrılık Davasının Kesinleşmesi

Tedbir nafakası, dava sonucunda karar verilen yoksulluk nafakası, iştirak nafakası veya başka bir nafaka türüyle değiştirilir. Kararın kesinleşmesiyle birlikte tedbir nafakası sona erer.

  • Davanın Reddi

Boşanma veya ayrılık davasının reddedilmesi durumunda tedbir nafakası, mahkeme kararının kesinleşmesiyle sona erer.

  • Tarafların Barışması veya Davadan Feragat Edilmesi

Taraflar davadan vazgeçer veya barışırsa, dava konusuz hale gelir ve tedbir nafakası sona erer.

4. Yardım Nafakası

Yakın akrabaların birbirlerine yardımı esas alan ve ihtiyacı olan taraf lehine ödenmesi gereken nafaka türüdür.

İlgili Kanun Maddesi:

TMK Madde 364- Herkes, yardım etmediği takdirde yoksulluğa düşecek olan üstsoyu ve altsoyu ile kardeşlerine nafaka vermekle yükümlüdür. Kardeşlerin nafaka yükümlülükleri, refah içinde bulunmalarına bağlıdır. Eş ile ana ve babanın bakım borçlarına ilişkin hükümler saklıdır.

TMK Madde 365/3- Nafakanın, yükümlülerin bir veya bir kaçından istenmesi hakkaniyete aykırıysa hâkim, onların nafaka yükümlülüğünü azaltabilir veya kaldırabilir

  • Nafakanın, birden fazla yükümlü taraf için hakkaniyetsiz bir yük haline gelmesi durumunda mahkeme bu yükümün azaltılmasına veya kaldırılmasına karar verebilir.

Nafakanın Kaldırılması veya Azaltılması Davasına İlişkin Hukuki Durumlar

Nafaka, hukukumuzda taraflar arasındaki ekonomik dengeyi sağlamak ve yoksulluğun önünü geçmek amacıyla öngörülmüş bir mükellefiyettir. Bu kapsamda nafakanın sona ermesi ya da yeniden düzenlenmesi belirli hukuki durumlara bağlıdır.

Nafakayı Kendiliğinden Sona Erdiren Durumlar

Türk Medeni Kanunu (TMK) m. 176 uyarınca nafakanın kendiliğinden sona ermesine neden olan durumlar şu şekilde düzenlenmiştir:

  1. Alacaklı Tarafın Yeniden Evlenmesi: Nafaka alacaklısının yeniden evlenmesi durumunda nafaka, ayrıca bir mahkeme kararına gerek olmaksızın sona erer. Bu durumda nafaka borçlusu, ödemeyi durdurabilir ve alacaklının yeniden talepte bulunması mümkün değildir.
  2. Taraflardan Birinin Ölümü: Nafaka, kişiye bağlı bir borç ve alacak niteliğinde olduğundan, taraflardan birinin ölmesi durumunda kendiliğinden sona erer. Ancak, alacaklının sağlığında ödenmemiş nafaka talepleri, mirasçıları tarafından talep edilebilir.

Nafakanın Kaldırılmasını Talep Gerektiren Durumlar

TMK m. 176’da nafakanın kaldırılmasını gerektiren ve talebe bağlı olan durumlar ayrıca düzenlenmiştir. Şu hallerde mahkeme kararyla nafaka kaldırılabilir:

1. Alacaklının Evlenme Olmaksızın Fiilen Evliymiş Gibi Yaşaması:

  1. Nafaka alacaklısının bir kişiyle fiilen evliymiş gibi yaşaması, nafakanın talep üzerine kaldırılmasına neden olabilir. Yargıtay, nafaka alacaklısının birlikte yaşadığı kişiyle ortak çocuk sahibi olduğunu ve nafakanın kaldırılması gerektiğini belirtmiştir. (Yargıtay 3. Hukuk Dairesi, 2015/17419 E., 2016/2787 K., 29.02.2016).

Başka bir karar da şöyledir:

‘’…2-Boşanma kararı 22.09.2011 tarihinde kesinleşmiş, eldeki dava ise 29.01.2014 tarihinde açılmıştır. Boşanmadan sonra davalının başka erkekle fiilen evliymiş gibi birlikte yaşadığı, yapılan soruşturma ve toplanan delillerden anlaşılmaktadır. Bu hal, yoksulluk nafakasının kaldırılması sebebidir. Türk Medeni Kanununun 176/3. maddesi şartları gerçekleşmiştir. İsteğin kabulü ile davalı lehine boşanma kararı ile hükmedilen aylık irat şeklindeki yoksulluk nafakasının dava tarihinden itibaren kaldırılmasına karar verilmesi gerekirken, yetersiz gerekçe ile reddi doğru bulunmamıştır…’’ Yargıtay 2.HUKUK DAİRESİ Esas:2015-16510 Karar:2015-24604 Karar Tarihi:21.12.2015

2. Alacaklının Yoksulluğunun Ortadan Kalkması:

  1. Nafaka alacaklısının ekonomik durumunun iyileşmesi veya yoksulluk halinin sona ermesi halinde nafaka borçlusunun talebi üzerine nafaka kaldırılabilir. Bu durum, tarafların mali durumlarındaki değişikliklere göre değerlendirilir. Yargıtay’ın bir kararında, nafaka alacaklısının kira geliri ve emekli maaşı gibi gelir kaynakları nedeniyle yoksulluk durumunun ortadan kalktığı tespit edilmiştir (Yargıtay 3. Hukuk Dairesi, 2016/11248 E., 2017/1107 K., 09.02.2017).

Başka bir karar da şöyledir:

‘’…Buna göre; nafaka, anlaşmalı boşanma sonucu belirlense dahi; nafaka borçlusunun gelir ve mal varlığında, sonraki zamanlarda elinde olmayan çeşitli sebeplerle gerçek ve önemli ölçüde azalma olup, nafakanın ödenmesinin çekilmez bir hal aldığı durumlarda; nafaka hakkaniyete uygun bir miktarda indirilebilir…’’ Yargıtay 3.HUKUK DAİRESİ Esas:2014-10769 Karar:2014-16833 Karar Tarihi:18.12.2014

3. Alacaklının Haysiyetsiz Hayat Sürmesi:

Nafaka alacaklısının genel ahlaka ve toplumun değer yargılarına aykırı bir hayat sürmesi durumunda nafaka kaldırılabilir. Ancak bu durumun ispatlanması gereklidir. Yargıtay bir kararında nafaka alacaklısının kredi kartı ekstreleri ve lüks harcamaları gibi unsurlara dayanarak haysiyetsiz bir hayat sürdüğünün kanıtlanmasının zor olduğunu belirtmiştir (Yargıtay 3. Hukuk Dairesi, 2015/4169 E., 2015/12395 K., 02.07.2015).

Sonuç

Nafaka ödemeleri, hukukun tarafları ekonomik dinginlik için koruma amacına uygun olarak düzenlenmiştir. TMK m. 176 ve Yargıtay kararları ışığında nafakanın kendiliğinden sona erdiği veya mahkeme kararıyla kaldırıldığı durumlar çerçevesinde, tarafların haklarını koruma ve gereklilik durumunda yeniden düzenleme yapma imkânı sağlanmıştır. Nafaka gerek hukuki gerek toplumsal yönleriyle önemli bir mesele olmaya devam etmektedir.

Nafakanın Kaldırılması veya Azaltılması Davalarının Açılması

Yetkili ve Görevli Mahkeme

  • Nafaka davalarında aile mahkemesi görevlidir.
  • Aile mahkemesinin bulunmadığı yerlerde ise bu davalar asliye hukuk mahkemesinde aile mahkemesi sıfatıyla görülür.
  • Yetkili mahkeme, nafaka alacaklısının yerleşim yeri mahkemesidir.

Zamanaşımı

Nafakanın kaldırılması veya azaltılması davası için herhangi bir zamanaşımı bulunmamaktadır. Bu talepler, nafaka borcunun devam ettiği her zaman ileri sürülebilir.

Sonuç

Nafakanın kaldırılması veya azaltılması davaları, tarafların ekonomik ve sosyal durumlarındaki değişikliklere bağlı olarak mahkemelerce hakkaniyet ilkeleri çerçevesinde değerlendirilir. Hukuki karmaşıklıklar ve hak kaybını önlemek için uzman bir avukattan destek alınması tarafların menfaatine olacaktır.

YARGITAY KARARLARI IŞIĞINDA NAFAKANIN KALDIRILMASI VEYA AZALTILMASI DAVASI

Yargıtay 3.HUKUK DAİRESİ Esas:2013-7910 Karar:2013-9413 Karar Tarihi:06.06.2013

NAFAKA DAVASI – DAVANIN YOKSULLUK NAFAKASI KARARININ KESİNLEŞTİĞİ TARİHTEN SONRA AÇILMASI – TARAFLARIN SOSYOEKONOMİK KOŞULLARINDA NAFAKANIN KALDIRILMASI VEYA AZALTILMASINI GEREKTİRİR DEĞİŞİKLİĞİN OLMAMASI – HÜKMÜN BOZULMASI

ÖZET: Yargılama konusu yoksulluk nafakasının kaldırılması; olmadığı takdirde TL’ye indirilmesi istemini içerir dava ise yoksulluk nafakası kararının kesinleştiği tarihten .. gün sonra açılmıştır; söz konusu tarihler arasında tarafların sosyoekonomik koşullarında 4721 Sayılı Kanunun ilgili maddesinde sayılan nafakanın kaldırılması veya azaltılmasını gerektirir düzeyde bir değişiklik olmamıştır.

‘’(4721 S. K. m. 176)

Dava: Taraflar arasında görülen nafaka davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir.

Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:

Karar: Davacı; davalı ile Kdz/Ereğli 2.Asliye Hukuk Mahkemesinin 2009/467 Esas- 2009/510 Karar sayılı ilamı ile boşandıklarını, aynı mahkemenin 2010/635 Esas-2010/659 Karar sayılı ilamıyla davalı lehine aylık 1.000 TL yoksulluk nafakasına hükmedildiğini, davalının çalıştığını, işyeri sahibi olduğunu, sosyal ve ekonomik durumunun gayet iyi olduğunu, bu nedenlerle yoksulluk nafakasının kaldırılmasına, olmadığı taktirde 100 TL’ye indirilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

Davalı duruşmadaki beyanında; açılan davayı kabul etmediğini, her ne kadar Medikal şirketi var ise de, şirketinin iflas aşamasında olduğunu, almış olduğu nafaka dışında herhangi bir gelirinin bulunmadığını, 2 çocuğunun olduğunu beyan etmiştir.

Mahkeme; davalı lehine takdir edilen aylık 1.000,00 TL yoksulluk nafakasının dava tarihinden itibaren aylık 500,00 TL’ye düşürülmesine, fazlaya ilişkin talebin reddi cihetine gitmiştir.

TMK. nun 176.maddesi uyarınca yoksulluğun ortadan kalkması halinde mahkemece nafaka kaldırılabileceği gibi, tarafların mali durumunun değişmesi veya hakkaniyetin gerektirdiği hallerde iradın kaldırılması veya azaltılmasına da karar verilebilir.

Karadeniz Ereğli 2.Asliye Hukuk Mahkemesinin 2010/635 Esas sayılı yargılama dosyasında; davacı K. Ç. tarafından, E. Ç. aleyhine açılan aylık 1.000,00 TL istemli yoksulluk nafakası davasında; davalı E. Ç.’ın davayı kabulü üzerine, 22.11.2010 tarihinde davanın kabulü cihetine gidildiği, söz konusu mahkeme kararının 22.11.2011 tarihinde kesinleştiği anlaşılmıştır.

Yargılama konusu yoksulluk nafakasının kaldırılması; olmadığı takdirde 100,00 TL’ye indirilmesi istemini içerir dava ise yoksulluk nafakası kararının kesinleştiği tarihten 38 gün sonra (30.12.2011) de açılmıştır; söz konusu tarihler arasında tarafların sosyo ekonomik koşullarında 4721 sayılı TMK md. 176 da sayılan nafakanın kaldırılması ve ya azaltılmasını gerektirir düzeyde bir değişiklik olmamıştır.

Sonuç: Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar göz önünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK. nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 06.06.2013 tarihinde oybirliği ile karar verildi.’’

NAFAKA DAVASI – ÇOĞUN İÇİNDE AZ DA VARDIR KURALI – TALEBİN NAFAKANIN KALDIRILMASI İSTEMİNİN AZALTILMASI İSTEMİNİ KAPSADIĞI – NAFAKADA HAKKANİYETE UYGUN ORANDA İNDİRİM YAPILMASI GEREĞİ – DAVANIN TÜMDEN REDDİNİN İSABETSİZ OLMASI – KARARIN BOZULMASI

T.C. Yargıtay 3.HUKUK DAİRESİ Esas:2012-5363 Karar:2012-9048 Karar Tarihi:04.04.2012

ÖZET: Olayda çoğun için de az da vardır kuralı gereğince nafakanın kaldırılması isteminin azaltılması istemini de kapsadığı gözetilerek, davalının yaptığı iş gereği yoksulluğu ortadan kalkmasa bile mali durumunun olumlu yönde değiştiği dikkate alınarak nafakada hakkaniyete uygun bir oranda indirim yapılması gerekirken davanın tümden reddi doğru olmayıp, bozmayı gerektirmiştir.

‘’(4721 S. K. m. 176)

Dava: Taraflar arasında görülen nafaka davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir.

Karar: Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:

Davacı, davalıyla boşandığını, lehine 300,00 TL yoksulluk nafakasının hüküm altına alındığını, geçen zaman içerisinde davalının Arçelik A.Ş’de çalışmaya başladığını, kendisiyle aynı gelire sahip olduğunu belirterek, yoksulluk nafakasının kaldırılması isteminde bulunmuştur.

Mahkemece, davalı eşin asgari ücret düzeyinde çalıştığı yoksulluktan kurtulmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

Karar, davacı tarafından temyiz edilmiştir.

Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.

Ancak, Türk Medeni Kanununun 176/4 üncü maddesine göre; veya hakkaniyetin gerektirdiği hallerde iradın artırılması veya azaltılmasına karar verilebilir>. Dosya kapsamından davalının Arçelik A.Ş’de işçi olarak çalışmaya başladığı, almış olduğu maaş ve çekmiş olduğu avanslar dikkate alındığında yoksulluğun tamamen kalktığı söylenemez. Mahkemenin kabulünün de bu yönde olduğu anlaşılmaktadır.

O halde; çoğun için de az da vardır kuralı gereğince nafakanın kaldırılması isteminin azaltılması istemini de kapsadığı gözetilerek, davalının yaptığı iş gereği yoksulluğu ortadan kalkmasa bile mali durumunun olumlu yönde değiştiği dikkate alınarak nafakada hakkaniyete uygun bir oranda indirim yapılması gerekirken davanın tümden reddi doğru olmayıp, bozmayı gerektirmiştir.

Sonuç: Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar göz önünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulüyle hükmün HUMK.nun 428 inci maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 04.04.2012 tarihinde oybirliği ile karar verildi.’’

 

NAFAKANIN KALDIRILMASI DAVASI – BOŞANMA KARARININ KESİNLEŞMESİNDEN BİR AY SONRA DAVA AÇILDIĞI – TARAFLARIN MALİ DURUMLARINDA DEĞİŞİKLİK MEYDANA GELDİĞİNİN İSPAT EDİLEMEDİĞİ – NAFAKALARDAN BİRİNİN DİĞERİNİN AZALTILMASINA SEBEP TEŞKİL ETMEYECEĞİ

ÖZET: Somut olayda ise, boşanma kararının kesinleşmesinden yaklaşık bir ay sonra nafakanın kaldırılması istemiyle dava açılmış olup, aradan geçen sürede tarafların mali durumlarında önemli ölçüde değişiklik meydana geldiği ispat edilememiştir. Öte yandan, kaldırılması istenilen yoksulluk nafakasıyla dava dışı müşterek çocuk için hüküm altına alınan iştirak nafakası, boşanma davasında davacının mali durumu belirlendikten sonra birlikte karara bağlanmıştır. Bu nedenle, aynı davada hüküm altına alınan nafakalardan birinin, diğerinin azaltılmasına sebep teşkil etmeyeceğinin gözetilmemesi de yerinde değildir.

‘’(4721 S. K. m. 176)

Dava: Taraflar arasında görülen nafakanın kaldırılması davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:

Karar: Davacı vekili dilekçesinde; taraflar arasında görülen boşanma davasında, davacının bir gelirinin bulunmadığının bildirilmesine rağmen davalı için 300 TL yoksulluk nafakasıyla velayeti davalıya verilen müşterek çocuk için 100 TL iştirak nafakasına hükmolunduğunu, işi ve geliri olmayan davacı için yoksulluk nafakasının yıkım teşkil ettiğini, kaldı ki nafakayı ödeyemeyen davacının hapsen tazyik cezasıyla cezalandırabileceğini ileri sürerek; fahiş olarak belirlenen yoksulluk nafakasının kaldırılmasını, bunun mümkün olmaması halinde ise 150 TL.ye indirilmesini talep etmiştir.

Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacı tarafın iddialarının boşanma davasında incelendiğini, davalı açısından ise koşullarda olumlu yönde bir değişiklik bulunmadığını savunarak davanın reddini talep etmiştir. Mahkemece; davacının müşterek çocuk için de nafaka ödediği gerekçesiyle yoksulluk nafakasının 150 TL ye indirilmesine karar verilmiştir.

TMK.’nun 176. maddesine göre; yoksulluğun ortadan kalkması halinde mahkemece nafaka kaldırılabileceği gibi, tarafların mali durumlarının değişmesi veya hakkaniyetin gerektirdiği hallerde iradın artırılması veya azaltılmasına da karar verilebilir. Davaya konu edilen yoksulluk nafakası, boşanmaya dair kararın kesinleşmesinden itibaren hüküm ifade edecektir.

Somut olayda ise, boşanma kararının kesinleşmesinden yaklaşık bir ay sonra nafakanın kaldırılması istemiyle dava açılmış olup, aradan geçen sürede tarafların mali durumlarında önemli ölçüde değişiklik meydana geldiği ispat edilememiştir.

Öte yandan, kaldırılması istenilen yoksulluk nafakasıyla dava dışı müşterek çocuk için hüküm altına alınan iştirak nafakası, boşanma davasında davacının mali durumu belirlendikten sonra birlikte karara bağlanmıştır. Bu nedenle, aynı davada hüküm altına alınan nafakalardan birinin, diğerinin azaltılmasına sebep teşkil etmeyeceğinin gözetilmemesi de yerinde değildir.

O halde; yoksulluk nafakasının niteliği ve hüküm ifade ettiği tarih gözetilerek, davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirmeyle yazılı şekilde karar verilmiş olması usul ve yasaya uygun bulunmamıştır.

Sonuç: Bu itibarla yukarda açıklanan esaslar göz önünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu sebeplerle yerinde olduğundan kabulüyle hükmün H.U.M.K.nun 428 inci maddesi gereğince bozulmasına, peşin alınan temyiz harcının istenmesi halinde temyiz edene iadesine, 10.10.2011 tarihinde oybirliği ile karar verildi.’’

NAFAKANIN KALDIRILMASI VEYA AZALTILMASI DAVASI HAKKINDA SIKÇA SORULAN SORULAR

Nafaka hangi durumlarda kaldırılabilir?

Nafaka, şu durumlarda kaldırılabilir:

  1. Nafaka alan kişinin yeniden evlenmesi.
  2. Nafaka alan kişinin fiilen evlilik gibi bir ilişki içinde yaşaması.
  3. Nafaka alan kişinin gelir düzeyinde önemli bir artış olması ve ihtiyaç durumunun ortadan kalkması.
  4. Nafaka ödeyen kişinin maddi durumunda ciddi bir kötüleşme olması.
  5. Nafaka alan kişinin hayatını kaybetmesi.

Nafakanın azaltılması için hangi şartlar gereklidir?

Nafakanın azaltılması için şu şartlar gereklidir:

  1. Nafaka ödeyen kişinin gelirinin azalması veya maddi durumunun kötüleşmesi.
  2. Nafaka alan kişinin gelir durumunun iyileşmesi veya ihtiyaçlarının azalması.
  3. Nafaka miktarının, ödeme yapan kişinin ekonomik gücünü aşacak şekilde belirlenmiş olması.

Nafaka ödememek için ne yapmalıyım?

Nafaka ödememek için yasal yollar izlenmelidir:

  1. Nafaka kaldırma davası açarak, yukarıdaki şartların oluştuğunu kanıtlamanız gerekir.
  2. Anlaşmalı boşanmada nafakanın ödenmemesi konusunda taraflar arasında uzlaşma sağlanabilir.

Nafaka nasıl iptal edilir?

Nafakanın iptali için şu adımlar izlenir:

  1. Nafaka iptali davası açılır.
  2. Nafakanın iptali için gerekli olan şartların (örneğin yeniden evlenme veya gelir artışı gibi) kanıtlanması gerekir.
  3. Mahkeme, delilleri inceleyerek karar verir.

Nafaka miktarı nasıl düşürülür?

Nafaka miktarını düşürmek için:

  1. Nafaka azaltma davası açılmalıdır.
  2. Ödeme yapanın ekonomik durumunun kötüleştiği veya alanın ihtiyaçlarının azaldığı belgelerle kanıtlanmalıdır.
  3. Mahkeme, şartların değiştiğine kanaat getirirse nafaka miktarını düşürebilir.

Nafakanın kaldırılması için dava açma süreci nasıldır?

  1. Dilekçe ile yetkili aile mahkemesine başvurulur.
  2. Davacı, nafaka kaldırılması gerekçelerini ve kanıtlarını sunar.
  3. Karşı taraf savunmasını yapar.
  4. Mahkeme, delilleri inceleyerek bir karar verir.

Nafaka ödemekten nasıl kurtulabilirim?

Nafaka ödemekten kurtulmak için, nafakanın kaldırılması için dava açmanız gerekir. Bu davada, nafaka alıcının durumunun değiştiğini (gelir artışı, evlilik vb.) veya ödeme yapmanızın imkânsız hale geldiğini kanıtlamalısınız.

Nafaka ödeme süresi ne kadardır?

  • Yoksulluk nafakası, şartlar değişmediği sürece süresiz olarak ödenir.
  • İştirak nafakası (çocuk nafakası), çocuk reşit olana kadar ödenir. Ancak eğitim devam ediyorsa 25 yaşına kadar uzatılabilir.

Nafaka ödememek için hangi yasal yollar vardır?

  • Nafakanın kaldırılması davası açmak.
  • Anlaşmalı boşanma sırasında nafakanın talep edilmemesini sağlamak.
  • Nafaka alıcının yeniden evlendiğini veya gelir durumunun değiştiğini kanıtlamak.

Nafaka borcundan nasıl kurtulurum?

Nafaka iptali veya azaltılması davası açarak, gelecekteki ödemeleri durdurabilir veya azaltabilirsiniz.

Nafakayı azaltmak için ne yapmalı?

  1. Nafaka azaltma davası açılmalıdır.
  2. Gelir azalması, iş kaybı gibi durumlar belgelenerek mahkemeye sunulmalıdır.

Nafaka hangi hallerde iptal edilir?

  • Nafaka alanın evlenmesi veya evlilik benzeri bir ilişki içinde yaşaması.
  • Nafaka alanın ekonomik durumunun iyileşmesi.
  • Nafaka ödeyenin ekonomik durumunun bozulması ve ödeme gücünü kaybetmesi.

Nafakanın azaltılması davası ne zaman açılır?

Nafakanın azaltılması davası, şartlar değiştiğinde her zaman açılabilir. Örneğin, gelir kaybı veya nafaka alanın ekonomik durumundaki iyileşme gibi.

Nafakadan kurtulmak için ne yapmalıyım?

  1. Nafaka kaldırma davası açılmalıdır.
  2. Şartların değiştiğini kanıtlayan belgelerle başvuru yapılmalıdır.

Nafaka hangi şartlarda düşer?

Nafaka alanın evlenmesi veya evlilik benzeri bir ilişki içinde yaşaması.

Nafaka alanın ekonomik durumunun iyileşmesi.

Nafaka ödeyenin ekonomik durumunun bozulması ve ödeme gücünü kaybetmesi.

Erkek hangi hallerde nafaka ödemez?

Erkek, şu durumlarda nafaka ödemez:

  1. Kadının yeniden evlenmesi.
  2. Kadının gelirinin yeterli olması.
  3. Nafaka talebinin mahkeme tarafından reddedilmesi (örneğin kadının kusurlu olması).

Ömür boyu nafaka kalktı mı?

Hayır, ömür boyu nafaka kaldırılmamıştır. Ancak bu konuda kanun değişikliği talepleri bulunmaktadır.

1 çocuğun nafakası ne kadar?

Çocuk nafakası miktarı, tarafların ekonomik durumuna ve çocuğun ihtiyaçlarına göre belirlenir. 2025 yılında belirli bir standart bulunmamakla birlikte mahkeme kararıyla şekillenir.

Hâkim nafakayı neye göre belirler?

Hâkim, nafakayı şu kriterlere göre belirler:

  1. Tarafların ekonomik durumu.
  2. Nafaka talep edenin ihtiyaçları.
  3. Nafaka ödeyenin ödeme gücü.

Nafakaya itiraz nasıl yapılır?

Nafaka kararına itiraz için, bir üst mahkemeye itiraz dilekçesi ile başvuru yapılabilir.

2025 yılı çocuk nafakası ne kadar?

Çocuk nafakası miktarı sabit bir rakam değildir. Mahkeme, çocuğun ihtiyaçlarını ve tarafların ekonomik durumunu değerlendirerek miktarı belirler.

1 ay nafaka ödenmezse ne olur?

  1. Nafaka ödenmezse, alacaklı icra takibi başlatabilir.
  2. Ödeme yapılmaması durumunda, hapis cezası ile karşılaşılabilir.

AKLINIZA TAKILAN SORULARI SORABİLİRSİNİZ

Thanks for sending Email!

Processing...

Diğer Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

2 Comments