İkinci El Araçlarda Satıcının Ayıptan Sorumluluğu

İkinci el araç satışında kilometre sayacıyla oynanmış araç ve alıcının hakları

Günümüzde ikinci el araç piyasasında yaşanan yoğunluk, beraberinde birçok hukuki sorunu da gündeme getirmektedir. Bu sorunların başında, satıcının ayıptan sorumluluğu gelmektedir. “İkinci el araçlarda satıcının ayıptan sorumluluğu” kavramı, araç satışından sonra ortaya çıkan gizli veya açık ayıplar nedeniyle alıcının hangi haklara sahip olduğu ve satıcının hangi durumlarda sorumlu tutulacağı bakımından büyük önem taşır.

İçindekiler

Bu yazımızda, ayıp kavramı, ikinci el araçlarda ayıp türleri, satıcının sorumluluk kapsamı, alıcının hakları ve Yargıtay’ın bu konudaki içtihatları üzerinde duracağız.

İkinci el araçta ayıplar ve satıcının sorumluluğu

Ayıp Kavramı Nedir?

Ayıp, hukuken satılan malın bildirilen veya beklenen niteliklere sahip olmaması durumunu ifade eder. Yani alıcı, malı (örneğin aracı) satın alırken belirli özellikleri beklemekte, ancak bu özellikler eksikse veya mal olması gerektiği gibi değilse, burada ayıptan söz edilir.

Eğer alıcı, satın aldığı aracın ayıplı olduğunu bilseydi ya da bilme imkânı olsaydı o aracı ya hiç satın almaz ya da daha düşük bir bedel öderdi. İşte bu durumda, araçtaki ayıp hukuken önem kazanır.

Ayıplar iki şekilde karşımıza çıkar:

  • Açık Ayıp: Alıcının aracı teslim alırken gözle veya duyu organlarıyla tespit edebileceği ayıplardır. Örneğin; araçtaki boya farkı, göçük veya koltuk yırtığı gibi.
  • Gizli Ayıp: İlk bakışta fark edilmeyen, zamanla ortaya çıkan ayıplardır. Örneğin; motor arızası, şasi eğriliği veya kazalı olmasına rağmen bu bilginin gizlenmiş olması gibi.

Alıcının Ayıp Bildirimi Yükümlülüğü

Türk Borçlar Kanunu’nun (TBK) 223. maddesine göre, alıcı satın aldığı aracı teslim aldıktan sonra ayıp tespiti yapmalı ve ayıp fark edildiğinde satıcıya bildirimde bulunmalıdır.

  • Açık ayıp durumunda, uygun süre içinde bildirim yapılmalıdır.
  • Gizli ayıp ortaya çıktığında ise, alıcı ayıbı fark eder etmez derhal satıcıya ihbarda bulunmak zorundadır.

Bu sürelere uyulmazsa, alıcı aracı ayıplarıyla birlikte kabul etmiş sayılır ve ayıptan doğan haklarını kaybeder.

Alıcının Gözden Geçirme Yükümlülüğü

İkinci el araçlarda satıcının sorumluluğuna ulaşabilmek için alıcının normal inceleme yükümlülüğünü yerine getirmiş olması şarttır. Türk Borçlar Kanunu’nun 223. maddesine göre, alıcı, mümkün olduğunca kısa sürede edindiği malı inceleyerek satıcının sorumluluğunu gerektiren bir eksiklik olup olmadığını anlamalıdır.

Eğer böyle bir eksiklik tespit ederse, duruma uygun bir zaman diliminde satıcıya durumu bildirmelidir. Eğer bunu yapmazsa, aracın mevcut haliyle kabul edildiği sayılacaktır. Ancak bu kurallar, açıkça görülen kusurlar için geçerlidir. Örneğin aracın dış gövdesinde belirgin bir hasar ya da camlarda bir problem olması bu duruma dahildir.

Normal incelemeyle fark edilmeyen ve zamanla ortaya çıkan kusurlar için ise durum farklıdır. Böyle bir durumda, bu tür eksiklikler hemen fark edildiğinde satıcıya bildirilmelidir. Aksi takdirde, bu sorunlar kabul edilmiş olarak sayılır.


Alıcının normal inceleme yapmadan satıcıyı sorumlu tutabileceği bir durum mevcut olabilir. Bu durum, satıcının böyle bir kusur bulunmadığını garanti etmesi durumunda ortaya çıkar (TBK 222/2). Eğer satıcı, bu tür bir kusurun olmadığını ifade ederse, normal inceleme ile tespit edilebilecek kusurlardan bile sorumlu sayılacaktır.

Görüldüğü gibi, bildirim yükümlülüğü ikinci el araçlarda satıcının yükümlülükleri açısından oldukça önemlidir. Bu noktada hak kaybı yaşamamak için deneyimli avukatlarla iş birliği yaparak sürecin takibi şarttır.

Yargıtay’ın Ayıp Bildirimi Hakkındaki Görüşü

Yargıtay 13. Hukuk Dairesi 2016/20032 E. ve 2019/10129 K. sayılı kararında bu hususu şöyle ifade etmiştir:

“Alıcı, teslim aldığı malı işlerin olağan akışına göre, imkân bulunur bulunmaz gözden geçirmek ve satıcının sorumluluğunu gerektiren bir ayıp gördüğü zaman bunu satıcıya derhal (uygun süre içinde) ihbar etmekle yükümlüdür.
Bunu ihmal ettiği takdirde, satılanı kabul etmiş sayılır.
Ancak, satılanda olağan bir gözden geçirme ile meydana çıkarılamayacak bir ayıp bulunması halinde, bu ayıp sonradan meydana çıkarsa, bu durumu da hemen satıcıya bildirmediği takdirde yine satılanı bu ayıp ile birlikte kabul etmiş sayılır.
O halde, gizli ayıpların, dava zamanaşımı süresi içinde ve ayıp ortaya çıktıktan sonra derhal (dürüstlük kuralına uygun olan en kısa sürede), ihbar edilmesi gerekmektedir.
818 sayılı TBK’nun 198. maddesinde (6098 sayılı Borçlar Kanunu’nun 223. maddesi) öngörülen süre içinde ihbar edilmeyen ayıplar için dava açılamaz.”

Bu karardan da anlaşılacağı üzere, ayıp bildiriminin yapılması, alıcının en temel sorumluluklarından biridir. Ayrıca, ihbarın yapıldığını ispat etme yükü de alıcıya aittir. Bu nedenle noter aracılığıyla ihtarname göndermek veya iadeli taahhütlü mektup ile bildirim yapmak büyük önem taşır.

İkinci El Araçlarda Ayıp Kavramı

Son yıllarda ikinci el araç satışlarındaki artış, “ayıplı araç” sorununu da beraberinde getirmiştir. Birçok vatandaş, araç satın aldıktan sonra çeşitli arızalar veya gizli hasarlarla karşılaşmakta, bu durumda satıcının ayıptan sorumluluğu gündeme gelmektedir.

İkinci el araç kilometre sayacı manipülasyonu ve yasal haklar

Türk Borçlar Kanunu’nun 219. maddesi uyarınca, satıcı kusuru olmasa bile ayıplardan sorumludur. Yani ikinci el araç satıcısı, aracın bildirdiği niteliklere sahip olmamasından, aracın değerini veya kullanım amacını etkileyen maddi, ekonomik veya hukuki ayıplardan sorumludur.

Bu kapsamda satıcı, ayıpsız mal teslim etme borcu altındadır. Aracın ayıplı olduğu sonradan ortaya çıksa bile satıcı, ayıptan doğan zararlardan sorumlu tutulur.

Satıcının Sorumluluğuna İlişkin Yargıtay Kararı

Yargıtay 13. Hukuk Dairesi’nin 2016/4472 E. ve 2018/6303 K. sayılı kararında şu ifadeler yer almaktadır:

“Satışa konu araç hukuki ayıplıdır. Satıcı ayıpların varlığını bilmese bile onlardan sorumludur.”

Bu karar, satıcının kusuru olmasa dahi ayıplardan sorumlu olduğunu açıkça ortaya koymaktadır.

Satıcının Sorumlu Olmadığı Haller

Her ne kadar satıcı geniş bir sorumluluk alanına sahip olsa da, bazı durumlarda ayıptan sorumluluğu ortadan kalkabilir.

TBK 222/1 maddesi gereğince:

  • Araç satışı öncesinde alıcı ayıbı biliyorsa veya
  • Satıcı ayıbı açıkça bildirmişse,

satıcı bu ayıptan dolayı sorumlu tutulamaz.

Ancak burada dikkat edilmesi gereken önemli bir husus vardır:
İkinci el aracın piyasa değerinin düşük olması, alıcının ayıbı bildiği anlamına gelmez. Satıcı, alıcının ayıbı bildiğini ispatla yükümlüdür. Bu nedenle, satış öncesinde ayıpların yazılı şekilde bildirilmesi ispat kolaylığı sağlar.

Ekspertiz Raporunun Rolü

Alıcının araç satın almadan önce ekspertiz raporu alması yasal bir zorunluluk değildir, ancak pratikte en çok önerilen yoldur.
Ekspertiz raporu, sonradan ortaya çıkabilecek uyuşmazlıklarda ayıbın gizli olup olmadığını belirlemede mahkemelere de ışık tutar.

Bununla birlikte, ekspertiz raporunda yer almayan ve sonradan ortaya çıkan ayıplar bakımından satıcı sorumluluğu devam eder.

İkinci el araçta ekspertiz raporu ve ayıpların ispatı

Yargıtay’ın İkinci El Araçlarda Ayıptan Sorumluluğa Dair Emsal Kararı

Yargıtay 13. Hukuk Dairesi’nin 2016/26690 E. ve 2019/9299 K. sayılı kararı şu şekildedir:

“Taraflar arasındaki uyuşmazlık, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 219 ve devamı maddelerinde düzenlenen, ayıptan sorumluluk hükümlerinden kaynaklanmaktadır. Davacının, satın aldığı araçla ilgili olarak Trafik Şube Müdürlüğü’nce tutulan kayıtları, aracın sigorta kayıtlarını, TRAMER kayıtlarını inceleme, TRAMER’e SMS atarak bilgi edinme yükümlülüğü yoktur…

Dosya kapsamından, dava konusu aracın oto pazarından alınmış olduğu anlaşılmıştır. Taraflarca dava konusu araca ait herhangi bir satış ilanından bahsedilmemiştir. Bu durumda davalı taraf, satış öncesinde davacıyı aracın ağır hasarlı olduğu konusunda bilgilendirdiğini veya davacının bu hususu bildiğini ispatlayamamıştır…

Satışa konu araç hukuki ayıplıdır. Satıcı, ayıpların varlığını bilmese bile onlardan sorumludur ve satıcının ayıba karşı tekeffül borcu bulunmaktadır. Bu nedenle davacı; TBK’nın 219. ve devamı maddelerinde düzenlenen ayıptan sorumluluk hükümlerine göre akidi olan davalıdan uğradığı zararları istemekte haklıdır.”

Bu karar, satıcının yalnızca maddi değil hukuki ayıplardan da sorumlu olduğunu, ayrıca alıcının TRAMER veya sigorta kayıtlarını inceleme yükümlülüğü bulunmadığını açıkça ortaya koymuştur.

Sonuç

Sonuç olarak, ikinci el araçlarda satıcının ayıptan sorumluluğu, Türk Borçlar Kanunu çerçevesinde geniş kapsamlı bir düzenlemeye tabidir.
Satıcı, sattığı aracın ayıpsız ve kullanım amacına uygun olmasından sorumludur. Alıcı ise, ayıbı tespit ettiği anda satıcıya bildirimde bulunmakla yükümlüdür.

Yargıtay kararları da açıkça göstermektedir ki;

  • Satıcı, ayıpların varlığını bilmese bile sorumludur.
  • Alıcı, ayıp bildirimi yapmadığı takdirde haklarını kaybeder.
  • Ekspertiz raporu, alıcının korunmasına yardımcı olsa da satıcının sorumluluğunu ortadan kaldırmaz.

Bu nedenle ikinci el araç alım satımlarında hem satıcı hem de alıcı tarafın dikkatli olması, yazılı belgelerle süreci kayıt altına alması, ileride yaşanabilecek hukuki uyuşmazlıkların önüne geçilmesi açısından son derece önemlidir.

İkinci El Araçlarda Satıcının Ayıptan Sorumluluğu ve Alıcının Seçimlik Hakları

İkinci el araç alım satımları, günümüzde oldukça yaygın bir işlem haline gelmiştir. Ancak araç satışı sonrasında ortaya çıkan arızalar veya gizli kusurlar, taraflar arasında ciddi uyuşmazlıklara neden olabilmektedir. İşte bu noktada “İkinci el araçlarda satıcının ayıptan sorumluluğu” konusu büyük önem taşır.

Türk Borçlar Kanunu’nda (TBK) yer alan düzenlemeler gereği, ikinci el araçlarda ortaya çıkan ayıplar karşısında alıcıya bazı haklar tanınmıştır. Bu haklara hukukta “ayıba karşı seçimlik haklar” denilmektedir. Aşağıda, bu hakları ve uygulamada dikkat edilmesi gereken noktaları basit şekilde ele alacağız.

Alıcının Ayıba Karşı Seçimlik Hakları

TBK’nın 227. maddesi, satıcının ayıptan sorumlu olduğu durumlarda alıcıya dört temel seçimlik hak tanımaktadır. Bu haklar, alıcının uğradığı zararın giderilmesini sağlamaya yöneliktir.

Alıcının seçimlik hakları şunlardır:

  1. Sözleşmeden Dönme Hakkı:
    Alıcı, aracı geri vermeye hazır olduğunu bildirerek satış sözleşmesinden dönebilir. Bu durumda satıcı, satış bedelini alıcıya iade etmekle yükümlüdür.
  2. Bedelde İndirim Hakkı:
    Alıcı, aracı elinde tutarak ayıp oranında satış bedelinde indirim isteyebilir. Örneğin, aracın motorunda değer düşüklüğüne neden olan bir arıza varsa, bu oranda indirim talep edilebilir.
  3. Ücretsiz Onarım Hakkı:
    Eğer aracın ayıbının giderilmesi çok masraflı değilse, alıcı satıcıdan aracın ücretsiz şekilde onarılmasını talep edebilir. Bu onarım masrafları tamamen satıcıya aittir.
  4. Ayıpsız Benzeri ile Değişim Hakkı:
    Eğer mümkünse alıcı, aracın ayıpsız bir benzeriyle değiştirilmesini isteyebilir. Ancak ikinci el araçlarda aynı nitelikte bir aracın bulunması çoğu zaman güç olduğundan bu hak uygulamada nadiren kullanılır.
İkinci el araçta ayıplı satış ve alıcının seçimlik hakları

Seçimlik Hakların Kullanımı ve Sınırları

Alıcı, bu seçimlik haklardan herhangi birini satıcının onayına gerek kalmadan kullanabilir. Ancak bu haklar sınırsız değildir.

Örneğin, araçtaki ayıp çok küçükse (örneğin kaporta çizikleri gibi) sözleşmeden dönmek yerine bedelde indirim veya onarım talebi daha uygun olacaktır. Bu durum hem alıcının hem de satıcının menfaat dengesini korur.

Eğer aracın ayıbı çok büyükse, yani aracın değeri ciddi şekilde azalmışsa, alıcı yalnızca sözleşmeden dönme veya ayıpsız bir araçla değiştirme haklarından birini kullanabilir.

Tazminat Talebi Hakkı

TBK 227. maddeye göre alıcı, seçimlik haklarını kullanmasının yanı sıra tazminat talebinde de bulunabilir.

Örneğin:

  • Sözleşmeden dönme hakkını kullanan alıcı, ödediği satış bedelini faiziyle birlikte geri isteyebilir.
  • Ayrıca satın aldığı araca yaptığı masrafları ve uğradığı doğrudan zararları da satıcıdan talep edebilir.
  • Bunun dışında kalan, dolaylı zararların da giderilmesi mümkündür. Ancak satıcı, bu zararların kendi kusurundan kaynaklanmadığını ispat ederse bunlardan sorumlu tutulmaz.

Önemli olan nokta şudur:
Satıcının kusuru olmasa bile, TBK 219 ve devamı maddelerine göre ayıptan sorumluluğu devam eder.

Ayıplı Aracın Sonradan Zarar Görmesi Durumu

Araçtaki ayıp, araç daha sonra bir kazaya karıştıktan sonra fark edilirse veya araç sonradan pert olursa bile, alıcı bu seçimlik haklarını kullanabilir.
Bu durumda alıcı, sadece aracın elinde kalan kısmını iade etmekle yükümlüdür.

Eğer aracın ayıbı alıcının kendi kullanım hatasından kaynaklanıyorsa, alıcı yalnızca araçtaki değer kaybını satıcıdan talep edebilir.

Hâkimin Müdahalesi ve Seçimlik Hakların Değiştirilmesi

Bazı durumlarda, alıcının seçtiği hak hâkim tarafından değiştirilebilir.
Örneğin, alıcı sözleşmeden dönmek istiyorsa fakat aracın tamiri veya bedelde indirim daha uygun bir çözümse, hâkim onarım veya indirim kararı verebilir.
Bu düzenleme, tarafların menfaatlerinin adil biçimde korunması için getirilmiştir.

Ayıptan Doğan Zamanaşımı Süresi

Ayıptan doğan sorumluluk zamanaşımına tabidir.

TBK’nın 231. maddesine göre:

“Satıcı daha uzun bir süre için üstlenmiş olmadıkça, satılanın ayıbından doğan sorumluluğa ilişkin her türlü dava, satılandaki ayıp daha sonra ortaya çıksa bile, satılanın alıcıya devrinden başlayarak iki yıl geçmekle zamanaşımına uğrar.
Satıcı, satılanı ayıplı olarak devretmekte ağır kusurlu ise, iki yıllık zamanaşımı süresinden yararlanamaz.”

Yani ikinci el araç satışlarında, alıcının ayıbı öğrendiği tarihten itibaren en geç iki yıl içinde dava açması gerekir.
Ancak satıcının ağır kusuru varsa bu süre işlemez.

Uygulamada Dikkat Edilmesi Gerekenler

İkinci el araç satışlarında en sık yapılan hata, ayıp fark edildikten sonra satıcıya zamanında bildirim yapılmamasıdır.
TBK 223. madde gereğince ayıp ihbarı “uygun süre içinde” yapılmazsa, alıcı aracı ayıplarıyla birlikte kabul etmiş sayılır.

Bu nedenle;

  • Ayıp fark edildiği anda satıcıya noter aracılığıyla ihtarname göndermek,
  • Gerekirse bilirkişi raporu almak,
  • Ayıbın niteliğine göre ekspertiz incelemesi yaptırmak,

alıcı açısından hak kaybını önleyecektir.

Tüm bu süreçlerin doğru şekilde yürütülmesi için, Tüketici Hukuku veya Borçlar Hukuku alanında uzman bir avukattan destek alınması önemlidir.

Sonuç

Sonuç olarak, “İkinci el araçlarda satıcının ayıptan sorumluluğu”, hem alıcının korunmasını hem de satıcının dürüst davranma yükümlülüğünü esas alan bir hukuk ilkesidir.

Alıcı, aracın ayıplı olduğunu fark ettiğinde şu haklara sahiptir:

  • Sözleşmeden dönme,
  • Bedelde indirim talebi,
  • Ücretsiz onarım isteme,
  • Mümkünse ayıpsız araçla değiştirme.

Bu haklar, satıcının kusuru olmasa dahi kullanılabilir. Ancak hak düşürücü süreler, zamanaşımı ve bildirim şartları dikkatle takip edilmelidir.

İkinci el araç satışlarında hak kaybı yaşanmaması için, ayrıntılı bir hukuki değerlendirme yapılması ve uzman bir avukat tarafından sürecin yürütülmesi en doğru yol olacaktır.

İkinci El Araç Satışında Sıklıkla Görülen Ayıplar

İkinci el araçlarda satıcının ayıptan sorumluluğu gündeme geldiğinde, en çok tartışılan konulardan biri “ayıp” kavramının kapsamıdır. Her kusur veya eksiklik doğrudan “ayıp” olarak değerlendirilmez. Bir durumun ayıp olarak kabul edilip edilmeyeceği, olayın özelliklerine ve alıcının bilgilendirilip bilgilendirilmediğine göre değişir.

Örneğin; bir araçta boya veya parça değişikliği varsa ve bu durum satış öncesinde alıcıya açıkça bildirilmişse, bu durumda ayıptan söz edilemez. Ancak aynı durum gizlenmişse veya alıcı bu konuda bilgilendirilmemişse, ikinci el araçlarda satıcı ayıptan sorumlu tutulabilir.

Ayıptan söz edebilmek için temel şart, alıcının bu durumu bilmemesi ve bilseydi aracı o koşullarda satın almayacak ya da daha düşük bir bedel teklif edecek durumda olmasıdır.

Uygulamada Sıklıkla Ayıp Sayılan Durumlar

İkinci el araç satışlarında uygulamada genellikle aşağıdaki durumlar ayıp olarak kabul edilmektedir:

  • Aracın hasar kaydının bulunması ve bu bilginin gizlenmesi
  • Değişen parçaların alıcıya bildirilmemesi
  • Şasede eğilme, bükülme, kesilme gibi yapısal bozulmaların varlığı
  • Sunroof, kapı, cam, far, radyo gibi donanımların düzgün çalışmaması
  • Motor veya şanzımanda mekanik arızaların bulunması
  • Yakıt sisteminde ya da yağlama sisteminde aksaklıklar olması
  • Aracın kilometresiyle oynanmış olması
  • Balata, fren, debriyaj gibi kritik güvenlik parçalarının arızalı çıkması
  • Sebebi belirlenemese de, aracın satıcının vaat ettiğinden daha düşük performans göstermesi

Bu sayılanlar, ikinci el araçlarda en sık karşılaşılan ayıplar arasında yer alır. Her bir durumun, Türk Borçlar Kanunu’nun 227. maddesi uyarınca değerlendirileceği unutulmamalıdır.

İkinci El Araçlarda Satıcının Ayıptan Sorumluluğu

İkinci el araç alım satımlarında en çok karşılaşılan hukuki uyuşmazlıklardan biri, satıcının ayıptan sorumluluğu konusudur. Türk Borçlar Kanunu’na göre satıcı, satışa konu aracın alıcıya bildirilmeyen veya gizlenen ayıplarından sorumludur. Ancak bu sorumluluk her durumda aynı şekilde değerlendirilmez. Aşağıda konuyu sade ve anlaşılır şekilde ele alalım.

Satıcının Bildirdiği Ayıplardan Sorumluluğu

Satıcı, satış sözleşmesi yapılırken alıcı tarafından bilinen ayıplardan sorumlu değildir. Örneğin, satıcı alıcıya aracın üç parçasının boyalı olduğunu açıkça bildirmişse, bu boyalı parçalardan dolayı sorumluluk doğmaz.

Ancak burada önemli olan nokta, satıcının bu bildirimi yazılı delille ispat etmesidir. Örneğin, internette yayımlanan ilanda aracın üç parçasının boyalı olduğunun açıkça belirtilmesi, alıcının bu durumu bildiğini gösterir. Bu durumda alıcı, sonradan “boyalı olduğunu bilmiyordum” diyemez.

Buna karşılık, ilan veya sözlü beyanlarda “üç parça boyalı” denmesine rağmen araçta dört veya daha fazla parça boyalı çıkarsa, alıcı bu durumda satıcının ayıptan sorumluluğu kapsamında kanunun kendisine tanıdığı hakları kullanabilir.

Ayrıca, ağır hasarlı (pert) araçların satışında satıcı, aracın yalnızca “hasar kaydı vardır” demekle yetinemez. Aracın ağır hasarlı veya pert kayıtlı olduğunu açıkça bildirmek zorundadır. Bu konuda Yargıtay kararları son derece nettir.

Ekspertiz Raporunun Etkisi

İkinci el araç alım satımlarında ekspertiz raporu artık çok yaygın hale gelmiştir. Ancak bu raporun hukuki etkisi çoğu zaman yanlış anlaşılmaktadır.

Ekspertiz raporunda yer alan hasarlar veya arızalar alıcı tarafından bilinir kabul edilir. Dolayısıyla raporda açıkça belirtilen ayıplar için satıcı sorumlu tutulmaz. Ancak ekspertiz raporunda yer almayan ayıplar bakımından satıcının sorumluluğu devam eder.

Eğer raporda bir hata varsa, yani aracın bazı kusurları yanlış veya eksik yazılmışsa, satıcı yine sorumludur. Eksperin bu hatasından dolayı ayrıca eksper de sorumluluk taşır. Bu durumda hem satıcı hem de ekspertiz firması hakkında hukuki işlem yapılabilir.

Bununla birlikte, alıcının ekspertiz yaptırma zorunluluğu yoktur. Ekspertiz incelemesi yapılmamış olsa dahi, satıcı aracın ayıplarını gizlemişse sorumluluktan kurtulamaz.
Ekspertiz raporunun olmaması, alıcının ayıplı araçtan doğan haklarını ortadan kaldırmaz.

Noterde Yapılan Satışın Etkisi

İkinci el araç satışları noter huzurunda yapılmaktadır. Noter satış sözleşmelerinde genellikle “aracın mevcut haliyle görerek ve beğenerek alındığı” yönünde bir ifade yer alır. Bu ifade, birçok kişi tarafından yanlış yorumlanarak “satıcı artık hiçbir şekilde sorumlu olmaz” şeklinde algılanmaktadır.

Oysa bu kayıt yalnızca açık ayıplar için bağlayıcıdır.
Yani, aracı satın alırken camında çatlak, lastiğinde yıpranma gibi gözle görülür bir kusur varsa ve alıcı bunu fark edebilecek durumdaysa, bu ayıplar için sonradan satıcıya dava açılamaz.

Ancak motor, şanzıman, kaporta, boya veya elektronik sistemlerdeki gizli ayıplar, noter sözleşmesindeki bu kayıtla ortadan kalkmaz. Çünkü bunlar alıcının gözle göremeyeceği, teknik inceleme gerektiren gizli ayıplardır.

Tramer Kaydı ve Ayıba Etkisi

Aracın tramer kaydında hasar görünmesi, alıcının bu konuda bilgi sahibi olduğunu gösterir. Ancak bu her zaman satıcının sorumluluğunu ortadan kaldırmaz.

Eğer araç, bir kazadan sonra tramer kaydına işlenmeden tamir edilmişse ve bu durum alıcıya bildirilmemişse, bu durumda yine ayıp sorumluluğu doğar.

Ayrıca, alıcı tramer kaydından haberdar edilse dahi, satıcı kazanın niteliği hakkında yanıltıcı bilgi vermişse —örneğin “sadece tampon değişti” diyerek aracın motor hasarını gizlemişse— alıcı yine kanundaki seçimlik haklarını kullanabilir.

Alıcının Tramer Kaydını Sorgulama Yükümlülüğü Var mı?

Hayır.
Alıcının, araç satın almadan önce tramer kaydını sorgulama, sigorta kayıtlarını inceleme veya SMS yoluyla bilgi edinme yükümlülüğü bulunmamaktadır.

Bu husus, Yargıtay 3. Hukuk Dairesi’nin 22/09/2021 tarihli kararında da açıkça ifade edilmiştir:

“… Davacı, Toyota … Bayii olduğunu, … ancak aracın 2. el olarak satışa çıkarıldığında tramer kaydında 45.000,00 TL civarında hasar kaydının olduğunu, bu sebeple zarara uğradığını belirterek, şimdilik 10.000,00 TL zararının ticari faizi ile davalıdan tahsilini talep etmiştir.
Davalı, 11 ay geçtikten sonra davanın açılmasının haksız olduğunu, davacının oto alım işleri yaptığını, Toyota servis ve bayisi olduğunu ve trafik kayıtlarını kontrol etmesi gerektiğini belirterek, davanın reddini savunmuştur.
… 1-Dava, satın alınan ayıplı araç nedeniyle uğranılan zararın tahsiline ilişkindir. Mahkemece, ihbar sürelerine uyulmadığı, alıcı davacının satılanı gözden geçirmeyi ihmal ettiği, satılanı bu şekli ile kabul etmiş sayıldığı, alıcının tacir olarak tramer kaydına bakması gerektiği ve bunu bilebilecek durumda olduğu kabul edilerek davalının söz konusu ayıptan dolayı sorumlu olmadığı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.

… Nitekim davacının tramer kaydını araştırma yükümlülüğü de yoktur.
… Şu halde Mahkemece, davacının zarar (bedel indirimi) talebinin nispi metoda göre değerlendirilerek karar verilmesi gerekirken, bu husus gözetilmeden yazılı şekilde karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir…22/09/2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.“

Ayıpların Bildirimi Nasıl Yapılmalıdır?

Alıcı, ayıbı öğrendikten sonra vakit geçirmeden satıcıya bildirimde bulunmalıdır.
Bildirim noter aracılığıyla ihtarname gönderilerek yapılabileceği gibi, iadeli taahhütlü mektup, e-posta veya faks yoluyla da yapılabilir.

Kanunda bildirimin şekli zorunlu olarak belirlenmemiştir. Ancak ispat kolaylığı açısından yazılı bildirim yapılması her zaman daha güvenlidir.
Unutulmamalıdır ki ayıbı bildirdiğini ispat etme yükümlülüğü alıcıya aittir.

Araçta Alıcının Bildiği Ayıplar

Türk Borçlar Kanunu’nun 222. maddesi, ikinci el araçlarda satıcının ayıptan sorumluluğu konusunu açıkça düzenlemiştir. Buna göre, satıcı, satış anında alıcının bildiği ayıplardan sorumlu değildir.

Ancak uygulamada asıl tartışma, alıcının o ayıptan gerçekten haberdar olup olmadığının nasıl ispatlanacağı noktasında ortaya çıkar. Burada ispat yükü satıcıya aittir. Yani satıcı, alıcının ayıptan haberdar olduğunu açık şekilde kanıtlamalıdır. “Ben söylemiştim” veya “zaten biliyordu” şeklinde genel ifadeler yeterli değildir.

Satıcının sorumluluktan kurtulabilmesi için, ayıpları alıcıya bildirdiğini yazılı bir delille ispat etmesi gerekir. Bu nedenle, araç satışına ilişkin tramer kayıtları, ekspertiz raporu ve satış sözleşmesinde yapılan açıklamalar büyük önem taşır.

Eğer alıcı, satış sırasında bu belgelerde açıkça belirtilmiş bir ayıptan haberdar ise, sonradan bu konuda satıcıya dava açamaz.
Örneğin, ekspertiz raporunda aracın “sağ ön çamurluğunda boya” veya “şanzımanda hafif vuruntu” olduğu açıkça belirtilmişse, alıcı bu ayıpları sonradan öğrendiğini ileri süremez. Bu durumda, satıcı, alıcının bu durumlardan haberdar olduğunu ispat etmiş olur ve sorumluluktan kurtulur.

Ancak şu da unutulmamalıdır: Alıcı, yalnızca ayıbın varlığını değil, ayıbın sonuçlarını da bilmelidir. Örneğin, ekspertiz raporunda “şanzımanda hafif sorun” yazıyor ama bu sorun aslında yüksek tamir masrafı gerektiriyorsa ve bu bilgi alıcıya verilmemişse, satıcı sorumlu olmaya devam eder.

Kısacası, satıcının sorumluluğu, alıcının ayıbı ve sonuçlarını bilip bilmediğine bağlıdır. Bilgilendirme yapılmamışsa veya eksik yapılmışsa, alıcı, Türk Borçlar Kanunu’na göre satıcıya karşı dava açabilir.

Satıcının Araçtaki Ayıbı Bilmiyor Olması Satıcıyı Sorumluluktan Kurtarmaz

İkinci el araçlarda satıcının ayıptan sorumluluğu, Türk Borçlar Kanunu’nun açık hükümleri gereğince, satıcının ayıptan haberdar olup olmamasına bağlı değildir. Yani satıcı, araçtaki ayıbı bilse de bilmese de alıcıya karşı sorumludur.

Satıcı, “Ben bu sorunu bilmiyordum”, “Araç bana da bu şekilde gelmişti”, “Benden önceki sahibinde olmuş” gibi savunmalarla sorumluluktan kurtulamaz. Çünkü kanun koyucu, alıcının korunması amacıyla ayıptan doğan sorumluluğu objektif bir şekilde düzenlemiştir.

Bu nedenle satıcı, sattığı aracın ayıpsız olduğunu ispat etmekle yükümlüdür. Eğer araçta sonradan ortaya çıkan bir ayıp varsa, bu durumda alıcı Türk Borçlar Kanunu m. 227’deki seçimlik haklarını (sözleşmeden dönme, bedelde indirim, ücretsiz onarım veya ayıpsız benzeriyle değiştirme) kullanabilir.

Satıcının bu konuda yapabileceği tek şey, ayıbı alıcıya önceden bildirdiğini kesin delillerle ispat etmektir. Aksi halde sorumluluktan kurtulması mümkün değildir.

Satıcının Ayıpları Bilmemesi veya Sebep Olmaması Sorumluluğu Ortadan Kaldırmaz

Uygulamada sıkça karşılaşılan bir yanlış düşünce, aracın önceki sahipleri tarafından yapılmış bir işlem veya gizli ayıp varsa, aracı son satan kişinin sorumlu olmayacağı yönündedir. Bu düşünce tamamen hatalıdır.

Yargıtay kararlarında da açıkça belirtildiği üzere, satıcı, ayıpların varlığını bilmese dahi alıcıya karşı sorumludur. Bu durumda satıcının yapabileceği tek şey, kendisine bu aracı satan kişiye dava açmaktır.

Yani araçtaki ayıplardan ötürü sorumluluk, araç el değiştirirken her satıcıya ayrı ayrı yansır. Her satıcı, aracı kendisinden satın alan alıcıya karşı sorumlu olur.

Yargıtay Kararı: Satıcının Ayıptan Haberi Olmasa Dahi Sorumludur

Bu durum Yargıtay kararlarında da açıkça belirtilmiştir. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun verdiği bir kararda şu ifadelere yer verilmiştir:

“Somut olaya gelince; davaya konu aracın 23.12.2007 tarihinde meydana gelen kaza neticesinde hurda haline geldiği ve sonrasında onarıldığı, Ahmet’in aracı 06.11.2008 tarihli araç satım sözleşmesiyle Ceyhun’dan satın aldığı ve 24.05.2010 tarihli araç satım sözleşmesiyle Mehmet’e sattığı uyuşmazlık konusu değildir. İspat yükü üzerinde olan Ahmet, satış öncesi aracın ayıplı olduğu konusunda Mehmet’i bilgilendirdiğini veya Mehmet’in bu hususu bildiğini ispatlayamamıştır. Kaldı ki lüzumlu vasıflarda eksiklik şeklinde ortaya çıkan ayıptan bunun varlığını bilmese dahi satıcı sorumlu olur.“

Bu kararda Yargıtay, aracın geçmişte hurda haline geldiğini bilmediğini savunan satıcının dahi sorumlu olduğuna hükmetmiştir. Dolayısıyla, satıcının “ayıptan haberim yoktu” savunması hukuken geçerli değildir.

Kilometre ile Oynanmış Araçlarda Sorumluluk

İkinci el araçlarda en sık karşılaşılan durumlardan biri de kilometre düşürme işlemleridir. Aracın kilometresiyle oynanmış olması, gizli ayıp sayılır ve bu durumda alıcı, aracı kendisine satan kişiye karşı dava açabilir.

Bu noktada da satıcı, “Kilometreyi ben düşürmedim, benden önce yapılmış” diyerek sorumluluktan kaçamaz. Çünkü kanun satıcının ayıptan haberdar olup olmamasını dikkate almaz.

Satıcı dilerse, kendisinden önceki sahibine dava açarak zararını talep edebilir. Ancak alıcıya karşı sorumluluğu ortadan kalkmaz.

Pert, Ağır Hasarlı veya Hurda Araçların Satışı

Eğer araç daha önce pert kayıtlı, ağır hasarlı veya hurda haline geldiyse ve bu bilgi alıcıya bildirilmediyse, bu da gizli ayıp olarak değerlendirilir.
Alıcı bu durumda sözleşmeden dönme, bedelde indirim veya aracın onarımını talep etme haklarını kullanabilir.

Satıcı, bu durumu bilmiyor olsa dahi sorumludur. Çünkü önemli olan, ayıbın alıcıya bildirilip bildirilmediğidir.

Aracın Piyasa Değerinin Düşük Olması Satıcının Sorumluluğunu Kaldırmaz

Bazı satıcılar, aracı “zaten ucuza sattıklarını” söyleyerek sorumluluktan kaçmaya çalışmaktadır.
Ancak Yargıtay’a göre aracın piyasa değerinin altında satılmış olması, alıcının ayıpları bildiğini göstermez.

Yani bir araç, piyasa değerinden düşük bir bedelle satılmış olsa bile, bu durum alıcının o araçtaki ayıpları kabul ettiği anlamına gelmez.
Satıcı, ayıpları alıcıya bildirdiğini somut delillerle ispat edemiyorsa, yine sorumlu olacaktır.

Sonuç

Özetle, ikinci el araçlarda satıcının ayıptan sorumluluğu, satıcının kusuruna veya bilgisizliğine bağlı değildir. Satıcı, sattığı aracın ayıpsız olduğunu ispatlayamadığı sürece, ortaya çıkan her türlü ayıptan sorumlu tutulur.

Bu nedenle hem alıcıların hak kaybı yaşamaması, hem de satıcıların gereksiz sorumluluk altına girmemesi için satış sürecinde ekspertiz raporu alınması, tramer kayıtlarının incelenmesi ve satış sözleşmesinde bu hususların açıkça belirtilmesi son derece önemlidir.

İkinci el araç satışlarında yaşanan bu tür uyuşmazlıklarda, sürecin doğru yönetilmesi adına bir avukattan profesyonel destek alınması hak kayıplarının önüne geçecektir.

Faiz Konusunda Bilinmesi Gerekenler:

Ayıplı araç nedeniyle sözleşmeden dönme hakkını kullanan alıcı, araç bedelinin iadesini talep ettiğinde faiz başlangıç tarihi önemli bir konudur. Bu durumda faiz, araç satıcıya iade edildiği tarihten itibaren işlemeye başlar.

Yani örneğin; bir araç 01.01.2025 tarihinde satın alınmış ve dava sonunda bedel iadesine karar verilmişse, faiz bu tarihten değil, araç satıcıya teslim edildiği günden itibaren işler. Çünkü alıcı, dava süreci boyunca aracı teslim etmeden kullanmaya devam etmiş olabilir. Aracı kullanmaya devam eden bir kişinin bu süre için faiz talep etmesi mümkün değildir.

Ancak bazı istisnai durumlarda, araçtaki ayıp aracın kullanılmasını tamamen engelleyecek düzeyde olabilir. Eğer araç bu şekilde kullanılamaz hale geldiyse, faiz bu durumda dava tarihinden veya aracın kullanılamaz hale geldiği tarihten itibaren işlemeye başlar.

Son olarak, eğer satıcı araç alım satımını ticari faaliyet olarak yapmayan bir kişi ise, bu durumda uygulanacak faiz türü yasal faiz olacaktır.

Dava Devam Ederken Araç Satılabilir mi?

Bu konuda en çok sorulan konulardan biri, dava açıldıktan sonra aracın satılıp satılamayacağıdır.

Eğer alıcı, satış bedelinde indirim hakkını kullanarak dava açmışsa, dava sürecinde aracı üçüncü bir kişiye satması mümkündür. Burada önemli olan husus, dava açıldığı tarihte aracın malikinin alıcı olmasıdır. Araç dava sırasında el değiştirse bile, bu durum davanın devam etmesine engel olmaz.

Ancak alıcı, sözleşmeden dönme hakkını kullanmış yani aracı iade edip bedelini geri istemişse, bu durumda aracı dava sürecinde satamaz. Çünkü dava sonunda haklı bulunursa, aracı satıcıya geri verme yükümlülüğü doğacaktır. Bu nedenle sözleşmeden dönme talebiyle açılan davalarda aracın satılması uygun değildir.

Galeriden Alınan Aracın Ayıplı Çıkması

Galeriden alınan araçlarda ortaya çıkan ayıplar, alıcı açısından ciddi hak kayıplarına yol açabilir. Türk Borçlar Kanunu uyarınca satıcı, satışa konu aracın ayıpsız, güvenli ve sözleşmede belirtilen niteliklere uygun şekilde tesliminden sorumludur. Eğer araç teslimden sonra açık (gözle görülebilir) veya gizli (sonradan fark edilen) ayıplar taşıyorsa, alıcı çeşitli haklarını kullanabilir.

Bu durumda alıcı;

  • Sözleşmeden dönme,
  • Ayıp oranında bedel indirimi talep etme,
  • Ücretsiz onarım isteme,
  • Veya ayıpsız bir araçla değişim talebinde bulunma haklarına sahiptir.

Aracın tesliminden sonraki ilk 6 ay içinde ortaya çıkan ayıpların, teslim anında mevcut olduğu kabul edilir ve bu durumda ispat yükü satıcıya geçer. Özellikle ikinci el araç alımlarında, alıcı ayıp tespit ettiğinde durumu yazılı olarak bildirmeli ve gerekirse Tüketici Hakem Heyeti veya Tüketici Mahkemesi’ne başvurmalıdır.

0 kilometre araçlarda en ufak arıza dahi “ayıp” olarak kabul edilirken, ikinci el araçlarda alıcının bilerek kabul ettiği hasarlar ayıp sayılmaz. Ancak, satıcının satış sırasında verdiği beyanlara uymayan veya gizlenen kusurlar ayıp niteliğindedir. Bu kapsamda özellikle gizli ayıplar (örneğin sonradan fark edilen motor, şanzıman, kilometre oynama vb.) bakımından satıcının sorumluluğu devam eder.

Galerilerin Özel Hukuki Sorumlulukları

İkinci el araç satışlarında, genel ayıba karşı sorumluluk hükümlerinin yanında, galeriler için özel bir yasal sorumluluk da öngörülmüştür.

İkinci El Motorlu Kara Taşıtlarının Ticareti Hakkında Yönetmelik’in 15. maddesine göre, galeriler sattıkları ikinci el otomobil veya arazi taşıtları için en az 3 ay veya 5.000 km süreyle belirli sistemler açısından zorunlu garanti vermekle yükümlüdür.

Bu garanti;

  • Motor,
  • Şanzıman,
  • Tork konvertörü,
  • Diferansiyel,
  • Elektrik sistemi bileşenlerini kapsar.

Galeriler, bu parçalarda ortaya çıkan arızaları en geç 45 gün içinde ücretsiz şekilde onarmak zorundadır. Tüm tamir masrafları satıcıya (galeriye) aittir.

Eğer arızanın giderilmesi 10 iş gününden fazla sürecekse, galeri, tamirde geçen 10 iş gününü izleyen 3 iş günü içinde alıcıya benzer bir aracı ücretsiz olarak kullanıma sunmakla da yükümlüdür.

Ancak yönetmelik bazı istisnaları da düzenlemiştir. Garanti kapsamı dışında kalan arızalar arasında şunlar yer alır:

  • Satış sırasında alıcıya bildirilen ve belgelenen hasarlar,
  • Ekspertiz raporunda belirtilen kusurlar,
  • İkaz lambası yandığı halde aracın kullanılmaya devam edilmesinden veya uygun olmayan yakıt/yağ kullanılmasından kaynaklanan arızalar.

Buna ek olarak, bazı ikinci el araçlarda üretici garantisi hâlâ devam edebilir. Bu durumda sorumluluk galeriye değil, üretici firmaya aittir.

ÖRNEK SENARYOLAR VE MAHKEMENİN VERECEĞİ KUVVETLE MUHTEMEL KARARLAR

ÖRNEK SENARYO VE KARAR 1:

1.180.000-TL ödeyerek satın aldığı Opel marka aracının, kontrol ettirdiğinde airbaglerinin işlemli ve olduğunu farkeden alıcı, aracındaki değer kaybının ve yaptığı masrafların aracı satan kişiden tahsili amacıyla açılacak dava sonunda mahkeme, yaklaşık 248.000 TL’nin faizi ile birlikte satıcıdan alınarak ödenmesine karar verecektir

ÖRNEK SENARYO VE KARAR 2:

SARI SİTE’den görüp beğenerek satın aldığı araçta arıza ile karşılaşan ve arızaları toplam 84.500 TL karşılığında tamir ettiren alıcı, dava açarak bu tamir bedelini satıcıya yansıtıp satıcı tarafından ödenmesini isterse bu bedelin satıcı tarafından ödenmesine karar verilir.

ÖRNEK SENARYO VE KARAR 3:

BMW marka otomobili, 2.119.000 TL bedel karşılığında 2. el olarak satın alan alıcı, aracın yağ yaktığını farkedip aracı yetkili servise götürüp 67.000 TL masraf yaparak yaptırmıştır. Alıcı yetkili servise yaptığı ödemeler ve araçtaki değer kaybının satıcıdan tahsili amacıyla dava açarsa, mahkemece toplam 67.000 TL’nin faizi ile birlikte satıcıdan alınarak alıcıya ödenmesine karar verir.

ÖRNEK SENARYO VE KARAR 4:

BMW marka otomobili, 2. el olarak 988 bin TL’ye satın alan bir alıcı, aracı satın aldıktan sonra yaşadığı motor arızaları ve hasar kayıtları sebebiyle dava açarsa dava sonunda mahkeme, toplam yapılan masrafın faizi ile birlikte alıcıya ödenmesine karar verecektir.  

 

ÖRNEK SENARYO VE KARAR 5:

Alıcıya 677 bin TL’ye araç satılmış. Satıldıktan sonra, aracın tamir görmesini gerektirir sorunları bulunduğu ve kilometresiyle oynandığı anlaşılan (ayıplı) araç için satış bedelinden indirim talebi ile açılan dava sonunda, satış bedelinden indirim yapılmasına ve bu tutarın dava tarihinden itibaren işleyecek faizi ile birlikte aracı satan kişi tarafından alıcıya ödenmesine karar verilecektir.  

İkinci El Araçlarda Satıcının Ayıptan Sorumluluğu Hakkında Sıkça Sorulan Sorular

  1. İkinci el araçta ayıp nedir ve satıcı hangi durumlarda sorumludur?
    İkinci el araçta ayıp, aracın kullanımını veya değerini azaltan, alıcıya bildirilmemiş sorunlardır. Satıcı, aracın ayıplarından her durumda sorumludur; ayıbı bilmesi veya bilmemesi fark etmez.
  2. Satıcı ayıbı bilmiyorsa sorumluluktan kurtulabilir mi?
    Hayır. Satıcı, ayıptan habersiz olsa da alıcıya karşı sorumludur. Bilmediğini iddia edebilir ancak dava açıldığında, alıcıya zarar vermişse sorumluluğu devam eder.
  3. Araçta önceden hasar varsa alıcı hangi haklarını kullanabilir?
    Alıcı, sözleşmeden dönme, bedel iadesi, ayıp nedeniyle indirim veya masrafların tahsili gibi seçimlik haklarını kullanabilir.
  4. İkinci el araçta kilometre sayacı düşürülmüşse alıcı ne yapabilir?
    Alıcı, aracın kilometresinin düşürüldüğünü fark ederse, satıcıya karşı dava açabilir ve zararını talep edebilir. Satıcının haberi olmasa bile sorumludur.
  5. Satıcı aracın ayıplarını bildirdiğini nasıl ispatlar?
    Satıcı, tramer kaydı, noter sözleşmesi, ekspertiz raporu veya yazılı bilgilendirme ile ispat yapmak zorundadır. “Ben söyledim” savunması geçerli değildir.
  6. Aracın piyasa değerinden düşük satılması ayıp bildiği anlamına gelir mi?
    Hayır. Araç ucuz satılsa bile, alıcının ayıplardan haberdar olduğu anlamına gelmez. Satıcının ispat yükü vardır.
  7. Satış bedelinden indirim talep edilebilir mi?
    Evet. Araçta ayıp varsa, alıcı, araç bedelinden ayıp oranında indirim talep edebilir.
  8. Araç bedelinin geri alınması durumunda faiz ne zaman işler?
    Dava sonunda, araç alıcı tarafından satıcıya teslim edildiği tarihten itibaren faiz işler. Araç kullanılabilir durumda ise, teslim öncesi faiz talep edilemez.
  9. Dava süresince araç satılabilir mi?
    Araç, satış bedelinde indirim talep ediliyorsa dava süresince üçüncü kişiye satılabilir. Ancak, araç bedelinin iadesi talep ediliyorsa aracı satmak mümkün değildir.
  10. Aracın ikinci el satışında yapılan tamir masrafları satıcıya ödetilebilir mi?
    Evet. Alıcı, arızaları kendi cebinden tamir ettirdiyse, masrafları satıcıdan tahsil edebilir.
  11. Satıcının önceki sahiplerden kaynaklanan ayıplardan sorumluluğu var mıdır?
    Evet. Satıcı, araçta kendisinden önceki sahiplerden kaynaklanan ayıplardan da alıcıya karşı sorumludur. Bu durumda satıcı, kendi zararını önceki sahibine rücu edebilir.
  12. Alıcı aracın ayıplarını öğrendiğinde hangi yasal hakları kullanabilir?
    Alıcı, seçimlik hakları kullanabilir: sözleşmeden dönme, bedel iadesi, ayıp nedeniyle indirim veya masrafların tahsili.

AKLINIZA TAKILAN SORULARI SORABİLİRSİNİZ

Thanks for sending Email!

Processing...

Diğer Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir