Malpraktis (Doktor Hatası) Nedeniyle Tazminat Davası
Malpraktis davaları, Sağlık hizmeti veren gerçek veya tüzel kişinin sağlık hizmetinin ifası sırasında kasten veya taksirle yapmış olduğu haksız fiili neticesinde hastanın zarar görmesine ilişkin davalardır. Sağlık hizmeti veren gerçek kişi doktor, hekim, hemşire, ebe, anestezi uzmanı gibi sağlık çalışanıdır. Hekimin hukuki sorumluluğu kapsamında hastaya, kendi kusurları sebebiyle verdikleri zararı tanzim etmekle yükümlüdürler. Kimi zaman hekim görevini yerine getirmiş olsa da sağlık hizmeti veren tüzel kişilik yani hastane, klinik vb. kurumların malpraktisten sorumlu olduğunu görmekteyiz. Bu sebeple malpraktis avukatından hizmet alarak sorumluluğun sağlık personeline mi yoksa sağlık kuruluşuna mı veya her ikisine de mi ait olduğunu tespit etmelisiniz. Dava açmadan önce davalı tarafın tespitinin doğru yapılması davanızın sürecini tamamen etkileyeceğinden doğru hukuki yardımı almanız gerekmektedir.
Malpraktis nedir?
İlk olarak, sağlık hukuku kapsamında hastalar bilmelidir ki tüm tıbbi girişimler belirli bir risk taşımaktadır. Hekimlik suçları haricinde hekim, bu risklerin tamamından sorumlu tutulamaz. İkinci olarak hekim yalnızca kendi hatasından ötürü oluşan risklerin sorumluluğunu taşımaktadır. hastaya tüm riskler ayrıntısıyla açıklanır. Sonuçta, hasta risklere rağmen uygulamaya onay verirse hukuki olarak ‘izin verilen risk’ kavramı ortaya çıkar. Tıbbi adı komplikasyondur. Her türlü tedbir alınmasına rağmen kaçınılamayan zarar komplikasyon iken gerekli tedbirler alınsaydı ortaya çıkmayacak kötü sonuç (Medikal Malpraktis) tıbbi uygulama hatasıdır. Hekim kural olarak tıbbi uygulama hatalarından sorumlu tutulmaktadır. Örneklendirirsek, tıbbi uygulama hataları
- hekimin kayıt tutmadaki yetersizliği
- hekimin yetkisiz işlem yapması,
- konsültasyon işlemlerinde yaşanan sıkıntılar,
- hekimin yanlış tanı ve tedavi uygulaması
Hastada bir zarar ortaya çıktığında bu zararın tıbbi bir uygulamadan kaynaklanıp kaynaklanmadığını belirleme görevi tıbbi bilirkişilerindir. Ortaya çıkan zararda hekim elindeki teknolojik imkanlar doğrultusunda gerekli özen ve yükümlülüğü göstermişse oluşan zarardan hekimin bir sorumluluğu bulunmamaktadır. Hekimin hatasını belirlemedeki bilirkişilik kurumu hukuki temelini 6100 sayılı HMK 283 ile CMK Madde 68’ den alır. Bilirkişiler Yüksek Sağlık Şurası, Adli Tıp Kurumu, üniversitelerdeki anabilim dalları ve bilirkişi listesindeki doktorlardır.
Malpraktis Davalarında Ceza Verilir mi?
Malpraktis davaları, mesleğini ifa ederken kasten veya taksirle yapmış olduğu hatalı tıbbi uygulamanın hastaya zarar vermesi sonucunda oluşur. Bu zararın neticesinde hastada telafisi zor veya imkansız zararlar meydana gelir. Malpraktis davaları hukuk davalarındandır. Hukuk davalarında ceza davalarındaki gibi bir ceza verme süreci olmayacaktır. Malpraktis davalarının sonucunda hekim kusurlu bulunur ise hastanın zararını karşılaması gerekecektir. Bu zarar hastanın talebine göre maddi ve manevi tazminat ödenmesi, sağlık giderlerinin karşılanması şeklinde para veya para ile ölçülebilen hususlar olacaktır. Malpraktis davalarında hekimin taksirli yaralama suçu işlemesi muhtemeldir. Buna ilişkin ceza mahkemelerinde hastanın şahsen veya malpraktis avukatı vasıtasıyla dava açması gerekir.
Türk Ceza Hukukunda; hekimlerin özel ve kamuda çalışması dava sürecini etkilemektedir. Şöyle ki özelde çalışan sağlık çalışanları için izin almaksızın savcılığa yapılan şikayet üzerine soruşturma başlar. Kamuda çalışan sağlık çalışanları için ise 4483 Sayılı Kanun gereğince, idari makam izni ile dinlenir. Soruşturma izni verilmesi durumunda bu karar idari makamdan çıkmış olacağı için idarenin her türlü karar ve eylemine karşı idare mahkemelerine yargı yolu açıktır.
Üniversite personelleri için başvuru yeri Danıştay’dır. Bölge İdare Mahkemesi ve Danıştay’ın bu yöndeki kararları kesindir. Bu kararlara karşı itiraz hakkı yoktur. Yasal süreç başlamış olur. Savcı re’sen ve mağdur talebi üzerine lehe ve aleyhe delilleri toplar. Soruşturmasını bitiren savcı konu hakkında iddianame hazırlar ve ilgili mahkemeye gönderir. Mahkeme soruşturmanın iddianame talebini kabul ederse kovuşturma aşamasına geçer. Yargılama sürecinde mahkeme delil toplar, tanık dinler, bilirkişiye başvurur, uzman görüşlerini dikkate alır.
Malpraktis Davalarında Süreç
Zarara uğrayan kişi dava yoluna başvurarak tazminat talebinde bulunabilir. Tazminat talebi ile birlikte zararının giderilmesini de talep eder. Birinci olarak görevli mahkeme Tüketici Mahkemesidir. Yetkili mahkeme haksız fiil zararının gerçekleştiği yer mahkemesidir. Malpraktis davalarına ilişkin uyuşmazlıkların çözümlenebilmesi için sağlık hukuku alanında uzmanlaşmış bir avukattan vekillik alınması hak kaybının yaşanmasının önüne geçecektir. Malpraktis davalarının kazanılmasında en önemli husus malpraktis avukatının dava dilekçesini hazırlamakta ve delillerin toparlanmasını takip etmekte aktif faaliyet göstermesidir. Hukuk davalarının tamamında olduğu gibi malpraktis davalarında da iddiaların ispatlanması hususu önem arz etmektedir. Ayrıca dava kazanıldıktan sonra tazminata hak kazanan tarafın bu ilamı icraya koymak suretiyle tazmin etmesi gerekmektedir. Davanın sürüncemede kalmaması daha kötüsü reddedilmemesi için muhakak uzman bir malpraktis avukatından yardım almanız gerekir.
Malpraktis Davasında Dilekçenin Önemi
Malpraktis davası, sağlık, tazminat ve ceza hukuku alanında bilgi sahibi olunması gereken dava türleridir. Bu davayı açabilmek için öncelikle usul ve esasa uygun dava dilekçenizin olması gerekmektedir. Davanın en önemli aşaması ve davanın başlangıcı olan dava dilekçesi usul ve esasa uygun açılmadığı taktirde davanız reddedilecektir. Aynı konuya dayalı tekrar dava açma hakkınız bulunmadığından reddedilen bir davada geri dönüşü olmayan hatalara sebep olacaktır. Ayrıca malpraktis davanızın reddedilmesi yapmış olduğunuz masraflar açısından da maddi olarak kayba uğramanıza sebep olacaktır. Malpraktis davasında dilekçeniz hukuka uygun şekilde hazırlandıktan sonra gider avansı kapsamında yatırılan tebligat giderleri ile dava dilekçeniz tebliğe çıkarılacaktır.
Hekim Hatası ve Komplikasyon Arasındaki Fark
Malpraktis davası açabilmek için hastanın hekimin hatasından kaynaklanan bir zarara uğramış olması gerekir. Ancak bu zararın komplikasyon kapsamında olmaması gerekir. Komplikasyona dayanarak açılan bir dava esas yönünden reddedilecektir. Hekimin komplikasyon davaları kapsamında sorumluluğu bulunmamaktadır. Bu sebeple malpraktis avukatı ile hazırlanan dilekçede hastanın mağduriyetinin komplikasyon kapsamında olmadığını ispatlayacak şekilde hazırlanacaktır.
Malpraktis Davasında Tarafların Belirlenmesi
Malpraktis davalarındaki en önemli hususlardan biri de davanın taraflarının doğru belirlenmesidir. Malpraktis avukatı, davanın taraflarını doğru şekilde tespit ederek davaya müdahil olması gereken tarafların sorumluluktan kaçmasını önlemiş olacaktır. Sağlık hukuku kapsamında açılan çoğu davada tarafların doğru tespit edilememesi sebebiyle davanın sürüncemede kaldığı veya reddedildiği görülmüştür. Malpraktis davalarında tarafların tam ve eksiksiz tespiti usul hukuku açısından zorunludur. Tarafların tespiti ile birlikte usulüne uygun tebligatın çıkarılması gerekmektedir. Tebligatın usulüne uygun yapılması dava şartlarından olduğundan davanız kazanılmış olsa dahi usulsüz tebligattan ötürü davanız yüksek mahkeme tarafından yeniden görülmek üzere istinaf edilebilecektir. Malpraktis avukatınız vasıtasıyla açacağınız bu davalarda bu tür olumsuzlukların yaşanmaması adına vekiliniz delillerin toparlanması, tebligatların tam ve eksiksiz yapılması gibi hususlarda dikkatli davranacaktır.
Malpraktis Davasında Delillerin Toplanması
Malpraktis davalarında dava dilekçesi hazırlanıp, taraflara tebliğ edildikten sonra taraflara davadaki iddialara ilişkin cevap hakkı verilecektir. Davalı taraf cevap dilekçesi ile davacının dilekçesindeki isnatlarına cevap verecektir. Bu aşamada malpraktis avukatının delillerin toparlanması, kamera görüntülerinin talebi, hastanın belgelerinin ve öyküsünün getirtilmesi için hastanelere müzekkere yazılmasını talep etmesi gerekir. Malpraktis davalarındaki en önemli aşama delillerin tam ve zamanında toparlanmasıdır. Hukuki uyuşmazlığı çözecek mahkeme kendiliğinden araştırma yapabileceği gibi tarafların getirdiği delilleri de değerlendirmektedir. Malpraktis davalarında davacı taraf, dava dilekçesinde iddia ettiği hususları ispatlamakla mükelleftir. Dava dilekçesinde belirtildiği halde ispatlanamayan hususlar mahkemenin davacının haklılığına ilişkin inancını zedeleyecektir. Bu sebeple davanın kaybedilmesine sebep olabilecektir. Hazırlanan dilekçe eksik veya fazla bilgi içermeyecek usul ve esas yönünden eksiksiz olması gerekmelidir.
Dava Açma Süreci ve Ön İnceleme Aşaması
Dava dilekçesinin hazırlanması ve tebligatların usulüne uygun yapılmasından sonra harç ve giderlerde vezneye eksiksiz yatırılması ile dava açma süreci tamamlanır. Mahkeme davanın usul ve esasa uygunluğunu incelemek için ön inceleme duruşması yapacaktır. Ön inceleme duruşması için mahkeme uygunluk takvimine göre duruşma günü verecektir. Ön inceleme duruşmalarında mahkeme dava şartlarının varlığını araştırır. Dava şartlarının eksik olması hususunda eksikliğin giderilmesi için taraflara süre verilir. Eksikliğin giderilmesi için verilen süre kesin süre kapsamındadır. Bu süre içinde eksiklik giderilmezse malpraktis davası dava şartı yokluğundan reddedilecektir. Böyle bir durumda dava amacıyla yapmış olduğunuz masraf ve giderler tarafınıza iade edilmeyecektir.
Malpraktis Davalarında Arabuluculuk Süreci
Malpraktis davalarında; mahkeme huzurunda dava açmadan önce sağlıkta zorunlu arabuluculuk kapsamında mutlaka başvurmanız gereken bir süreçtir. Arabuluculuğa başvurmadan açılan davanız usul eksikliğinden reddedilecektir. Malpraktis davalarının uzun sürmesi, mahkemelerin bu konuda uzmanlaşmamış olması malpraktis avukatına daha büyük sorumluluk yüklemektedir. Dava sonuçlandıktan sonra dahi tarafların davayı yüksek mahkemeye taşıması orada da belirli bir süre geçmesi hastayı yıpratmaktadır. Bu sebeple malpraktis avukatınızla katılacağınız etkili bir arabuluculuk süreci size maddi ve manevi büyük kazançlar sağlayabilecektir.
Arabuluculuk Sürecinde Tarafların Yaklaşımı
Tarafların şahsen yapmış olduğu arabuluculuk başvurularında davalı tarafın hastayı gereği gibi muhatap almadığına, hastanın tıbbi ve hukuki bilgi eksikliğinden yararlanarak hastayı mahkeme sürecine zorladıklarına şahit olmaktayız. Bir diğer ihtimalde de hastanın tecrübesizliğinden yararlanarak, davadan vazgeçebilmesi amacıyla hastanın arabuluculuk sürecine şahsen katıldığı çoğu malpraktis davalarında tazminatın olması gerekenden çok daha düşük tutularak dosyanın kapatıldığına şahit olmaktayız.
Arabuluculuk Tutanağının Hukuki Niteliği
Arabuluculuk tutanağı kanun gereğince ilam gibidir. Dolayısıyla arabuluculuk aşamasında maddi ve manevi tazminat ve her türlü alacak hakkından feragat ettiğinize dair beyanlar içeren tutanağı imzalamanız halinde geri dönüş mümkün olmayacaktır. Arabuluculuk tutanağı; mahkeme kararı gibi sonuç doğuracaktır. Bu sebeple hasta arabuluculuk davalarına muhakkak avukatı ile katılmalıdır. Hastalar yaşamış oldukları psikolojik yıpranma ve fiziksel zararının sonucu sağlık kaybının başka herhangi bir kayba benzememesi, giden sağlığın telafisi güç veya imkansız zararlar doğurması hastanın mağduriyetini artırmaktadır. Hastalar çoğu zaman tekrar ameliyat olabilmek adına uzun yıllar bekleyeceklerini ifade etmektedir. Bazı hastalarda ise hastanın ameliyat önceki sağlığına kavuşması imkansız olmaktadır. Bu sebeplerle sizi çok iyi anlayan hem de hukuki birikimi olan avukatınızla arabuluculuk sürecine başvurmanız ve süreci etkin bir şekilde yönetmeniz sizi yıllar boyu sürecek dava aşamasından koruyacaktır.
Arabuluculuk Sonrası Tazminat Ödemeleri
Arabuluculuk tutanağı imzalandıktan sonra mahkeme kararı (ilam) hükmündedir. Arabuluculuk tutanağında hastaya tazminat ödenmesi hususunda tarafların anlaştıklarını varsayalım. Süresinde yapılmayan tazminat ödemelerine ilişkin avukatınız vasıtasıyla ilamlı icra takibi başlatmanız gerekecektir.
Hatalı Estetik Ameliyat Nedeniyle Malpraktis Davaları
Estetik operasyonlarda malpraktis (tıbbi hata veya ihmal) ciddi sonuçlar doğurabilir. Bu tür hatalar, doktorun özen yükümlülüğüne aykırı davranması veya mesleki standartlara uygun hareket etmemesi durumunda ortaya çıkar. İşte estetik operasyonlarda yaygın malpraktis örnekleri:
- Yanlış Teknik veya Prosedür Uygulanması
- Yanlış estetik işlemin yapılması (örneğin, hastanın istediği burun şekline ulaşamaması).
• Hatalı dikiş teknikleri veya cerrahi uygulamalar nedeniyle şekil bozukluklarının oluşması.
- Yetersiz Ön Bilgilendirme
- Risklerin, yan etkilerin ve sonuçların hastaya doğru bir şekilde açıklanmaması.
• Alternatif tedavi seçeneklerinin sunulmaması.
- Sterilizasyon Eksiklikleri
- Ameliyat sırasında hijyen kurallarına uyulmaması.
• Enfeksiyona yol açacak ortamda operasyon yapılması.
- Hatalı Anestezi Uygulaması
- Genel veya lokal anestezinin hatalı dozda uygulanması.
• Anesteziye bağlı komplikasyonların oluşması.
- Yanlış veya Eksik Tıbbi Değerlendirme
- Hastanın sağlık durumunun yeterince incelenmeden operasyona alınması (örneğin, alerjilerin veya kronik hastalıkların göz ardı edilmesi).
• Operasyona engel teşkil eden sağlık sorunlarının dikkate alınmaması.
- Sonuçların Doğal Olmaması
- Aşırı düzeltmeler veya düzensiz sonuçlar (örneğin, asimetrik dudak dolguları veya burun şekil bozukluğu).
• Operasyonun, hastanın yüz hatlarıyla uyumsuz bir sonuç doğurması.
- İzlerin Kalıcı Hale Gelmesi
- Yetersiz cerrahi teknik nedeniyle belirgin ameliyat izleri kalması.
• Beklenmeyen cilt deformasyonları (örneğin, germe operasyonları sonrası deri yırtılmaları).
- Uygun Olmayan Dolgu veya Malzeme Kullanımı
- FDA onayı olmayan veya kalitesiz malzemelerin kullanımı.
• Dolgu maddelerinin hatalı uygulanması ve yüz felci, cilt nekrozu gibi komplikasyonlar.
- Hatalı Tedavi Sonrası Bakım
- Ameliyat sonrası iyileşme sürecinde hastaya doğru yönlendirme yapılmaması.
• Komplikasyonların ihmal edilmesi ve zamanında müdahale edilmemesi.
- Operasyon Sonrası Beklenen İyileşmenin Sağlanamaması
Hatalı uygulamalar nedeniyle estetik hedeflere ulaşılamaması.
İşlev kaybı (örneğin, burun estetiği sonrası nefes alma problemlerinin artması).
Malpraktis Sonucu Ortaya Çıkabilecek Durumlar
Enfeksiyon, cilt kaybı, sinir hasarı.
Şekil bozuklukları ve asimetri.
Psikolojik travma ve hasta memnuniyetsizliği.
Daha fazla cerrahi müdahale gereksinimi.
Malpraktis (Doktor Hatası) Nedeniyle Tazminat Davası Sıkça Sorulan Sorular
Malpraktis Davaları Ne kadar sürede sonuçlanır?
Malpraktis davalarının ne kadar sürede sonuçlanacağını kesin olarak söylemek mümkün değildir. Davanın açıldığı mahkemenin iş yoğunluğu fazla ise duruşma gününün aylar sonrasına verilme durumu söz konusu olacaktır. Dava aşamasında usul yönünde eksikliklerin olması bu eksikliklerin giderilmesi için ek süreler tanınmasını gerektireceğinden yine dava süreci uzayacaktır. Davanın malpraktis avukatı ile açılması, vekilin aktif dava takibi, delillerin toparlanması sürecini hızlandıracak bu sayede davanın mümkün olduğunca kısa sürede bitirilmesi amaçlanacaktır. Adalet Bakanlığı’ nın 2019 senesinde hayata geçirdiği hedef süre uygulaması neticesinde malpraktis davalarının 300 gün içerisinde bitirilmesi hedeflenmiştir. Ancak uygulamadaki tecrübemize dayanarak malpraktis davalarının 2-2.5 sene sürdüğünü söylemek mümkündür.
Malpraktis davaları hangi durumlarda açılır?
Hekimin tıbbı müdahaleden doğan hukuki sorumluluğu kapsamında komplikasyon olmayan, haksız fiiller malpraktis davası açmak için yeterlidir. Hastanın onamının eksik veya hatalı alınması durumunda da malpraktis davası açılabilecektir. Hastaya eksik bilgi verilmesi, hastanın tıbbi müdahalede rızasının bulunmaması, hastanın vücut bütünlüğünde görünür veya görünmez bölgesinde hasar kalması malpraktis davası açmak için yeterlidir. Uygulamada üzülerek görmekteyiz ki estetik operasyonlardan kaynaklı malpraktis davaları azımsanamayacak kadar çoktur. Hastaların burun estetiği yaptırmak amacıyla girmiş olduğu ameliyathaneden burun çürümesi sonucu ile çıktığı, yağ aldırma (liposuction) davalarından çift göbek deliği ile taburcu edildiğine, başarısız saç ekimi operasyonu geçiren hastanın donör bölgesindeki zarar neticesinde kellik bölgesine bir daha saç ekimi yapılamayacak olmasına üzülerek şahit olmaktayız. Malpraktis davalarınıza ilişkin ayrıntılı bilgi ve danışmanlık için malpraktis avukatı ile iletişime geçmelisiniz.
Malpraktis Davası açmak için ne kadar ücret gerekir?
Malpraktis davalarında arabuluculuğa başvurmak ücretsizdir. Arabuluculuktan sonuç alınamaz ise dava açmanız gerekecektir. Malpraktis davalarında dava açma ve masraflar her yıl değişmektedir. Malpraktis davanızı avukat aracılığı ile takip edecekseniz vekalet çıkartmanız gerekecektir. Malpraktis avukatınızla görüşerek dava masrafları ve vekalet ücreti hususunda bilgi almanız uygun olacaktır.
Malpraktis davalarında mahkeme masraflarını kim öder?
Dava açma esnasında gereken harç ve giderler davacı tarafından yatırılır. Adli yardım kapsamında verilen vekillik hizmetinde vekalet ücretini davacı adına devlet öder. Mahkemeyi kazanan davacı taraf, uyuşmazlık sebebiyle yapmış olduğu mahkeme masraflarını; kaybeden davalı taraftan tahsil edebilecektir.
Malpraktis davası açmak için nereye başvurulur?
Mahkemelerin içerisinde bulunan adliye tevzi büroları vardır. Şahsen yapılacak başvurularda sıra alınarak dava dilekçeniz, mahkeme harç ve giderlerinin yatırıldığına dair faturalarınızla birlikte tevzi bürodan başvuru yapabilirsiniz. Malpraktis avukatı ile çalışmanız dahilinde yalnızca notere giderek vekaletname çıkartmanız yeterli olacaktır. Avukatınız haftasonu ve mesai saatleri dışında dahi dava açabilme yetkisine sahiptir.
Malpraktis davası açmak için neler gereklidir?
Malpraktis davalarında komplikasyon olmamasına dikkat ederek davanıza ilişkin beyan ve isnatlarınızı içeren dava dilekçeniz olmalıdır. Dava dilekçenize muhakkak delillerinizi eklemelisiniz. Dava dilekçe ve eklerinin kontrolü için malpraktis avukatından danışmanlık alabilirsiniz. Belgelerinizi tamamladıktan sonra adliyenin tevzi bürolarına giderek başvuruda bulunabilirsiniz.
Malpraktis davalarında hakim neye bakar?
Hakim, davacının iddia ve isnatlarının doğruluğunu araştırmak ve sonucunda vicdani kanaatine göre karar vermek zorundadır. Bu sebeple malpraktis davalarında davacının (hakimin) sunmuş olduğu somut delillerin varlığı önem arz eder. Hastane veya hekimle yapılan yazışmalar, hastanın öyküsünü içeren anamnez raporu, hastanelerin sorumluluğu kapsamında hasta kayıtlarının usulüne uygun tutulup tutulmadığını inceleyecektir. Hasta yakınlarının tanık sıfatıyla verdikleri beyanlar da malpraktis davalarında önem arz etmektedir. Hakim tarafların sunduğu deliller ile bağlı değildir. Kendisi de dava dosyasını araştırmak amacıyla ilgili kurumlardan müzekkere talep edebilecektir.
Malpraktis davaları için avukata ihtiyaç var mıdır?
Malpraktis davalarında uzmanlaşmış malpraktis avukatı arabuluculuk görüşmelerinde müvekkilini temsil edecektir. Hak kaybına uğramaması adına bilgi ve tecrübesinden faydalanarak hasta hakları kapsamında etkili bir şekilde savunacaktır. Hekimin hukuki sorumluluğu, hastanelerin sorumluluğu konularında hukuki bilgisi olması, mevzuata hakim olması hastanın hem hukuki bilgi yoksunluğu hem de tıbbi bilgi yoksunluğu neticesinde malpraktis avukatına ihtiyaç duyması çok doğaldır. Malpraktis davalarında muhakkak bu alanda uzmanlaşmış malpraktis avukatından hizmet almanız hak kaybına uğramamanız açısında oldukça önemlidir. Dava ve ücretler için Whatsapp mesaj hattından ulaşarak randevu oluşturabilirsiniz.
AKLINIZA TAKILAN SORULARI SORABİLİRSİNİZ
One Comment