Boşanmada Mal Paylaşımı Nasıl Yapılır? Edinilmiş ve Kişisel Mallar

Boşanmada Mal Paylaşımı
Mal Paylaşımının Önemi
Boşanmada mal paylaşımı, boşanma sürecinin en kritik ve en çok merak edilen konularından biridir. Evliliğin sona ermesi yalnızca duygusal değil, aynı zamanda ekonomik açıdan da ciddi sonuçlar doğurur. Bu noktada, evlilik süresince edinilen malların hangi kurallara göre bölüşüleceği sorusu gündeme gelir.
İçindekiler
ToggleYasal Mal Rejimi: Edinilmiş Mallara Katılma
Türk Medeni Kanunu’na göre evlilik sözleşmesi yapılmadığı sürece, eşler yasal mal rejimi olan edinilmiş mallara katılma rejimine tabidir. Bu rejim 01.01.2002 tarihinde yürürlüğe girmiştir ve esas itibarıyla evlilik süresince edinilen malların eşit şekilde paylaşılması kuralına dayanır.
Yani eşlerin birlikte yaşarken elde ettikleri mallar kural olarak yarı yarıya paylaşılır. Ancak kişisel mallar –örneğin evlilikten önce alınmış mallar, miras yoluyla gelen değerler veya bağışlar– bu hesaba dahil edilmez.
2002 Öncesi Mal Rejimi: Mal Ayrılığı
2002 öncesi evliliklerde ise farklı bir düzenleme geçerlidir. O dönemde yürürlükte olan mal ayrılığı rejiminde eşler yalnızca kendi adlarına kayıtlı mallardan sorumluydu. Yani, bir eşin üzerine kayıtlı olmayan malvarlığı değerleri üzerinde diğer eşin hak iddiası mümkün değildi.
Bu nedenle, boşanma sonrası mal paylaşımı yapılırken evliliğin başlangıç tarihi ve malların edinilme zamanı son derece önemlidir.
Boşanmada Mal Paylaşımı Davasının Usulü
Burada dikkat edilmesi gereken bir diğer husus da mal paylaşımı davasının usulüdür. Boşanmada mal paylaşımı davası, boşanma davasıyla birlikte açılamaz.
İki dava aynı dönemde açılmış olsa dahi, mahkeme öncelikle boşanma kararının kesinleşmesini bekler. Boşanma kararı kesinleştikten sonra, mal paylaşımına ilişkin dava görülmeye başlanır. Bu davaların belirsiz alacak davası şeklinde açılması da uygulamada önem arz etmektedir.
Sonuç olarak, boşanmada mal paylaşımı, evliliğin hangi tarihte başladığına, malların hangi dönemde edinildiğine ve malın niteliğine göre farklılık gösterir. Dolayısıyla bu sürecin doğru yürütülmesi için uzman bir boşanma avukatından hukuki destek alınması, olası hak kayıplarını önleyecektir.
Mal Rejimi Sözleşmesi ve Boşanmada Mal Paylaşımı
Eşler, evlilikten önce veya evlilik devam ederken yapacakları bir mal rejimi sözleşmesi ile boşanma halinde uygulanacak rejimi önceden belirleyebilirler. Türk Medeni Kanunu’na göre taraflar, edinilmiş mallara katılma, mal ayrılığı, mal ortaklığı ya da paylaşmalı mal ayrılığı gibi rejimlerden birini tercih edebilirler. Dolayısıyla boşanma aşamasında boşanmada mal paylaşımının nasıl yapılacağı büyük ölçüde seçilen rejime bağlıdır.
Eğer eşler herhangi bir mal rejimi belirlememişse, kanun gereği edinilmiş mallara katılma rejimi uygulanır. Bu durumda evlilik süresince elde edilen mallar eşit olarak paylaşılır. Ancak eşler farklı bir sözleşme yapmışsa, boşanmada mal paylaşımı o sözleşmeye göre şekillenir.
Mal Ayrılığı Rejimi
Mal ayrılığı rejimi, eşlerin malvarlıklarının birbirinden tamamen bağımsız tutulduğu düzenlemedir. Bu rejimde, her eş kendi üzerine kayıtlı malın sahibi olur ve boşanma halinde bu mallar paylaşılmaz. Yani evlilik boyunca edinilen mallar dahi kişisel mal kabul edilir ve diğer eşin hak iddiası bulunmaz.
Bununla birlikte, mal ayrılığı rejimi seçilmiş olsa dahi eşler arasında katkı payı alacağı gündeme gelebilir. Örneğin, bir eşin evin alımına maddi katkıda bulunması ya da diğer eşin malvarlığının korunmasına hizmet eden emek ve destek sağlaması halinde, mahkeme bu katkıyı dikkate alır ve hakkaniyete uygun bir karar verir.
Boşanmada Mal Paylaşımı Nasıl Yapılır?
Boşanma sürecinin en tartışmalı ve hukuki açıdan en karmaşık boyutlarından biri boşanmada mal paylaşımı konusudur. Türk Medeni Kanunu’na göre boşanmada mal paylaşımı, boşanma davasından ayrı bir dava olarak yürütülmekte ve uygulamada “mal rejiminin tasfiyesi davası” adıyla bilinmektedir. Boşanma davası ile birlikte açılsa dahi, mahkeme öncelikle boşanma kararının kesinleşmesini bekler ve ardından boşanmada mal paylaşımı davasını sonuçlandırır.
Mal Rejimleri ve Tarih Ayrımı
Boşanmada mal paylaşımı yapılırken, evliliğin hangi tarihlerde devam ettiğine bakılması gerekir.
- 01.01.2002 öncesi dönem: Bu tarihten önce yürürlükte olan “mal ayrılığı rejimine” göre, hangi mal kimin üzerine kayıtlıysa o eşin malı kabul edilir. Örneğin bu dönemde erkek eş adına kayıtlı bir ev varsa, boşanmada mal paylaşımında yalnızca onun hakkı olarak değerlendirilir.
- 01.01.2002 sonrası dönem: Türk Medeni Kanunu değişikliğiyle birlikte, yasal mal rejimi “edinilmiş mallara katılma rejimi” olmuştur. Bu rejime göre, evlilik birliği içerisinde karşılığı verilerek edinilen tüm mallar ortak kabul edilir ve kural olarak eşler arasında yarı yarıya paylaşılır. Ancak, evlilikten önce alınan mallar, miras veya bağış yoluyla edinilen mallar kişisel mal sayılır ve paylaşıma dahil edilmez.
Boşanmada Mal Paylaşım Süreci Nasıl İşler?
Boşanmada mal paylaşımı yapılırken ilk adım, eşlerin kişisel mallarının iadesidir.
Kişisel mallar; evlenmeden önce edinilen mallar, miras yoluyla kazanılan mallar, bağışlar, manevi tazminat alacakları ve yalnız kişisel kullanım için edinilmiş eşyaları kapsar. Bunlar paylaşıma dahil edilmez.
Sonraki aşamada edinilmiş malların tasfiyesi yapılır. Bu noktada eşlerin şu talepleri gündeme gelebilir:
- Katılma Alacağı,
- Katkı Payı Alacağı,
- Değer Artış Payı Alacağı.
BOŞANMADA MAL PAYLAŞIMINDA DENKLEŞTİRME NEDİR?
TMK 230’a göre denkleştirme;
“Bir eşin kişisel mallara ilişkin borçları edinilmiş mallardan veya edinilmiş mallara ilişkin borçları kişisel mallarından ödenmiş ise, tasfiye sırasında denkleştirme istenebilir.
Her borç, ilişkin bulunduğu mal kesimini yükümlülük altına sokar. Hangi kesime ait olduğu anlaşılamayan borç, edinilmiş mallara ilişkin sayılır.
Bir mal kesiminden diğer kesimdeki malın edinilmesine, iyileştirilmesine veya korunmasına katkıda bulunulmuşsa, değer artması veya azalması durumunda denkleştirme, katkı oranına ve malın tasfiye zamanındaki değerine veya mal daha önce elden çıkarılmışsa hakkaniyete göre yapılır.”
Kişisel mal ve edinilmiş mallar arasında kaymalar söz konusuysa bu durum denkleştirme yoluyla giderilir.
Boşanmada Mal Paylaşımı Davasında Hangi Talepler İleri Sürülebilir?
Boşanma sonrasında mal rejiminin tasfiyesi gündeme gelir ve taraflar, boşanmada mal paylaşımı kapsamında çeşitli alacak taleplerinde bulunabilirler. Türk Medeni Kanunu’na göre bu talepler temel olarak katılma alacağı, katkı payı alacağı ve değer artış payı alacağı şeklinde üç başlık altında incelenmektedir.
Boşanmada Mal Paylaşımında Katılma Alacağı
01.01.2002 tarihinde yürürlüğe giren 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu ile birlikte, eşler arasında aksi kararlaştırılmadıkça “edinilmiş mallara katılma rejimi” yasal mal rejimi olarak kabul edilmiştir. Bu rejime göre, evlilik birliği süresince edinilen malların artık değeri eşler arasında yarı yarıya paylaşılır.
Katılma Alacağı Nasıl Hesaplanır?
- Edinilmiş Malların Tespiti
Öncelikle her eşin edinilmiş malları belirlenir. (Örn. maaş, işten elde edilen kazanç, sosyal güvenlik ödemeleri vb.) - Eklenecek Değerler (TMK m. 229)
Eşin malvarlığında görünmese de edinilmiş mallara eklenmesi gereken değerler (üçüncü kişilere yapılan karşılıksız kazandırmalar veya malvarlığını azaltmak amacıyla yapılan devirler) hesaba katılır. - Edinilmiş Mal Karşılığı Kişisel Mal (Denkleştirme)
Eğer edinilmiş mallardan kişisel mala değer aktarılmışsa bu da eklenir. - Borçların Düşülmesi
Edinilmiş mallara ilişkin borçlar toplamdan çıkarılır. - Artık Değerin Bulunması
Bu işlemler sonunda kalan miktar, yani “artık değer” ortaya çıkar. - Katılma Alacağı
Bir eş, diğer eşin artık değerinin yarısı üzerinde katılma alacağı hakkına sahiptir (TMK m. 236).
Örnekle Anlatım:
- Eş A’nın edinilmiş malları: 600.000 TL
- Borçları: 100.000 TL
➡ Net: 500.000 TL (Artık değer) - Eş B’nin edinilmiş malları: 300.000 TL
- Borçları: 50.000 TL
➡ Net: 250.000 TL (Artık değer)
Her eş, diğer eşin artık değerinin yarısı üzerinde alacak hakkına sahiptir:
- Eş A, B’den 125.000 TL katılma alacağı talep eder.
- Eş B, A’dan 250.000 TL katılma alacağı talep eder.
Karşılıklı mahsup yapıldığında Eş B, A’dan 125.000 TL alır.
Artık Değer Nedir?
Artık değer, Türk Medeni Kanunu’nun 231. maddesinde; “ekleme ve denkleştirme işlemleri de dâhil olmak üzere, eşlerin edinilmiş mallarının toplam değerinden bu mallara ilişkin borçlar çıkarıldıktan sonra kalan net miktar” olarak tanımlanmıştır.
Artık değerin hesaplanabilmesi için öncelikle her eşin edinilmiş mallarının tespiti gerekir. Sonrasında, kanun gereği edinilmiş mallara eklenecek değerler (TMK m. 229) ve edinilmiş mallardan kişisel mallara aktarılan değerler belirlenir. Böylece elde edilen aktif toplamdan; diğer eşin değer artış payı alacağı, edinilmiş maldan kişisel mala aktarılan değerler ve edinilmiş mallara ilişkin borçlar (pasif değerler) düşülür. Bu işlemler sonunda ortaya çıkan artık değer, kanunda ya da eşler arasında yapılmış mal rejimi sözleşmesinde öngörülen oranlar esas alınarak taraflar arasında paylaştırılır.
Boşanmada Mal Paylaşımında Değer Artış Payı Alacağı
4721 sayılı Medeni Kanun’un 227. maddesi ile düzenlenen değer artış payı alacağı, bir eşin diğer eşe ait malın edinilmesine, korunmasına veya iyileştirilmesine karşılıksız katkıda bulunması halinde doğar. Bu durumda, katkı oranı üzerinden hesaplanacak değer artışı alacak olarak talep edilebilir.
Örneğin, evlilik öncesinde yalnızca bir eş adına alınmış bir evin, evlilik sırasında diğer eşin katkılarıyla tadilat görmesi veya iyileştirilmesi halinde; katkı sağlayan eş, tasfiye sırasında bu değer artışından pay alma hakkına sahiptir.
ÖRNEĞİN; Bir eşe 2.000.000 TL değerinde bir daire miras yoluyla geçmiştir. Diğer eş ise bu dairenin yenilenmesi için 200.000 TL tutarında masraf yapmıştır. Bu durumda, tadilat yapan eşin katkı oranı 200.000 / 2.000.000 = 1/10 (%10) olacaktır.
Tasfiye sırasında dairenin değeri 4.000.000 TL’ye yükselmişse, katkı oranı dikkate alınarak değer artış payı alacağı 400.000 TL olarak hesaplanır.
Değer artış payı ile katkı payı alacağı kavramları uygulamada sıkça karıştırılmaktadır. Özetle; 01.01.2002 tarihinden önce yapılan katkılar için “katkı payı alacağı”, bu tarihten sonraki katkılar için ise “değer artış payı alacağı” kavramı kullanılmaktadır.
Boşanmada Denkleştirme Alacağı
TMK 230’a göre denkleştirme;
“Bir eşin kişisel mallara ilişkin borçları edinilmiş mallardan veya edinilmiş mallara ilişkin borçları kişisel mallarından ödenmiş ise, tasfiye sırasında denkleştirme istenebilir.
Her borç, ilişkin bulunduğu mal kesimini yükümlülük altına sokar. Hangi kesime ait olduğu anlaşılamayan borç, edinilmiş mallara ilişkin sayılır.
Bir mal kesiminden diğer kesimdeki malın edinilmesine, iyileştirilmesine veya korunmasına katkıda bulunulmuşsa, değer artması veya azalması durumunda denkleştirme, katkı oranına ve malın tasfiye zamanındaki değerine veya mal daha önce elden çıkarılmışsa hakkaniyete göre yapılır.”
Kişisel mal ve edinilmiş mallar arasında kaymalar söz konusuysa bu durum denkleştirme yoluyla giderilir.
Boşanmada Katkı Payı Alacağı
Katkı payı alacağı, eski Medeni Kanun döneminde uygulamada ortaya çıkmış bir taleptir. Özellikle 01.01.2002 öncesinde, bir eşin diğer eş adına edinilen mala katkı yapması durumunda, boşanma halinde bu katkının dava yoluyla geri talep edilebileceği kabul edilmiştir. Yargıtay içtihatlarıyla gelişen bu hak, bugün de belirli mal rejimleri bakımından önemini korumaktadır.
Katkı payı alacağı hesaplanırken, katkının yapıldığı tarihteki değer ve malın dava tarihindeki rayiç bedeli dikkate alınır. Bu yöntemle, eşin yaptığı katkı oranı belirlenir ve malın güncel değeri üzerinden hesaplama yapılır.
Boşanmada Mal Paylaşımı Davasında Zamanaşımı ve Yetkili Mahkeme
Boşanmada mal paylaşımı davası, boşanma sürecinden sonra tarafların ekonomik haklarının korunması açısından büyük önem taşır. Ancak bu davanın açılabilmesi belirli süre ve usule tabidir.
Zamanaşımı Süresi
Türk Medeni Kanunu ve Yargıtay içtihatları uyarınca, boşanmada mal paylaşımı davası boşanma kararının kesinleşmesinden itibaren 10 yıl içinde açılmalıdır. On yıllık süre dolduktan sonra boşanmada mal paylaşımı talebinde bulunmak mümkün değildir.
Uygulamada, kimi zaman boşanma davası devam ederken ayrıca boşanmada mal paylaşımı davası açıldığı görülmektedir. Bu durumda, boşanmada mal paylaşımı davasına bakan mahkeme boşanma kararının kesinleşmesini bekletici mesele yapar. Böylece zamanaşımı süresine ilişkin hak kaybı önlenmiş olur.
Yurtdışında boşanan kişiler açısından ise zamanaşımı süresi, boşanma kararının kesinleştiği tarihten itibaren ilgili ülke hukukuna göre işlemeye başlar.
Yetkili ve Görevli Mahkeme
Boşanmada mal paylaşımı davalarının hangi mahkemede açılacağı da kanunla belirlenmiştir:
- Görevli Mahkeme: 4787 sayılı Kanun uyarınca, boşanmada mal paylaşımı davalarında görevli mahkeme Aile Mahkemesi’dir. Aile Mahkemesi bulunmayan yerlerde ise davaya Asliye Hukuk Mahkemesi aile mahkemesi sıfatıyla bakar.
- Yetkili Mahkeme: Mal rejiminin tasfiyesi davasında yetki, Türk Medeni Kanunu’nun 214. maddesiyle düzenlenmiştir.
- Mal rejimi, eşlerden birinin ölümüyle sona ermişse, ölen eşin son ikametgâhı mahkemesi yetkilidir.
- Boşanma sebebiyle mal rejimi sona ermişse, boşanma davasına bakan mahkeme aynı zamanda boşanmada mal paylaşımı davasına da bakmaya yetkilidir.
- Diğer hallerde ise davalı eşin yerleşim yeri mahkemesi yetkilidir.
Yargıtay’ın yerleşik kararlarına göre, boşanmada mal paylaşımı davalarında yetki, genel yetki kuralları yerine Medeni Kanun’un özel düzenlemelerine göre belirlenir. Dolayısıyla boşanma kararını veren mahkeme, kural olarak boşanmada mal paylaşımı uyuşmazlıklarını çözmekle de yetkilidir.
Anlaşmalı Boşanmada Mal Paylaşımı Nasıl Yapılır?
Anlaşmalı Boşanmanın Amacı ve Önemi
Anlaşmalı boşanma, tarafların boşanma sürecini uzatmadan, çekişmeye girmeden ve kısa sürede tamamlamasına imkân tanıyan en pratik boşanma yoludur. Bu süreçte eşler, boşanmanın mali ve kişisel tüm sonuçlarını kapsayan bir anlaşmalı boşanma protokolü hazırlar.
Bu protokolde en dikkat edilmesi gereken konulardan biri de boşanmada mal paylaşımıdır.
Protokolde Mal Paylaşımının Düzenlenmesi
Taraflar, anlaşmalı boşanma protokolünde mal paylaşımına ilişkin hükümleri tamamen özgür iradeleriyle belirleyebilirler.
İster malları eşit şekilde paylaştırabilir, ister farklı oranlarda bölüştürebilirler.
Hatta eşlerden biri, protokolde mal paylaşımına ilişkin tüm haklarından açıkça feragat edebilir.
Ancak bu feragat beyanının açık, anlaşılır ve yazılı şekilde protokolde yer alması gerekir.
Aksi takdirde, “nafaka aldım, başka talebim yoktur” veya “ev eşyalarımı aldım, başka mal istemiyorum” gibi genel ifadeler, mal rejiminden doğan haklardan feragat edildiği anlamına gelmez.
Hâkimin Onayı ve Protokolün Geçerliliği
Unutulmamalıdır ki, anlaşmalı boşanma protokolü ancak mahkeme onayıyla geçerlilik kazanır.
Hâkim, tarafların anlaşmasını inceleyerek boşanmada mal paylaşımının adil ve hakkaniyete uygun olup olmadığını değerlendirir.
Eğer paylaşım hakkaniyete aykırı bulunursa, hâkim protokolü onaylamayabilir ve taraflardan düzenlemeyi yeniden yapmalarını isteyebilir.
Protokolde Mal Paylaşımı Hükmü Yoksa Ne Olur?
Eğer anlaşmalı boşanma protokolünde mal paylaşımına dair bir hüküm bulunmuyorsa ve taraflardan biri açıkça feragat beyanında da bulunmamışsa, boşanma kararının kesinleşmesinden itibaren 10 yıl içinde mal paylaşımı davası açılabilir.
Bu durumda taraflar, boşanmadan sonra ayrı bir mal rejiminin tasfiyesi davası yoluyla edinilmiş malların paylaşımını talep edebilirler.
Sonuç: Protokolün Dikkatle Hazırlanmasının Önemi
Sonuç olarak, anlaşmalı boşanmada mal paylaşımı, eşlerin gelecekte hak kaybı yaşamamaları açısından son derece önemlidir.
Bu nedenle, anlaşmalı boşanma protokolü hazırlanırken tarafların mali haklarını tam olarak güvence altına alacak şekilde düzenleme yapılmalıdır.
Sürecin bir Yalova boşanma avukatı desteğiyle yürütülmesi, olası hak kayıplarının önüne geçecektir.
Zina (Aldatma) Sebebiyle Boşanmada Mal Paylaşımı
Zina Boşanma Sebebi Olarak Ne Anlama Gelir?
Zina, Türk Medeni Kanunu’nun 161. maddesinde özel bir boşanma sebebi olarak düzenlenmiştir.
Mahkeme, zina (aldatma) nedeniyle evlilik birliğinin sona ermesine karar verdiğinde, boşanma sürecinde mal paylaşımı diğer boşanma türlerinden farklı şekilde değerlendirilir.
Zina Eden Eşin Mal Paylaşımındaki Kusuru
Zina durumunda, aldatan eş kusurlu kabul edilir.
Bu kusur, mal paylaşımında ciddi sonuçlar doğurabilir.
Zina eden eşin katılma alacağı hakkı (yani diğer eşin edinilmiş mallarına katılma hakkı) tamamen kaldırılabileceği gibi, hakkaniyet ölçüsünde azaltılabilir.
Başka bir ifadeyle, mahkeme, olayın özelliklerine göre aldatan eşin payını tamamen ortadan kaldırabileceği gibi, belirli bir oranda sınırlama da getirebilir.
Katkı Payı Alacağı ve Zinanın Etkisi
Zina, katkı payı alacağı üzerinde etkili değildir.
Katkı payı alacağı, eşin diğer eşin malvarlığına maddi katkısı nedeniyle doğan bir haktır ve bu hak zina nedeniyle ortadan kaldırılamaz.
Örneğin, evlilik süresince tapuda yalnızca diğer eş adına kayıtlı olan bir evin alımına 50.000 TL katkı yapan bir eş, zina etmiş olsa bile, yaptığı katkının güncel değerini boşanma sırasında talep edebilir.
Sonuç olarak, zina nedeniyle boşanma halinde, aldatan eşin mal rejiminden doğan hakları (örneğin katılma alacağı) kısıtlanabilir veya tamamen kaldırılabilir.
Ancak, zina eden eşin fiilen yaptığı katkılar hukuken korunur ve bu katkılar için katkı payı alacağı talep etme hakkı devam eder.
Yasal Mal Rejimi: Edinilmiş Mallara Katılma
Türk Medeni Kanunu’nun 202. maddesi uyarınca, evliliklerde eşler arasında aksi kararlaştırılmadıkça edinilmiş mallara katılma rejimi geçerlidir. Bu rejim, evlilik birliği süresince edinilen malların eşler arasında eşit şekilde paylaşılmasını öngörür.
Boşanma halinde, tarafların malvarlığı tasfiye edilirken özellikle evlilik boyunca edinilen taşınmazlar, taşınır mallar, maaş ve gelirler, tasarruflar ve yatırımlar dikkate alınır. Dolayısıyla, bu mal rejiminde önemli olan husus, malın evlilikten önce mi yoksa evlilik süresince mi edinildiğidir.
Kısaca ifade etmek gerekirse; edinilmiş mallara katılma rejimi, evlilik içinde elde edilen tüm kazançların ortak kabul edilmesi esasına dayanır. Boşanma sürecinde de bu mallar eşit olarak paylaşılır. Ancak hangi malların kişisel mal, hangilerinin edinilmiş mal sayılacağı ve paylaşımın nasıl yapılacağı, Türk Medeni Kanunu hükümleri çerçevesinde ayrıntılı hesaplamalara tabidir.
Edinilmiş Mallar TMK 219. Maddede yazılmıştır:
“Edinilmiş mal, her eşin bu mal rejiminin devamı süresince karşılığını vererek elde ettiği malvarlığı değerleridir. Bir eşin edinilmiş malları özellikle şunlardır:
1. Çalışmasının karşılığı olan edinimler,
2. Sosyal güvenlik veya sosyal yardım kurum ve kuruluşlarının veya personele yardım amacı ile kurulan sandık ve benzerlerinin yaptığı ödemeler,
3. Çalışma gücünün kaybı nedeniyle ödenen tazminatlar,
4. Kişisel mallarının gelirleri,
5. Edinilmiş malların yerine geçen değerler.”
Kişisel Mallar TMK 220. Maddede Yazılmıştır:
“Aşağıda sayılanlar, kanun gereğince kişisel maldır:
1. Eşlerden birinin yalnız kişisel kullanımına yarayan eşya,
2. Mal rejiminin başlangıcında eşlerden birine ait bulunan veya bir eşin sonradan miras yoluyla ya da herhangi bir şekilde karşılıksız kazanma yoluyla elde ettiği malvarlığı değerleri,
3. Manevî tazminat alacakları,
4. Kişisel mallar yerine geçen değerler.”
Boşanmada Mal Paylaşımı Hangi Sırayla Yapılır?
Boşanma sonrası mal rejiminin tasfiyesinde belirli bir sıra izlenir. Öncelikle her eşin kişisel malları ayrılır ve bunlar paylaşıma dahil edilmez.
Sonrasında, evlilik birliği içerisinde elde edilen ve edinilmiş mal sayılan varlıkların paylaşımına geçilir.
Eğer bir eş, diğer eşin borcunu kendi kişisel malından ödemişse, hakkaniyetin sağlanabilmesi için denkleştirme yapılır. Böylece kişisel mal ile edinilmiş mal arasında adil bir denge kurulur.
Son aşamada ise eşler arasındaki katılma alacağı, katkı payı alacağı ve değer artış payı alacağı talepleri değerlendirilerek, taraflar arasında nihai hesaplama gerçekleştirilir.
Boşanmada Mal Paylaşımı Davasında Hangi Mallar Paylaşıma Dahildir?
Türk Medeni Kanunu’nun 219. maddesi, edinilmiş malları örnekleme yoluyla açıklamıştır. Başlıca paylaşıma konu mallar şunlardır:
- Çalışma karşılığı elde edilen gelirler: Maaş, prim, ikramiye, bahşiş, vizite ücreti gibi tüm kazançlar.
- Sosyal güvenlik ve benzeri kurum ödemeleri: SGK veya özel emeklilik kurumlarından yapılan ödemeler, işsizlik maaşı, kıdem ve emeklilik tazminatları.
- Evlilik süresince edinilen taşınır ve taşınmazlar: Evlilik içinde alınan ev, araba gibi malvarlığı değerleri.
- Şirket hisselerinden elde edilen kazançlar: Şirketin dağıttığı kâr payları veya kâr payı yerine yapılan yatırımlar.
- Bireysel emeklilik birikimleri: Primlerin edinilmiş mallardan ödenmesi halinde bireysel emeklilik hesabındaki birikimler.
- Kişisel malların gelirleri: Örneğin, eşin evlilikten önce sahip olduğu bir evin kira geliri — ancak bu gelirin harcanmayıp tasarruf edildiğinin kanıtlanması gerekir.
- Edinilmiş malların satışından veya onların yerine geçen değerlerden elde edilen kazançlar (ikame değerler).
- Ölünceye kadar bakma sözleşmesi karşılığında edinilen mallar.
- Çalışma veya başarı sonucu elde edilen ödül ve kazançlar.
- Taksitli alışverişlerde ödenen taksitler: Evlilik süresince ödenen taksitler oranında eşin pay hakkı bulunur. Boşanmadan sonra taksitler devam etse dahi, evlilik içinde ödenen kısım için diğer eşin katkı hakkı doğar.
Bu mallar evlilik süresince edinilmiş sayıldığı için, boşanma halinde eşler arasında eşit şekilde bölüşülür.
Boşanmada Hangi Mallar Paylaşım Dışında Kalır?
Boşanma sürecinde mal rejiminin tasfiyesi yapılırken, bazı mallar kişisel mal niteliğinde olduğundan paylaşım kapsamına girmez. Türk Medeni Kanunu’na göre kişisel mallar şunlardır:
- Eşlerden yalnızca birinin kişisel kullanımına özgülenmiş eşyalar,
- Evlilikten önce eşlerden birine ait olan mallar,
- Evlilik devam ederken miras yoluyla kazanılan mallar,
- Bağış veya başka bir karşılıksız kazandırma yoluyla edinilen mallar,
- Manevi tazminat alacakları,
- Kişisel malların yerine geçen değerler.
Örneğin; evlilik sırasında eşlerden birine yakınları tarafından bağışlanan mallar kişisel mal sayılır. Bir taşınmaz satış gibi gösterilse bile, gerçekte babadan çocuğa bağış yoluyla devredilmişse, boşanma halinde bu taşınmaz mal paylaşımına dahil edilmez.
Burada önemli nokta ispat yükümlülüğüdür. Bir malın kişisel mal olduğunu ileri süren eş, bu iddiasını delillerle ortaya koymak zorundadır. Aksi kanıtlanmadıkça, evlilik süresince edinilen tüm mallar edinilmiş mal kabul edilir ve paylaşım kapsamına girer.
Mal Paylaşım Davasından Mal Kaçırma Kastıyla Hareket Edilirse Ne Yapılır?
Bu durumda TMK’nın 229. Maddesi gündeme gelmektedir. Bu maddeye göre mal üçüncü kişilere geçirilse bile edinilmiş mallara katılabilmektedir.
“Eklenecek değerler Madde 229
Aşağıda sayılanlar, edinilmiş mallara değer olarak eklenir:
1. Eşlerden birinin mal rejiminin sona ermesinden önceki bir yıl içinde diğer eşin rızası olmadan, olağan hediyeler dışında yaptığı karşılıksız kazandırmalar,
2. Bir eşin mal rejiminin devamı süresince diğer eşin katılma alacağını azaltmak kastıyla yaptığı devirler.”
Boşanmada Mal Kaçırma Nasıl Önlenir?
Uygulamada boşanma sürecinde bazı eşlerin, ileride doğacak hak ve alacaklardan kaçınmak amacıyla malvarlıklarını devretmeye veya elden çıkarmaya çalıştığı sıkça görülmektedir. Bu durum, boşanmada mal paylaşımı davasının amacına ulaşmasını güçleştirebilir. Bu nedenle mal kaçırma teşebbüslerinin erkenden fark edilmesi ve hukuki yollardan önlenmesi büyük önem taşır.
Bu noktada en etkili yol, taşınmazlar veya diğer malvarlığı unsurları üzerine ihtiyati tedbir konulmasıdır. Aile mahkemesinden talep edilecek ihtiyati tedbir kararı ile, davalı eşin adına kayıtlı malların satışı veya devri geçici olarak engellenebilir. Böylece boşanmada mal paylaşımı davası sonuçlanana kadar malların üçüncü kişilere geçirilmesi önlenmiş olur.
Bunun yanında, eşlerin birlikte yaşadığı ve “aile konutu” niteliği taşıyan taşınmazlar için de ayrıca hukuki koruma mümkündür. Tapu müdürlüğüne yapılacak başvuru ile konut kaydına “aile konutu şerhi” konulabilir. Bu şerh sayesinde, taşınmaz hangi eşin adına kayıtlı olursa olsun diğer eşin açık rızası olmadan satılamaz veya devredilemez.
Sonuç olarak, boşanma sürecinde mal kaçırma ihtimaline karşı zamanında alınacak ihtiyati tedbir ve aile konutu şerhi gibi hukuki önlemler, hak kaybı yaşanmasının önüne geçmektedir. Bu tür durumlarda uzman bir avukattan destek alınması, sürecin doğru yönetilmesi açısından son derece önemlidir.
BOŞANMADA MAL PAYLAŞIMI KONUSUNDA SIKÇA SORULAN SORULAR
- Eşlerden Birinin Diğerinin Aldığı Mala Katkısı Mal Paylaşımında Dikkate Alınır mı?
Eşlerden biri, diğer eşin adına kayıtlı bir mala maddi katkıda bulunmuşsa, bu katkı mal paylaşımı hesabında değer artış payı olarak dikkate alınır.
Türk Medeni Kanunu’nun 227. maddesine göre, bir eş diğerine ait mala karşılıksız katkıda bulunmuşsa, boşanma halinde katkısı oranında değer artış payı alacağı talep edebilir. Bu hesaplama, malın edinildiği tarihteki katkı oranına ve tasfiye anındaki değerine göre yapılır.
- Ölünceye Kadar Bakma Sözleşmesiyle Edinilen Mallar Boşanmada Nasıl Paylaşılır?
Ölünceye kadar bakma sözleşmesiyle edinilen mallar, eşin sözleşme gereği bakım hizmeti karşılığında elde ettiği bir kazanç niteliğindedir. Bu nedenle, mal edinimi evlilik içinde gerçekleşmişse, söz konusu mal edinilmiş mal sayılır ve boşanma sırasında paylaşım kapsamına girer.
Ancak, sözleşme gereği edinilen mal kişisel hizmetin karşılığı olarak verilmişse ve aile birliğinden bağımsız bir çaba sonucu kazanılmışsa, mahkeme bunu kişisel mal olarak da değerlendirebilir.
- Anlaşmalı Boşanmadan Sonra Mal Paylaşımı Davası Açılabilir mi?
Evet, anlaşmalı boşanma kararı kesinleştikten sonra mal paylaşımı davası açılabilir.
Çünkü anlaşmalı boşanma yalnızca evliliğin sona ermesiyle ilgilidir; mal rejiminin tasfiyesi ayrı bir hukuki süreçtir. Boşanma kesinleştikten sonra 10 yıllık zamanaşımı süresi içinde, taraflardan biri mal paylaşımı talebiyle dava açabilir.
- Evlilikten Önce Alınan Malların Kira Geliri Paylaşıma Dahil Olur mu?
Evlilikten önce alınmış bir malın kendisi kişisel maldır; ancak bu maldan elde edilen kira geliri, evlilik birliği içinde harcanmamışsa edinilmiş mal sayılır.
Dolayısıyla, boşanma sırasında evlilik süresince birikmiş kira gelirleri paylaşım kapsamına girer. Ancak kira gelirleri kişisel ihtiyaçlarda veya ortak giderlerde kullanılmışsa, ayrıca paylaşım konusu yapılmaz.
- Eşin Üçüncü Kişilerden Aldığı Tazminat Mal Paylaşımına Dahil Edilir mi?
Eşlerden birinin kişisel zararı nedeniyle (örneğin trafik kazası, manevi zarar veya bedensel zarar) aldığı maddi veya manevi tazminat, kişisel mal sayılır.
Türk Medeni Kanunu’na göre bu tür ödemeler eşin şahsına sıkı sıkıya bağlı haklardan doğduğu için mal paylaşımına dahil edilmez. Ancak tazminat parası evlilik içinde yatırım veya mal ediniminde kullanılmışsa, diğer eşin katkı oranına göre değer artış payı alacağı gündeme gelebilir.
- Evlilikten Önce Satılan Mallarla Evlilikte Yeni Mal Alınırsa Paylaşım Nasıl Olur?
Bir eş evlenmeden önce sahip olduğu bir malı satıp, bu parayla evlilik süresince yeni bir mal almışsa, alınan mal kişisel malın yerine geçen değer olarak kabul edilir.
Bu durumda yeni alınan mal da kişisel mal sayılır ve boşanma halinde paylaşım dışı kalır. Ancak diğer eşin bu yeni mala katkısı varsa, katkı oranında değer artış payı alacağı doğabilir.
- Eşe Hediye Edilen veya Bağışlanan Mallar Paylaşım Kapsamına Girer mi?
Bir eşe miras, bağış veya hediye yoluyla geçen mallar, kişisel mal niteliğindedir.
Bu nedenle boşanma sırasında bu mallar diğer eşle paylaşılmaz. Ancak bağışlanan mal evlilik içinde değerlendirilmiş, üzerine ortak yatırım yapılmış veya diğer eş tarafından katkıda bulunulmuşsa, o katkı oranında alacak hakkı doğabilir.
- Miras Yoluyla Edinilen Mallar Boşanmada Paylaşılır mı?
Miras yoluyla kazanılan mallar Türk Medeni Kanunu’na göre kişisel maldır.
Eşler arasında paylaşım yapılırken miras kalan malın kendisi tasfiyeye dahil edilmez. Ancak miras kalan malın gelirleri veya evlilik içinde yapılan katkılar varsa, bu katkı oranında diğer eşin değer artış payı alacağı söz konusu olabilir.
- Boşanma Davasından Önce Satılan Mallar Paylaşıma Dahil Edilir mi?
Eğer eş, mal paylaşımını engellemek amacıyla boşanma davası açılmadan hemen önce mallarını elden çıkardıysa, bu durumda mal kaçırma söz konusudur.
Yargıtay uygulamalarına göre, kötü niyetle yapılan bu tür satışlar tasfiye hesabında yok sayılabilir ve malın değeri, sanki satış yapılmamış gibi paylaşım hesabına dahil edilir.
- Boşanma Sürecinde Banka Hesaplarındaki Paralar Nasıl Paylaşılır?
Evlilik süresince banka hesabında biriken tasarruflar, edinilmiş mal kapsamında değerlendirilir.
Ancak hesapta bulunan paranın kaynağı (örneğin miras, bağış, kişisel tazminat vb.) kişisel mal niteliğinde ise, o kısım paylaşım dışı kalır. Mahkeme, banka kayıtları ve gelir belgeleri üzerinden her bir eşin katkısını dikkate alarak adil bir paylaşım yapar.
- Evlilik Öncesi Krediyle Alınan Mal Boşanmada Nasıl Paylaşılır?
Evlilikten önce krediyle alınan bir malda, kredi borcunun bir kısmı evlilik süresince ödenmişse, bu ödemeler oranında edinilmiş mala katkı doğar.
Bu durumda malın evlilik sırasında ödenen kısmı paylaşım kapsamına girer. Yani eşlerin ödeme tarihleri ve miktarları dikkate alınarak oransal bir paylaşım yapılır.
- Evlilikten Önce Alınan Ev Boşanma Halinde Kimin Olur?
Evlilikten önce satın alınan ev, kişisel mal kabul edilir ve boşanma halinde paylaşılmaz.
Ancak diğer eşin bu evin değerini artıracak şekilde katkıda bulunması (örneğin tadilat, borç ödemesi, iyileştirme) halinde, katkı oranına göre değer artış payı alacağı doğabilir.
- Eşlerden Biri Ölürse Mal Paylaşımı Nasıl Yapılır?
Eşlerden birinin ölümü halinde, mal rejimi ölüm tarihinde sona erer. Önce mal rejiminin tasfiyesi yapılır, ardından kalan malvarlığı miras hükümlerine göre mirasçılara geçer.
Hayatta kalan eş, önce mal paylaşımından doğan payını alır, ardından ölen eşin mirasçısı sıfatıyla yasal miras payını da elde eder.
AKLINIZA TAKILAN SORULARI SORABİLİRSİNİZ