Devremülk Nedir? Hangi Sözleşmeler Devremülk Sözleşmesi Olarak Kabul Edilir?

634 Sayılı Kat Mülkiyeti Kanunu’na göre devremülk hakkı mesken olarak kullanılmaya elverişli bir yapı veya bağımsız bölümün ortak maliklerinden her biri lehine bu yapı veya bağımsız bölümden yılın belli dönemlerinde istifade hakkı tanıyan, müşterek mülkiyet payına bağlı bir irtifak hakkıdır.

Devremülk düşük maliyetli tatil yapmak isteyen vatandaşların tercih ettiği yollardan biridir. Tatil planları yaparken birçok insan, konaklama maliyetlerini düşürmek için devremülk satın almayı ya da kiralamayı tercih ederler. Ancak, son yıllarda vatandaşların bu isteklerini suistimal eden şirketler sebebiyle pek çok devremülk mağduriyeti yaşanmaktadır.

Günümüzde devremülk satıcısı şirketler profesyonel saldırgan satış teknikleri kullanarak türlü yöntemlerle ağına çektikleri mağdurlara farklı farklı şirketler üzerinden kanuna aykırı ve usulsüz devremülk satışı yapmaktadırlar.

Bu satış yöntemleri; sosyal medya platformlarında ‘’HEDİYE TATİL KAZANDINIZ’’ gibi reklamlar yapmak, toplu kullanım alanlarında anket doldurtarak kişilerin kişisel bilgilerinin alınması ve daha sonra bu kişilerin telefonla aranarak ‘’HEDİYE TATİL KAZANDINIZ’’ vaadiyle tesise çağrılması ayrıca şahısların iletişim bilgilerinin farklı firmalardan satın alınması, bu kişilerin ‘’call center’’ aracılığıyla aranmasının ardından ‘’HEDİYE TATİL’’ vaadiyle tesise çağrılması ve tesise gelen kişilere yüksek sesli müzikli bir ortamda birebir markaj uygulanarak mağdurların kimseyle iletişim kurmasına olanak tanınmadan hatta lavaboya dahi kendi başlarına gitmelerine imkan tanınmayarak sözleşme imzalatılması şeklindedir.

Devremülk satıcısı şirketler, devremülk mağdurlarını her seferinde bir üst paketin alınması halinde mutfaklı devremülk kullanım hakkı, satış hakkı, kiralama ve uluslararası değişim gibi hakların olacağını belirterek aldatmaktadırlar. Ayrıca yabancıların özellikle Arap’ların kalabalık aileler olduğu için üst paketlerin alınması halinde Arap’lara ellerindeki devremülkün satılabileceği, çok büyük karlar elde edebileceği gibi vaatlerle devremülk mağdurlarını aldatmaktadırlar. Devremülk mağdurları, şirketlere vaatlerini yerine getirmeleri için müracaat etmeleri halinde devremülk satıcısı şirketler her seferinde daha ileri bir vade söyleyerek zaman kazanmakta ve devremülk mağdurlarına yeni yeni sözleşmeler imzalatmaktadırlar.

Henüz sözleşmenin kurulması aşamasında bu şekilde birçok usulsüzlük yapan şirketler aynı zamanda sözleşmeleri kanunda tanımlanan isimlerden farklı olarak adlandırarak hukuki sorumluktan da kurtulma gayreti içerisindedirler. Örneğin; mağdurlara ‘’Hisseli Gayrimenkul Satış Sözleşmesi’’ ‘’Hisseli Gayrimenkul Pay Vaadi Sözleşmesi’’ gibi isimlerle sözleşmeler imzalatılarak sözleşmelerin aslında bir devremülk sözleşmesi olmadığı, bu sebeple bu sözleşmelere 6502 Sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun ve bu kanuna dayalı olarak çıkarılan Yönetmelik’in uygulanmaması gerektiğini savunmaktadırlar. Bu yöntemle tüketiciler lehine olan kanun maddelerinden kurtulmayı amaçlamaktadırlar. Fakat gerek Kanun gerek Yönetmelik gerekse yargı kararları kötü niyetli bu şirketlere geçit vermemektedir.

Zira Devre Tatil Ve Uzun Süreli Tatil Hizmeti Sözleşmeleri Yönetmeliği’nin 2.maddesinin 3. Fıkrasında ‘’ Bu Yönetmeliğin uygulanmasında, devre mülk, dönem mülk, paylı mülkiyet, hisseli gayrimenkul satışı ve benzeri isimler altında yapılan ve tapu tesciline konu edilen satışlara ilişkin sözleşmeler, bir yıldan uzun süre için kurulması ve tüketiciye bu süre zarfında birden fazla dönem için bir veya daha fazla sayıda gecelik konaklama imkânı tanıması halinde devre tatil sözleşmesi olarak kabul edilir.’’ ifadeleriyle devre mülk, dönem mülk, paylı mülkiyet, hisseli gayrimenkul satışı ve benzeri isimler altında yapılan tüm sözleşmeleri devre tatil sözleşmesi olarak kabul edilmiş ve aynı yönetmeliğin 4/A maddesinin 3. Fıkrası uyarınca ‘’Devre mülk hakkı veren sözleşmeler hariç olmak üzere, tüketicilerle mülkiyet payına bağlı ayni hak sağlayan devre tatil sözleşmesi kurulamaz.’’ ifadeleriyle tapu devri vaat edilen sözleşmeler devremülk sözleşmesi olarak hüküm altına alınmıştır.

Yargıtay 13. Hukuk Dairesi’nin 2018/2046 E. ,  2019/892 K. nolu ilamında;

”Oysa ki taraflar arasında imzalanan devremülk satış sözleşmesinin “sözleşmenin konusu” başlıklı 2. maddesinde ‘İş bu sözleşmenin konusu- … Ltd. Şti.’ne ait … tapunun parsel no:… kayıtlı taşınmazın üzerinde yapılmakta olan binalardan. … blok …. bağımsız bölümün 1/36 payının 1/52 payının haricen satışı sözleşmesidir. Bu harici satış sözleşmesine konu bölümün tapusu .. alıcı adına devir edilecektir.’ şeklinde ifade edilen hükümle taraflar arasında devremülk satış sözleşmesi yapıldığı …” ifadelerinden de tapu devri taahhüt edilen sözleşmenin devremülk sözleşmesi mahiyetinde olduğu hüküm altına alınmıştır.

Aynı mahiyette Bursa Bölge Adliye Mahkemesi’nin 7. Hukuk Dairesi’nin 2019/224 E. , 2020/169 K. nolu ilamı ve 2018/189 E., 2018/191 K. sayılı ilamları dikkate alındığında tapu devri vaat edilen sözleşmelerin ne adla adlandırılırsa adlandırılsın devremülk sözleşmesi olduğu vurgulanmıştır. Kararlarda ”…Taraflar arasında imzalanan sözleşme adi yazılı şekilde yapılmış olup, her ne kadar satış vaadi olarak başlık atılmış ise de devre mülk sözleşmesi niteliğinde olduğu, bilindiği üzere bu tür sözleşmeler resmi şekil şartına tabidir. ifadeleri ile bu durum açıklığa kavuşturulmuştur.

Diğer Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir