Ortak Hayatın Yeniden Kurulamaması (TMK 166/4) – Fiili Ayrılık ile Boşanma Rehberi

Boşanma avukatı ile fiili ayrılık davasında hukuki destek.

Ortak Hayatın Yeniden Kurulamaması Nedir ve Neden Önemlidir?

Evlilik, yalnızca bir imza atmakla tamamlanan bir süreç değildir; tarafların birlikte yaşaması, maddi ve manevi destek sağlaması, sadakat göstermesi, kısacası “hayatı paylaşması” gerekir. Hukuk dilinde buna ortak hayat denir.
Ancak her evlilik, masallardaki gibi “sonsuz mutluluk”la bitmez. Taraflar arasında yaşanan anlaşmazlıklar, iletişimsizlik veya daha ciddi sorunlar, zamanla bir arada yaşamanın imkânsız hale gelmesine yol açabilir. İşte bu noktada, fiili ayrılık dediğimiz durum ortaya çıkar.

İçindekiler

Fiili ayrılık, eşlerin artık aynı çatı altında yaşamaması ve bir araya gelme iradesi göstermemesidir. Bazı çiftler ayrı yaşarken sorunlarını çözüp yeniden bir araya gelebilir; bazıları ise geri dönüşü olmayan bir yola girmiştir. İşte Türk Medeni Kanunu’nun 166/4. maddesi, bu ikinci gruptaki durumlar için özel bir boşanma sebebi tanır.

Burada kritik nokta şudur: Daha önce açılmış bir boşanma davası reddedilmiş olmalı, bu karar kesinleşmiş olmalı ve bu tarihten itibaren en az bir yıl boyunca ortak hayat yeniden kurulamamış olmalıdır. Bu şartlar oluşmuşsa, taraflardan biri “ortak hayatın yeniden kurulamaması” nedeniyle boşanma talebinde bulunabilir.

Bu dava türü, hem vatandaşlar açısından önemli bir hukuki hak hem de hukukçular açısından özel usul ve şartları olan teknik bir konudur. Bu nedenle yazımızda hem mevzuat hükümlerini hem de Yargıtay içtihatlarını dikkate alarak, uygulamada dikkat edilmesi gereken noktaları detaylıca inceleyeceğiz.

Ortak hayatın yeniden kurulamadığını gösteren mahkeme delilleri.

Ortak Hayatın Yeniden Kurulamaması Nedeniyle Boşanma Davasının Hukuki Dayanağı – TMK 166/4’ün Anlamı ve Amacı

Ortak hayatın yeniden kurulamaması nedeniyle boşanma davası, Türk Medeni Kanunu’nun 166. maddesinin 4. fıkrasında özel olarak düzenlenmiştir.
Kanun maddesi şöyledir:

TMK Madde 166/4
“Boşanma sebeplerinden herhangi biriyle açılmış bulunan davanın reddine karar verilmesi ve bu kararın kesinleştiği tarihten başlayarak bir yıl geçmesi hâlinde, her ne sebeple olursa olsun ortak hayat yeniden kurulamamışsa evlilik birliği temelden sarsılmış sayılır ve eşlerden birinin istemi üzerine boşanmaya karar verilir.”

Bu hükmün amacı, fiilen bitmiş evliliklerin hukuken de sonlandırılabilmesine olanak tanımaktır.
Çünkü bazen taraflar bir boşanma davası açar, ancak dava delil yetersizliği, kusur oranı veya başka nedenlerle reddedilir.
Bu red kararına rağmen taraflar bir araya gelemezse, kanun koyucu bu durumu “artık evlilik birliği temelden sarsılmıştır” şeklinde kabul eder.

Hukukta “temelden sarsılma” ne anlama gelir?

Evliliğin temelden sarsılması, tarafların bir araya gelip sağlıklı bir ortak yaşamı sürdürebilme ihtimalinin kalmaması demektir. Burada “kim haklı, kim haksız” tartışması ikinci plandadır. Önemli olan, evlilik bağının artık işlevini yitirmiş olmasıdır.

Neden “önce dava açılmış olması” şartı var?

TMK 166/4, diğer boşanma sebeplerinden farklı olarak, önceden açılmış ve reddedilmiş bir boşanma davasını zorunlu kılar. Bunun nedeni, mahkemenin evliliğin sona ermesine ilişkin daha önce bir yargılama yapmış olmasıdır. Bu geçmiş dava, yeni davaya bir “hukuki başlangıç” oluşturur.

Üç yıl mı bir yıl mı?

Eskiden kanunda bu süre 3 yıl olarak düzenlenmişti. Ancak Anayasa Mahkemesi, 3 yıllık bekleme süresinin bireylerin özel ve aile hayatına saygı hakkını ihlal ettiğine karar verdi. Bu doğrultuda, 27.11.2024 tarihli Resmî Gazete’de yayımlanan değişiklik ile süre 1 yıla indirildi.
Artık, ret kararının kesinleştiği tarihten itibaren 1 yıl boyunca ortak hayat kurulamamışsa, boşanma davası açmak mümkündür.

Maddeye göre mahkemenin rolü

Mahkeme, yeni davada şu üç hususu değerlendirir:

  1. Önceden açılmış bir boşanma davası var mı ve reddedilmiş mi?
  2. Ret kararı kesinleşmiş mi?
  3. Kesinleşmeden itibaren 1 yıl geçmiş mi ve bu süre zarfında ortak hayat gerçekten kurulmamış mı?

Bu şartlar oluşmuşsa, hâkim boşanmaya karar vermek zorundadır. Hâkim, tarafların kusur oranına veya boşanmanın hangi sebeple açıldığına bakmadan karar verir; çünkü kanun burada “evlilik zaten fiilen bitmiş” kabulü yapar.

Fiili Ayrılık ve Ortak Hayatın Kurulamaması Kavramı

Fiili Ayrılık Nedir?

Hukuk dilinde “fiili ayrılık” ya da öğretideki adıyla eylemli ayrılık, evlilik sürerken eşlerin fiziksel olarak bir arada yaşamayı bırakması ve bu durumun geçici değil, kalıcı bir hâl almasıdır.
Burada önemli olan nokta, eşlerin sadece adreslerinin farklı olması değil, ortak yaşamı sürdürme iradesinin de ortadan kalkmış olmasıdır.

Örneğin:

  • Tarafların ayrı evlerde yaşaması,
  • Aynı evde olsalar bile ayrı odalarda yaşayıp evlilik hayatına dair hiçbir ortak paylaşımlarının olmaması,
  • Eşlerin birbirlerinin hayatına fiilen katılmaması.

Bunların hepsi fiili ayrılık kapsamına girebilir.

Her Fiili Ayrılık Boşanma Sebebi midir?

Hayır. TMK 166/4’teki “ortak hayatın yeniden kurulamaması” boşanma sebebinin uygulanabilmesi için fiili ayrılığın önceden açılmış bir boşanma davasının reddinden sonra meydana gelmiş olması gerekir.
Yani sadece “yıllardır ayrı yaşıyoruz” demek yeterli değildir. Bu durumda TMK 166/1 kapsamında “evlilik birliğinin temelden sarsılması” gerekçesiyle dava açılabilir, ancak 166/4’ün kolaylaştırıcı hükümlerinden yararlanılamaz.

Ortak Hayatın Yeniden Kurulamaması Ne Demek?

Kanun burada “ortak hayat” ile evliliğin getirdiği temel yükümlülüklerin yerine getirilmesini kastediyor. Yani:

  • Birlikte yaşamak,
  • Maddi ve manevi destek sağlamak,
  • Aile hayatına birlikte katılmak.

Eğer eşler bu yükümlülükleri yerine getirecek şekilde yeniden bir araya gelmemişse, ortak hayat yeniden kurulmamış kabul edilir.

Ortak hayatın yeniden kurulamaması nedeniyle açılan boşanma davası süreci.

Yargıtay’ın Ortak Hayat Ölçütü

Yargıtay içtihatlarında şu kriterler öne çıkar:

  • Çocuk için görüşme: Çocuğun ihtiyaçlarını karşılamak ya da velayet hakkı kapsamında görüşmek, ortak hayatın kurulduğu anlamına gelmez.

“Davacının boşanma davasının reddine ilişkin kararın kesinleşmesinden sonra zaman zaman çocuğunu görmek amacıyla davalının yanına gelmesi, ortak hayatın yeniden kurulduğunu kabule yeterli değildir.”
(Yargıtay 2. HD, 2012/20790 E., 2013/20394 K.)

  • Zorunlu sebeplerle buluşma: Düğün, cenaze gibi nedenlerle bir araya gelmek de ortak hayatın kurulduğu anlamına gelmez.
  • Aynı ev ama ayrı yaşam: Zorunlu sebeplerle aynı evde bulunmak, fakat farklı odalarda yaşamak, ortak hayatın kurulduğunu göstermez.

“…eşlerin bu üç yıllık fiili ayrılık sırasında aynı evin farklı odalarında yaşadıkları, davalının gidecek yeri olmadığı için evden ayrılamadığı… ortak hayatı yeniden kurdukları şeklinde yorumlanamaz.”
(Yargıtay 2. HD, 2005/4782 E., 2005/5442 K.)

Vatandaş Açısından Önemi

Birçok çift, “zaten ayrı yaşıyoruz, mahkeme hemen boşar” düşüncesine kapılıyor. Ancak hukukta bu durumun bir karşılığı olabilmesi için:

  1. Önceki boşanma davasının reddi,
  2. Ret kararının kesinleşmesi,
  3. 1 yıl boyunca ortak hayatın kurulmaması,
    şartlarının birlikte gerçekleşmesi gerekir.

Bu şartlar varsa, mahkeme kusur incelemesi yapmadan boşanmaya karar verir. Yoksa, genel boşanma sebeplerine dayanan normal dava sürecine gidilir.

Yargıtay Kararları Işığında Ortak Hayatın Yeniden Kurulamaması

Ortak hayatın yeniden kurulamaması davalarında, Yargıtay’ın yaklaşımı son derece önemlidir. Çünkü kanun maddesi kısa olsa da, hangi durumun “ortak hayatın kurulmaması” sayılacağı ve hangi delillerin yeterli olacağı büyük ölçüde Yargıtay içtihatlarıyla şekillenmiştir.

Ev sahibinin icra yoluyla kiracısını tahliye ettirmesi

Yargıtay, bu davalarda şekil şartlarının (önceki davanın reddi, kesinleşme, 1 yıl süre) oluşmasının yanı sıra, fiili ayrılık halinin gerçek anlamda devam edip etmediğine bakar.

Sürenin Önemi ve Geçmiş Düzenleme

Önceleri TMK 166/4 kapsamında dava açmak için 3 yıl bekleme şartı vardı. Yargıtay kararlarında bu süre sıkı şekilde uygulanıyordu. Ancak Anayasa Mahkemesi’nin iptal kararı sonrasında 3 yıllık süre 1 yıla indirildi.
Bu değişiklikle birlikte Yargıtay da yeni düzenlemeye uyum sağlayarak kararlarında artık 1 yıllık süreyi esas alıyor.

Kararlardan Örnekler ve Açıklamaları

Yargıtay 2. Hukuk Dairesi, 2015/17786 E., 2016/9720 K.

“Yapılan soruşturma ve toplanan delillerden: davacı erkek tarafından… 1. Aile Mahkemesinde açılan boşanma davasının reddedilip, 14.04.2011 tarihinde kesinleştiği, kararın kesinleşmesinden itibaren 3 yıllık sürede ortak hayatın yeniden kurulamadığı…”

Açıklama: Bu karar, eski 3 yıllık düzenlemenin uygulandığı döneme ait. Ancak burada önemli olan nokta, Yargıtay’ın “sürenin kesintisiz geçmesi” gerektiğini vurgulamasıdır. Bu mantık güncel 1 yıllık süre için de geçerlidir.

Yargıtay 2. Hukuk Dairesi, 2015/22362 E., 2017/2797 K.

“Taraflar arasında boşanma sebeplerinden herhangi biriyle açılmış ve reddedilmiş bir dava mevcuttur ve mahkeme de bu davanın varlığına muttali olmuştur. Davada fiilen ayrı yaşama vakıasına dayanılmıştır. O halde delillerin Türk Medeni Kanunu’nun 166/son maddesi çerçevesinde değerlendirilerek hasıl olacak sonucuna göre karar verilmesi gerekir.”

Açıklama: Yargıtay burada açıkça diyor ki; eğer önceki dava reddedilmişse ve taraflar gerçekten fiilen ayrı yaşıyorsa, mahkeme 166/4 çerçevesinde değerlendirme yapmalı. Bu, hâkimin kusur araştırması yapmaması gerektiği anlamına da gelir.

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu, 2017/2-1286 E., 2019/142 K.

“…çocuğun ihtiyaçlarını karşılamak, ölüm, düğün gibi haklı sebeplerin gerektirdiği hâller için bir araya gelmek, TMK’nın 166/4. maddesi kapsamında ortak hayatın yeniden kurulduğu anlamına gelmez.”

Açıklama: Vatandaş açısından çok önemli bir kriter. Birçok kişi “ama düğüne gittik, bu ortak hayat sayılır mı?” diye soruyor. Yargıtay’a göre bu, evlilik hayatının tekrar başladığı anlamına gelmiyor.

Yargıtay 2. Hukuk Dairesi, 2005/4782 E., 2005/5442 K.

“…eşlerin bu üç yıllık fiili ayrılık sırasında aynı evin farklı odalarında yaşadıkları, davalının gidecek yeri olmadığı için mecburen evden ayrılamadığı, ancak hiçbir zaman bir araya gelmedikleri anlaşılmaktadır… Mahkemece boşanmaya karar verilmesi gerekirken, davanın reddedilmesi yerinde değildir.”

Açıklama: Aynı adreste olmak, otomatik olarak “ortak hayat” anlamına gelmez. Önemli olan, evlilik yükümlülüklerinin fiilen yerine getirilip getirilmediğidir.

Hukukçular için Uygulama Notu

  • Hâkim, davada ön şartları (önceki ret kararı, kesinleşme tarihi, 1 yıllık süre) resen inceler.
  • Fiili ayrılık hususu davacı tarafından ispatlanmalıdır.
  • Taraflar “birkaç günlüğüne” bile olsa barışmışsa, bu süre kesintiye uğrar ve yeniden başlar.

Ortak Hayatın Yeniden Kurulamaması Sebebine Dayalı Olarak Açılan Davanın Şartları

TMK 166/4’e dayalı ortak hayatın yeniden kurulamaması nedeniyle boşanma davası, diğer boşanma davalarından farklı olarak belirli ön koşullara tabidir.
Bu şartlar tamamlanmadan dava açılırsa, mahkeme davanın reddine karar verir.

Aşağıda bu dört temel şartı hem vatandaşın anlayacağı hem de hukukçunun uygulamada dikkat edeceği şekilde açıklıyorum.

Önceki Boşanma Davasının Reddedilmiş Olması

  • Şart: Daha önce açılmış bir boşanma davasının herhangi bir nedenle reddedilmiş olması gerekir.
  • Açıklama: Reddin sebebi önemli değildir; delil yetersizliği, kusur oranı veya başka bir neden olabilir.
  • Uygulamada Dikkat: Ret kararı kesinleşmemişse, bu davaya dayanak olamaz.
  • Vatandaş Örneği:

Ali Bey eşine şiddet iddiasıyla boşanma davası açtı ama mahkeme delil yetersizliği nedeniyle davayı reddetti. Bu ret kararı kesinleştikten sonra, 1 yıl boyunca ortak hayat kurulmazsa, Ali Bey TMK 166/4’e dayanarak yeniden dava açabilir.

Ret Kararının Kesinleşmesi

  • Şart: Önceki ret kararı kesinleşmiş olmalıdır.
  • Açıklama: Kesinleşme tarihi, yeni davadaki 1 yıllık sürenin başlangıç noktasıdır.
  • Uygulamada Dikkat: Kesinleşme şerhi dosyada mutlaka bulunmalıdır.
  • Vatandaş Örneği:

Ret kararı 10 Haziran 2024’te verilmiş olsa da taraflar temyiz etmişse, karar belki 2025 başında kesinleşir. 1 yıllık süre işte bu tarihten itibaren sayılır.

Kesinleşmeden Sonra 1 Yıl Boyunca Ortak Hayatın Kurulmaması

  • Şart: Ret kararının kesinleşmesinden itibaren kesintisiz 1 yıl boyunca ortak yaşam kurulmamış olmalıdır.
  • Açıklama: Ortak hayat, birlikte yaşamak ve evlilik yükümlülüklerini yerine getirmektir. Çocuğu görmek için buluşmak, aynı evde kısa süre kalmak, zorunlu sebeplerle bir araya gelmek bu süreyi kesmez.
  • Uygulamada Dikkat: Tanık beyanları, komşu ifadeleri, iletişim kayıtları gibi delillerle ispat yapılır.
  • Vatandaş Örneği:

Ret kararından sonra taraflar bir kez bile “barışma” niyetiyle bir araya gelirse, süre baştan başlar.

Yeni Davanın Açılması

  • Şart: Yukarıdaki üç koşul sağlandığında, eşlerden biri boşanma davası açabilir.
  • Açıklama: Mahkeme bu şartların varlığı hâlinde boşanmaya karar vermek zorundadır; kusur araştırması yapmaz.
  • Uygulamada Dikkat: Dava dilekçesinde açıkça TMK 166/4’e dayanıldığının belirtilmesi tavsiye edilir.
  • Vatandaş Örneği:

“Hakim kusuruma bakmadan boşar mı?” sorusunun cevabı bu davada evettir. Çünkü kanun “evlilik zaten fiilen bitmiş” varsayımı yapar.

Özet Tablo:

Şart

Zamanı

İspat Aracı

Önceki davanın reddi

Eski davada

Mahkeme kararı

Kesinleşme

Ret kararından sonra

Kesinleşme şerhi

1 yıl fiili ayrılık

Kesinleşmeden itibaren

Tanık, kayıtlar

Yeni dava

1 yıl sonunda

Dilekçe, deliller

 

Ortak Hayatın Yeniden Kurulamaması Sebebine Dayalı Olarak Açılan Davanın Süreci ve İspat Yöntemleri

TMK 166/4’e dayalı boşanma davası, şartları sağlandığında kusur araştırması yapılmadan boşanma kararı verilmesi açısından diğer davalardan farklıdır.
Ancak bu, davanın “otomatik” kazanılacağı anlamına gelmez. Yine de delillerle ispat zorunludur.

Dava Sürecinin Adımları

1-  Dilekçenin Hazırlanması

  • Dava aile mahkemesinde açılır.
  • Dilekçede mutlaka şu hususlar yer almalıdır:
    • Önceki davanın esas numarası, ret kararı tarihi ve kesinleşme tarihi
    • Kesinleşmeden sonra 1 yıl boyunca ortak hayatın kurulmadığına ilişkin açıklama
    • TMK 166/4 maddesine açık atıf
  • Vatandaş açısından: Avukat tutmak zorunlu değil, ama dilekçe tekniğinde hata yapılması davanın uzamasına sebep olabilir.

2-  Ön İnceleme

  • Hakim, şekli şartların oluşup oluşmadığını öncelikle inceler.
  • Önceki dava dosyası celp edilir.
  • Ret kararı ve kesinleşme şerhi dosyaya konulur.

3-  Tahkikat

  • Tanıklar dinlenir, yazılı deliller incelenir.
  • Fiili ayrılık süresince tarafların bir araya gelip gelmediği araştırılır.
  • Gerekirse muhtarlık ve kolluk araştırması yapılır.

4- Karar

  • Şartlar sağlanmışsa hâkim boşanma kararı verir.
  • Kusur araştırması yapılmaz, tazminat ve nafaka talepleri ayrı değerlendirilir.
  • Şartlar sağlanmamışsa dava reddedilir.

İspat Yöntemleri

Fiili ayrılık ve ortak hayatın kurulmadığını ispat etmek için kullanılabilecek araçlar:

Tanık Beyanları

  • En yaygın ve etkili delildir.
  • Komşular, akrabalar, iş arkadaşları, apartman yöneticisi gibi kişilerin ifadeleri değerlidir.
  • Tanıkların ayrılığın nedenini değil, gerçekten ayrı yaşandığını anlatması önemlidir.

Adres ve İkamet Kayıtları

  • Nüfus müdürlüğü kayıtları, e-devlet yerleşim yeri belgeleri.
  • Farklı adreslerde sürekli ikamet, fiili ayrılığın güçlü göstergesidir.

Resmi Yazışmalar ve Belgeler

  • Elektrik, su, doğalgaz faturaları farklı adreslerdeyse delil olarak kullanılabilir.
  • Çocuğun okul kayıtları, ikamet değişiklikleri de destekleyici olabilir.

Mesaj ve Görüşme Kayıtları

  • Tarafların birbirleriyle evlilik ilişkisini sürdürecek şekilde iletişim kurmadığını gösterebilir.
  • Sadece çocukla ilgili mesajlaşmalar, ortak hayatın kurulduğu anlamına gelmez.

Uygulamada Sık Yapılan Hatalar

  • Önceki davanın kesinleşme tarihini yanlış hesaplamak (süre yanlış başlıyor).
  • Kısa süreli barışma girişimlerini saklamak (mahkeme tespit ederse süre sıfırlanır).
  • Tanıkların “neden boşanmak istediklerini” anlatmaya odaklanması (o davada kusur araştırması yapılmaz, konu sadece ayrılığın ispatıdır).

Kritik Not:
Bu davada kusur önemli olmadığı için, taraf tamamen kusurlu bile olsa boşanma kararı verilir. Yani amaç, “zaten bitmiş olan bir evliliğin” resmi olarak sonlandırılmasıdır.

Fiili ayrılık nedeniyle boşanma davası dilekçesi örneği.

Boşanma Kararı Sonrası Hukuki ve Mali Sonuçlar

Ortak hayatın yeniden kurulamaması nedeniyle verilen boşanma kararı, diğer boşanma türleriyle aynı hukuki sonuçları doğurur.
Fakat davanın yapısı gereği kusur araştırması yapılmadığı için bazı konuların işleyişi farklıdır.

Nafaka Türleri ve Bu Davada Durumu

Yoksulluk Nafakası

  • Talep eden tarafın kusurlu olup olmaması bu davada önemlidir.
  • TMK 175’e göre, yoksulluk nafakası alabilmek için diğer taraftan daha az kusurlu olmak gerekir.
  • Dolayısıyla, kusur araştırması boşanma kararı için yapılmaz ama nafaka için yapılır.

İştirak Nafakası

  • Çocuğun velayeti kendisine verilmeyen taraf, çocuğun giderlerine katılmakla yükümlüdür.
  • Kusur dikkate alınmaz, çocuğun yararı esas alınır.

Maddi ve Manevi Tazminat

  • TMK 174’e göre, tazminat talep eden tarafın daha az kusurlu olması gerekir.
  • Boşanma kararı verilirken kusur incelenmese de tazminat taleplerinde ayrıca değerlendirilir.
  • Pratik Not (Hukukçular için): Dilekçede tazminat talebi varsa, kusur durumuna ilişkin deliller de eklenmelidir.

Velayet Düzenlemesi

  • Çocuğun yüksek yararı gözetilir.
  • Tarafların kusuru değil, çocuğa bakma kapasitesi ve yaşam koşulları değerlendirilir.
  • Bu davada da diğer boşanma türlerinde olduğu gibi sosyal inceleme raporu alınır.

Mal Rejimi ve Paylaşım

  • Boşanma kararının kesinleşmesiyle mal rejimi sona erer.
  • Eşler arasında yasal mal rejimi olan edinilmiş mallara katılma rejimi tasfiye edilir.
  • Mal paylaşımı için ayrıca dava açılması gerekir; boşanma davasıyla otomatik yapılmaz.

Nüfus Kaydına İşlenmesi

  • Karar kesinleştiğinde, mahkeme nüfus müdürlüğüne bildirir.
  • Tarafların medeni hali “boşanmış” olarak güncellenir.

 Vatandaş Açısından Özet:

  • Boşanma kararıyla birlikte evlilik resmi olarak biter.
  • Nafaka, tazminat ve velayet konuları karar içinde ayrıca düzenlenir.
  • Mal paylaşımı için ayrıca adım atmak gerekir.

Hukukçu Açısından Özet:

  • Karar sonrası süreçte en çok hata, nafaka ve tazminat taleplerinin kusurla bağlantısının göz ardı edilmesi.
  • 166/4 davalarında kusur araştırması boşanma için yapılmadığından, bu tür talepler varsa delil stratejisi ayrı hazırlanmalı.

Satan Hukuk Bürosu Olarak Ortak Hayatın Yeniden Kurulamaması Nedeniyle Boşanma Davalarında Yanınızdayız

Evlilik birliğinin, tüm çabalara rağmen tekrar kurulamadığı durumlarda, tarafların hukuki olarak boşanma hakkı doğmaktadır. Özellikle daha önce reddedilmiş bir boşanma davası sonrası geçen süre, bu sürecin en kritik aşamalarından biridir.

Bu tür davalar, hem teknik hukuki bilgi hem de titiz bir süreç yönetimi gerektirir. Mahkeme nezdinde ortak hayatın yeniden kurulamadığını ispatlamak, doğru delillerin sunulması ve usul kurallarına eksiksiz uyulması ile mümkündür. Yanlış ya da eksik adımlar, hak kaybına yol açabilir.

İşte bu noktada Satan Hukuk ve Danışmanlık Bürosu olarak devreye giriyoruz. Aile hukuku alanındaki tecrübemizle, TMK 166/4 kapsamında açılacak boşanma davalarında müvekkillerimizin haklarını en etkin şekilde savunuyor, davanın her aşamasında profesyonel hukuki destek sunuyoruz.

Ortak Hayatın Yeniden Kurulamaması Hakkında Sık Sorulan Sorular

Soru 1: Ortak hayatın yeniden kurulamaması nedir, neyi ifade eder?

Yanıt:
Ortak hayatın yeniden kurulamaması, eşlerin fiilen ayrı yaşaması ve bu durumun sürekli hale gelmesi anlamına gelir. Burada önemli olan, sadece ayrı evlerde yaşamak değil; evlilik birliğini devam ettirmeye yönelik irade ve çabanın tamamen ortadan kalkmış olmasıdır.
Çocukları görmek için kısa süreli buluşmalar ortak hayatın yeniden kurulduğu anlamına gelmez.

Soru 2: Daha önce açılan boşanma davası reddedildiyse mutlaka bir yıl beklemeli miyim?

Yanıt:
Evet, TMK 166/4’e göre, boşanma talebinin reddine dair karar kesinleştikten sonra en az bir yıl geçmeli ve bu süre içinde ortak hayat yeniden kurulmamış olmalıdır. Bu sürenin amacı, eşlere barışma imkânı tanımaktır. Ancak, bu süre dolduktan sonra dava açabilirsiniz.

Soru 3: Boşanma davası reddedildiyse ve ben dava açmak istiyorsam, hangi delilleri sunmalıyım?

Yanıt:
Ortak hayatın yeniden kurulamaması durumunu ispatlamak için; tanık beyanları, yazılı mesajlaşmalar, birlikte yaşanmadığını gösteren belgeler (örneğin farklı adreslerde ikamet kanıtı), iletişim kayıtları ve diğer deliller önemlidir. Ayrıca, boşanma kararının kesinleşme tarihini gösteren belge sunulmalıdır.

Soru 4: Bu davada kusur önemli midir? Kusurlu taraf da boşanabilir mi?

Yanıt:
Ortak hayatın yeniden kurulamaması nedeniyle açılan boşanma davalarında kusur araştırması yapılmaz. Bu sebeple, kusurlu taraf dahi boşanma talebinde bulunabilir ve boşanabilir. Ancak, nafaka ve tazminat taleplerinde kusur önemli rol oynar.

Soru 5: Boşanma kararı sonrası nafaka ve tazminat nasıl belirlenir?

Yanıt:
Nafaka ve tazminat taleplerinde, kusur araştırması yapılır. Yoksulluk nafakası ve tazminat için talepte bulunan tarafın daha az kusurlu olması gerekir. İştirak nafakası ise çocuğun yararına bakılarak, kusur gözetilmeksizin düzenlenir.

Soru 6: Eğer eşler aynı evin farklı odalarında yaşıyorlarsa bu ortak hayat sayılır mı?

Yanıt:
Hayır. Yargıtay kararları, eşlerin aynı evde farklı odalarda kalmasının ortak hayatın yeniden kurulduğu anlamına gelmediğini açıkça belirtmiştir. Fiili olarak birlikte yaşama ve evlilik birliğinin gerektirdiği ilişkiyi sürdürme esastır.

Soru 7: Boşanma davası açarken önceki davanın tarafı olmak gerekiyor mu?

Yanıt:
Hayır. Ortak hayatın yeniden kurulamaması sebebiyle açılacak davada, taraflardan biri daha önce açılmış ve reddedilmiş boşanma davasının tarafı olmak zorunda değildir. Herhangi bir taraf bu davayı açabilir.

Soru 8: Dava reddedilmiş ve feragat edilmişse, yeni dava açılabilir mi?

Yanıt:
Evet. Yargıtay kararlarına göre, feragatle sonuçlanan davalar da TMK 166/4 anlamında “ret kararı” gibi değerlendirilir. Bu durumda, feragat kararının kesinleştiği tarihten itibaren bir yıl geçtikten sonra yeni dava açılabilir.

Soru 9: Yabancı mahkemeden boşanma kararı varsa, Türkiye’de bu dava nasıl işler?

Yanıt:
Yabancı mahkemeden verilen boşanma kararlarının Türkiye’de tanınması gerekir. Tanıma kararı kesinleşince, bu tarihten itibaren bir yıl geçtikten sonra ortak hayatın yeniden kurulmadığının tespiti halinde Türkiye’de boşanma talebi ileri sürülebilir.

Soru 10: Ortak hayat yeniden kurulursa ne olur?

Yanıt:
Ortak hayat yeniden kurulmuşsa, yani eşler birlikte yaşamaya başlamışsa ve evliliğin devamı için makul bir umut doğmuşsa, TMK 166/4 kapsamında boşanma davası açılamaz. Bu yüzden mahkemeler somut olayda ortak hayatın gerçekten kurulduğunu detaylı inceler.

Dava Dilekçesi Örneği

Satan Hukuk Bürosu olarak, müvekkillerimizin rayiç bedel farkı tazminatını eksiksiz ve zamanında alabilmeleri için hem sigorta tahkim başvuru süreçlerinde, hem de dava aşamasında etkin rol üstlenmekteyiz.

Pert farkı tazminatı alanında uzman ekibimizle, tüm teknik belgelerin hazırlanması, hesaplama süreçleri, başvuru ve yargılama prosedürleri profesyonelce yürütülmektedir.

Siz de aracınız perte çıkmışsa ve sigorta şirketi rayiç bedelin altında bir ödeme yapmışsa, haklarınızı birlikte arayalım.

YALOVA NÖBETÇİ AİLE MAHKEMESİ’NE

DAVACI : [Ad Soyad, T.C. Kimlik No, Adres]

DAVALI : [Ad Soyad, T.C. Kimlik No, Adres]

KONU : TMK m. 166/4 gereğince, “evlilik birliğinin temelden sarsılması (ortak hayatın yeniden kurulamaması)” nedeniyle boşanma talebimizdir.

AÇIKLAMALAR:

  1. Davalı ile [Tarih] tarihinde evlendik ve bu evlilikten müşterek çocuğumuz (İsim, soyisim, doğum tarihi) dünyaya gelmiştir.

  2. Evliliğimizin ilk yıllarında belirgin bir sorun yaşanmamış, fakat daha sonra anlaşmazlıklar ortaya çıkmıştır.

  3. [Tarih] tarihinde tarafımca boşanma davası açılmış; bu dava [Mahkeme, Esas No, Karar No] ile reddedilmiş ve karar [Tarih] itibarıyla kesinleşmiştir.

  4. Tanzim edilen ret kararı kesinleştikten sonra geçen bir yıl boyunca ortak hayat yeniden kurulamamıştır.

  5. Ayrı adreslerde ikamet etmekteyiz ve hiçbir şekilde birlikte yaşama yönünde bir irade ortaya koyamadık.

  6. Bu fiili ayrılık, evlilik birliğinin artık taraflardan beklenemeyecek ölçüde temelden sarsıldığını göstermektedir.

HUKUKİ SEBEPLER:

  • TMK m. 166/4 (“Boşanma sebeplerinden herhangi biriyle açılan davanın reddedilmesi ve bu kararın kesinleştiği tarih itibarıyla bir yıl geçmesi hâlinde ortak hayat yeniden kurulamamışsa evlilik birliğinin temelden sarsıldığı kabul edilir”)

  • Dava şartlarının oluştuğu açık olup, fiili ayrılığın ispatı için ikamet kayıtları, tanık beyanları ve nüfus kayıtları kullanılacaktır.

DELİLLER:

  • Nüfus ve ikametgah kayıtları (ayrı adreslerde yaşam tespiti)

  • Önceki dava dosyası (2. Aile Mahkemesi … E. … K.)

  • Hâkimin ret kararına ilişkin kesinleşme şerhi

  • Tanık beyanları

  • Diğer her türlü delil (yazışmalar, resmi belgeler vb.)

NETİCE-İ TALEP    :

Yukarıda açıklanan nedenlerle:

  1. Boşanmamıza;

  2. Kararın tarafımıza tebliği ve sonrası için nafaka, tazminat ve mal paylaşımı gibi hukukî sonuçların gerektirdiği kararların tesisine;

  3. Yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine;

karar verilmesini saygıyla arz ve talep ederiz.

Davacı
isim-soyisim
imza

AKLINIZA TAKILAN SORULARI SORABİLİRSİNİZ

Thanks for sending Email!

Processing...

Diğer Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir