İHTİYARİ ARABULUCULUK

Arabuluculuk: Tanım, İlkeler, Süreç ve Başvuru Yöntemleri

Arabuluculuk, uyuşmazlıkları çözmek amacıyla tarafların uzman bir arabulucu eşliğinde müzakere ettiği, gönüllülük esasına dayalı bir çözüm yöntemidir. Taraflar, arabulucunun yardımını alarak, kendi çözüm önerilerini geliştirme fırsatı bulur. Arabulucu, sürecin tarafsız bir şekilde yürütülmesini sağlar ve gerektiğinde çözüm önerileri sunar. Bu yöntem, özel hukuk uyuşmazlıklarında, mahkemeye başvurmadan önce ya da dava sürecinde tercih edilebilir ve genellikle esnekliği ve hızıyla bilinir. Zaman ve maliyet açısından birçok avantaj sağlar.

Arabuluculuk Ücreti Hesaplama

Temel İlkeler

Arabuluculuğun temel ilkeleri, gönüllülük, eşitlik ve gizliliktir. Taraflar, sürecin başlaması ve devam etmesi konusunda özgürdür. Arabulucu, sürecin gizliliğini sağlamakla yükümlüdür ve elde ettiği bilgi ve belgeleri gizli tutar. Bu gizlilik, taraflar ve diğer katılımcılar için de geçerlidir. Süreçte sunulan belgeler ve beyanlar, hukuki davalarda veya tahkimde delil olarak kullanılmaz. Ancak, kanun gereği veya anlaşmanın uygulanması için açıklama zorunlu olduğunda gizlilik ilkesinden istisna yapılabilir. 

Arabulucu Kimdir ve Nasıl Olunur?

Arabulucu, Adalet Bakanlığı tarafından kayıtlı ve arabuluculuk faaliyeti yürütme yetkisi olan kişidir. Arabulucu olabilmek için, Türk vatandaşı olmak, hukuk fakültesi mezunu olup en az beş yıl kıdemli olmak, tam ehliyetli olmak, belirli suçlardan mahkum olmamak, terör örgütleriyle bağlantısı olmamak, arabuluculuk eğitimini tamamlamak ve Bakanlık sınavını geçmek gerekir. Bu şartları sağlayan kişiler, Arabuluculuk Daire Başkanlığı’na başvurarak sicile kayıt olurlar ve adli yargı komisyonları tarafından listelenirler. Sicilden kaydı silinmiş arabulucular, yükümlülüklerini yerine getirmedikleri veya kendileri talep ettikleri takdirde kaydını sildirebilirler.

Başvuru Süreci

Taraflar, hem dava açmadan önce hem de dava sürecinde arabulucuya başvurabilirler. Mahkeme, tarafları bu konuda bilgilendirebilir ve arabuluculuğa başvurmalarını teşvik edebilir. Bir taraf arabulucuya başvuru önerisinde bulunursa, diğer tarafın otuz gün içinde yanıt vermesi gerekir. Yanıt verilmezse, teklif reddedilmiş sayılır ve bu sürenin zımni ret süresi olduğu kabul edilir.

Zorunlu arabuluculuk gerektiren durumlarda, taraflar arabulucuya başvurmak zorundadır. Zorunlu arabuluculuk sağlanmadan dava açılması durumunda, dava şartı yokluğu nedeniyle reddedilir. Davacı, arabuluculuk sürecinde anlaşma sağlanamadığını gösteren son tutanağı dava dilekçesine eklemek zorundadır. Bu yükümlülüğe uyulmazsa, mahkeme davacıya bir hafta içinde tutanağı sunması gerektiğini belirten bir ihtar gönderir. İhtar yerine getirilmezse, dava usulden reddedilir.

Sürecin Sona Ermesi

Arabuluculuk süreci aşağıdaki durumlarda sona erer:

  • Taraflar anlaşır.
  • Arabulucu, ek çabanın gereksiz olduğunu tespit eder.
  • Taraflardan biri arabuluculuk faaliyetinden çekilir.
  • Uyuşmazlık arabuluculuğa uygun bulunmaz.

Sürecin sonunda, anlaşma sağlanıp sağlanmadığını belirten bir tutanak düzenlenir. Tutanak, arabulucu ve taraflar tarafından imzalanır. Anlaşma sağlanmışsa, anlaşma belgesi hazırlanır ve icra edilebilirlik şerhi talep edilebilir. Şerh, dava açılmadan önce arabuluculuk yapılmışsa sulh hukuk mahkemesinden, dava sırasında yapılmışsa davanın görüldüğü mahkemeden talep edilir. İcra edilebilirlik şerhi verilmesi, anlaşmayı ilam niteliğinde bir belge olarak kabul eder ve anlaşmanın içeriği hakkında sonra dava açılamaz.

Arabulucunun Seçimi ve Tarafsızlığı

Arabulucu, tarafsızlık ilkesine göre görev yapar ve taraflarla ayrı ayrı veya birlikte görüşebilir. Tarafsızlık konusunda şüphe oluşursa, bu durumu taraflara bildirir; taraflar devam edilmesini isterse, arabulucu görevine devam edebilir. Arabulucu, uyuşmazlıklarla ilgili açılan davalarda taraflardan biri olarak görev almaz.

Arabulucu seçildikten sonra, tarafları toplantıya çağırır ve toplantı gününü bildirir. Taraflar, arabuluculuk usulünü serbestçe belirleyebilir; aksi takdirde arabulucu, uyuşmazlığın türüne göre süreci yürütür. Arabulucu, mahkeme işlemleri yapamaz. Toplantılara taraflar, kanuni temsilcileri veya avukatları katılabilir; uzman kişiler de müzakerelere dahil edilebilir. Taraflar çözüm bulamazsa, arabulucu çözüm önerisinde bulunabilir.

Sonuç olarak, anlaşma sağlanıp sağlanmadığı bir tutanakla belgelenir. Tutanak, arabulucu ve taraflar tarafından imzalanır. Anlaşma sağlanmışsa, icra edilebilirlik şerhi talep edilebilir. Bu şerh ile anlaşma ilam niteliğinde kabul edilir ve anlaşmanın içeriği hakkında daha sonra dava açılamaz.

Arabuluculukta Anlaşma ve İcra Edilebilirlik Şerhi

Arabuluculuk sürecinde taraflar anlaşmaya varırlarsa, bir anlaşma tutanağı hazırlanır ve bu tutanak, taraflar ve arabulucu tarafından imzalanır. Anlaşmanın icra edilebilirliğini sağlamak için bir şerh talep edilebilir. Taraflar, dava açılmadan önce arabuluculuğa başvurmuşsa, bu şerh talebi, arabulucunun görev yaptığı yer sulh hukuk mahkemesine yapılır. Davanın devamı sırasında arabuluculuğa başvurulmuşsa, şerh talebi, davanın görüldüğü mahkemeden yapılır.

Mahkemeler, anlaşma tutanağına icra edilebilirlik şerhinin verilmesini dosya üzerinden inceler. Ancak, aile hukuku gibi bazı özel durumlarda bu inceleme duruşmalı olarak yapılır. İcra edilebilirlik şerhinin verilmesi için yapılan başvurularda maktu harç ve damga vergisi alınır.

İcra edilebilirlik şerhi, anlaşmanın resmi olarak yürürlüğe girmesi için gereklidir. Kanunlarda şerh alınmasının zorunlu olmadığı durumlarda, anlaşma tutanağı şerh aranmaksızın ilam niteliğinde bir belge olarak kabul edilir ve anlaşmanın içeriği hakkında daha sonra dava açılamaz. Mahkeme, anlaşmanın içeriğini yalnızca icra edilebilirlik açısından değerlendirir ve içeriğini değiştirme yetkisine sahip değildir.

İhtiyari Arabuluculuk: Tanım, Süreç ve Başvuru Yöntemleri

İhtiyari arabuluculuk, tarafların üzerinde serbestçe tasarruf edebileceği özel hukuk uyuşmazlıklarında, dava açılmadan önce veya dava sürecinde tercih edilebilen bir uyuşmazlık çözüm yöntemidir. Bu yöntem, tarafların dava açma zorunluluğu olmadan arabuluculuk sürecine başvurmasına olanak tanır ve genellikle dava açılmadan önce tercih edilir. Ancak, dava açıldıktan sonra da ihtiyari arabuluculuk başvurusu yapılabilir.

Arabuluculuk süreci, gizli bir süreçtir ve taraflar süreci devam ettirip ettirmeme konusunda tamamen özgürdür. Taraflar arabulucuyu seçme hakkına sahiptir. Eğer taraflar ortak bir arabulucu üzerinde anlaşamazsa, adliyelerdeki arabuluculuk bürosuna başvurulabilir. Arabuluculuk sürecinde tarafların anlaşması durumunda, anlaşmaya varılan konularda daha sonra dava açılamaz. Ancak, anlaşmaya varılmayan hususlar için dava açma hakkı devam eder. Arabulucunun ücreti, taraflar arasında aksi bir anlaşma yapılmadıkça eşit olarak ödenir.

İhtiyari arabuluculuk, aşağıdaki uyuşmazlıkların çözümünde kullanılabilir:

  • Maddi ve Manevi Tazminat Davaları: Taraflar arasında meydana gelen zararların tazmin edilmesini amaçlayan davalar.
  • Mirasta Mal Paylaşımı: Miras bırakanın malvarlığının mirasçılar arasında paylaşımı süreci.
  • Boşanma Davalarında Mal Paylaşımı: Boşanma sonrası eşler arasında malvarlığının paylaşımıyla ilgili davalar.
  • Murisin Muvazaası Nedeniyle Açılan Davalar: Miras bırakanın mülkiyet üzerindeki tasarruflarının hukuka aykırı olduğuna dair açılan davalar.
  • Kıdem Tazminatı Davaları: İşçi ve işveren arasındaki kıdem tazminatı ödemeleriyle ilgili uyuşmazlıklar.
  • Boşanma Davalarında Maddi ve Manevi Tazminat Talepleri: Boşanma sürecinde eşlerin maddi ve manevi zararlarının tazminine yönelik talepler.

İhtiyari Arabuluculuk Başvuru Süreci

İhtiyari arabuluculuk başvurusu hem dava açılmadan önce hem de dava sürecinde yapılabilir. Taraflar uyuşmazlığın her aşamasında arabulucuya başvurma imkanına sahiptir. Genellikle dava açılmadan önce arabuluculuğa başvurmak daha yaygındır, ancak dava açıldıktan sonra da başvuru yapılabilir. Mahkeme, dava sürecinde tarafları arabuluculuğa başvurmaları konusunda bilgilendirebilir ve teşvik edebilir.

Arabuluculuk süreci, taraflardan ikisinin ortak başvurusu üzerine başlatılabilir. Alternatif olarak, uyuşmazlık taraflarından biri diğer tarafa arabuluculuğa başvurulması için teklif yapabilir. Tarafların bu teklife yanıt verme süresi 30 gündür. Yanıt verilmezse, teklif reddedilmiş sayılır ve bu süre zımni ret süresi olarak bilinir.

Tarafların arabuluculuğa başvuracaklarına dair bir beyanda bulunmaları durumunda, mahkeme yargılamayı azami 3 ay süreyle erteleyebilir. Taraflar arabuluculuğa başvurmayı ve sürecin devamını kararlaştırdıkları takdirde, bu erteleme süresi 3 aya kadar uzatılabilir. Bu erteleme, tarafların arabuluculuk sürecinde anlaşma sağlama fırsatını artırır ve dava sürecini duraklatır.

İhtiyari Arabuluculuk ve Dava Süreci

İhtiyari arabuluculuk, tarafların uyuşmazlıklarını mahkeme sürecine girmeden çözmelerine olanak sağlar. Taraflar arabuluculuk sürecinde anlaşmaya varamazlarsa, dava açma hakkını korur. Arabuluculuk sürecinde anlaşılan konularda daha sonra dava açılamaz. Arabuluculuk sürecinde varılan anlaşma, icra edilebilirlik şerhinin verilmesini gerektirir. Bu şerh, anlaşmanın resmiyet kazanmasını ve uygulanabilirliğini sağlar.

Sonuç olarak, ihtiyari arabuluculuk, uyuşmazlıkları mahkeme sürecine girmeden çözme fırsatı sunan etkili bir yöntemdir. Taraflar, arabuluculuğa başvurmak konusunda tamamen serbesttir ve bu süreç, uyuşmazlıkların çözümünde esnek bir alternatif sunar. Arabuluculuk süreci sonunda varılan anlaşmalar, belirli koşullar altında mahkemelerde geçerli olabilir ve taraflar anlaşma sağlanamadığında dava açma hakkını saklı tutar.

 

AKLINIZA TAKILAN SORULARI SORABİLİRSİNİZ

Thanks for sending Email!

Processing...