Velayet Davası Velayetin Değiştirilmesi Davası ve Dilekçe Örneği

Velayet davası sürecinde izlenmesi gereken adımlar

Velayet davası, boşanma ya da ayrılık sonrasında çocuğun hangi ebeveynde kalacağına dair hukuki sürecin adıdır. Bu dava, çocuğun üstün yararının korunması amacıyla açılır ve yalnızca Aile Mahkemeleri tarafından görülür. Velayet, çocuğun eğitiminden bakımına, sağlığından gelişimine kadar tüm sorumlulukları kapsayan geniş bir hak ve yükümlülük alanıdır.

İçindekiler

Evlilik devam ettiği sürece velayet anne ve baba tarafından ortaklaşa kullanılır. Ancak boşanma, ayrılık veya ebeveynlerden birinin ölümü gibi durumlarda velayetin kimde olacağı mahkeme kararıyla belirlenir. Hakim, karar verirken her zaman çocuğun menfaatini ön planda tutar.

Velayet davası süreci ve mahkeme süreci

Bu yazımızda; velayet davasıdavanın süresi ve velayet davası dilekçe örneği konularını detaylı olarak ele alacağız. Ayrıca velayetin değiştirilmesi, kaldırılması ve nafaka bağlantısı gibi önemli noktaları da açıklayarak, okuyucular için kapsamlı bir rehber sunacağız.

VELAYET DAVASI NEDİR?

Velayet davası, velayet kendisine bırakılmamış olan eşin, velayet hakkı kendisinde bulunan diğer eşe karşı açtığı bir davadır. Bu dava ile davacı, velayetin kendisine verilmesini talep etmektedir.

Velayetin Kime Bırakılabileceği Durumlar

Değişik gerekçelerle velayet yetkisi ana veya babadan birine bırakılmış olabilir. Bu sebepler genel olarak şunlardır:

  • Boşanma davası sonucunda veya ayrılık sebebiyle

  • Ana-baba evli değilse

  • Ana veya babadan biri hakkında velayet hakkının kaldırılması kararı verilmişse

Bu gibi durumlarda hâkim velayet hakkını eşlerden birine bıraksa bile, diğer eşin çocukla kişisel ilişki kurma hakkı bulunmaktadır.

Kişisel İlişki Kurma Hakkı (TMK m. 323)

“Ana ve babadan her biri, velâyeti altında bulunmayan veya kendisine bırakılmayan çocuk ile uygun kişisel ilişki kurulmasını isteme hakkına sahiptir.”
(Türk Medeni Kanunu m. 323)

Ancak bu hak kullanılırken çocuğun menfaatlerine zarar verici tutumlardan kaçınmak gereklidir. Bu hakkın da belirli yasal sınırları vardır. Bu sınırlara uyulmazsa kişisel ilişki kurma hakkı sınırlandırılabileceği gibi tamamen de kaldırılabilir.

Kişisel İlişki Hakkının Sınırları (TMK m. 324)

“Ana ve babadan her biri, diğerinin çocuk ile kişisel ilişkisini zedelemekten, çocuğun eğitilmesi ve yetiştirilmesini engellemekten kaçınmakla yükümlüdür.

Kişisel ilişki sebebiyle çocuğun huzuru tehlikeye girer veya ana ve baba bu haklarını birinci fıkrada öngörülen yükümlülüklerine aykırı olarak kullanırlar veya çocuk ile ciddî olarak ilgilenmezler ya da diğer önemli sebepler varsa, kişisel ilişki kurma hakkı reddedilebilir veya kendilerinden alınabilir.”
(Türk Medeni Kanunu m. 324)

Velayet Hakkının Değiştirilmesi Talebi

Eğer eşlerden biri velayet hakkının diğer eşe bırakılmış olmasından rahatsızsa veya şartların değiştiğini düşünüyorsa, bu durumda velayet davası açabilir. Bu davada talep, velayet hak ve yetkisinin değiştirilmesine yöneliktir.

Velayet Kararında Esas Olan Kriter: Çocuğun Menfaati

Velayet hakkı bakımından gözetilen tek kriter çocuğun üstün yararıdır.
Bu sebeple hâkim, boşanma davası sonucunda çocukların velayetinin kime ait olacağına re’sen karar vermektedir.

Velayetin taraflardan birine bırakıldığı durumlarda dahi, diğer tarafın çocuğun bakımına iştirak etmesine karar verilir. Buna “iştirak nafakası” denir.
Duruma göre hâkim, çocuğun velayetinin taraflardan birine bırakılmasını uygun görmezse çocuğa vasi tayin edebilir.

Velayet Davasının Yeniden Açılma Sebepleri

Hayat durağan değildir; zaman içinde şartlar değişebilir.
Karar tarihinde çocuğun anasında kalması menfaatine iken, ilerleyen süreçte babada kalması çocuğun yararına olabilir.

Bu tür değişiklikler meydana geldiğinde hâkim, talep üzerine önceki velayet kararını değiştirebilir. Velayet davası, işte bu amaçla açılan bir dava türüdür.

Velayetin Değiştirilmesi Davası

Türk Medeni Kanunu’nun 183. maddesi, velayet konusunda değişiklik yapılmasını mümkün kılmaktadır. Buna göre, velayetin değiştirilmesini gerektiren yeni koşullar ortaya çıktığında hâkim, re’sen veya taraflardan birinin talebi üzerine gerekli önlemleri alabilir. Buradaki temel amaç, her durumda çocuğun üstün yararının korunmasıdır.

Velayetin değiştirilmesi için mutlaka somut ve haklı nedenlerin varlığı aranır. Örneğin;

  • Çocuğun velayetini elinde bulunduran ebeveynin yeniden evlenmesi,
  • Çocuğun eğitimi, sağlığı veya gelişimi için uygun olmayan bir ortamda bulunması,
  • Velayet hakkını kullanan ebeveynin çocuğa ilgisiz kalması veya yükümlülüklerini ihmal etmesi,
  • Çocuğun fiilen diğer ebeveynle yaşaması,

gibi durumlar velayetin değiştirilmesine gerekçe teşkil edebilir.

Velayet davası açısından dikkat edilmesi gereken bir diğer husus, bu davanın herhangi bir süre kısıtlamasına tabi olmamasıdır. Yani çocuğun menfaati söz konusu olduğu sürece velayetin değiştirilmesi davası her zaman açılabilir. Ancak davayı açacak kişinin, mahkemeye sunduğu gerekçeleri güçlü delillerle ispatlaması büyük önem taşır.

Velayetin Kaldırılması Davası

Velayet hakkı, yalnızca çocuğun korunması, yetiştirilmesi ve gelişiminin sağlanması amacıyla anne veya babaya tanınmış bir haktır. Ancak bazı hallerde bu hak kötüye kullanılabilir ya da gereği gibi yerine getirilemez. Böyle bir durumda mahkeme, çocuğun üstün yararını gözeterek velayetin tamamen kaldırılmasına karar verebilir.

Türk Medeni Kanunu’na Göre Velayetin Kaldırılması (TMK m. 346)

Türk Medeni Kanunu’nun 346. maddesi uyarınca; çocuğun menfaati ve sağlıklı gelişimi tehlikeye düştüğünde, anne ve baba bu duruma çare bulamaz veya buna güçleri yetmezse hâkim gerekli önlemleri alır.

Eğer alınan önlemler sonuç vermez ya da baştan sonuç vermeyeceği açıkça anlaşılırsa, velayet kaldırılabilir.

Velayetin Kaldırılmasına Neden Olan Durumlar

Velayetin kaldırılması davasında dikkate alınabilecek bazı durumlar şunlardır:

  • Ebeveynin çocuğa yeterli ilgiyi göstermemesi

  • Çocuğun eğitim, sağlık ve bakım ihtiyaçlarının ihmal edilmesi

  • Ebeveynin ciddi sağlık sorunları veya bağımlılıkları nedeniyle velayet görevini yerine getirememesi

  • Çocuğa karşı şiddet veya kötü muamele uygulanması

Velayet Kaldırıldığında Uygulama Şekli

Velayet kaldırıldığında bu karar, kural olarak mevcut ve ileride doğacak tüm çocuklar için geçerlidir.
Ancak mahkeme, gerekli görürse bu durumun yalnızca belli çocuklarla sınırlı olmasına da karar verebilir.

Velayet Kaldırıldığında Anne ve Babanın Sorumluluğu

Önemli bir husus da, velayet hakkı kaldırılmış olsa bile anne ve babanın çocuğa karşı mali sorumluluklarının devam etmesidir.
Yani ebeveynler, ödeme güçleri elverdiği sürece çocuğun giderlerini karşılamakla yükümlüdür.

Velayet hem anneden hem de babadan kaldırılırsa, çocuğa mahkeme tarafından bir vasi atanır.

Velayet Davası Nasıl Açılır?

Velayet davası açma süreci, hem usul hukuku hem de aile hukuku açısından belirli kurallara tabidir. Davayı açacak kişi, velayet hakkının değiştirilmesini veya kaldırılmasını talep ediyorsa, aşağıdaki adımları takip etmelidir:

Velayetin değiştirilmesi talebiyle açılan dava örneği
  1. Görevli ve yetkili mahkemeyi belirleme
    • Velayet davalarında görevli mahkeme Aile Mahkemesi’dir.
    • Aile Mahkemesi bulunmayan yerlerde davaya Asliye Hukuk Mahkemesi (Aile Mahkemesi sıfatıyla) bakar.
    • Yetkili mahkeme ise davacının veya davalının yerleşim yeri mahkemesidir.
  2. Dava dilekçesinin hazırlanması
    • Dilekçede mutlaka davacı, davalı, konu, açıklamalar, deliller ve talep kısımları yer almalıdır.
    • Çocuğun üstün yararını zedeleyen somut olaylar ayrıntılı biçimde dilekçeye yazılmalı ve delillerle desteklenmelidir.
    • Hazırlanan dilekçenin mahkemeye sunulmasıyla dava resmi olarak açılmış olur.
  3. Harç ve giderlerin yatırılması
    • Dava açılırken başvurma harcı, peşin harç ve gider avansı ödenir.
    • 2025 yılı için velayet davası açma masrafları ortalama 10.000 TL civarındadır.
  4. Delillerin toplanması ve inceleme süreci
    • Mahkeme, çocuğun durumu hakkında sosyal inceleme raporu talep eder.
    • Gerekirse tanık dinlenir, belgeler incelenir, sağlık ve eğitim raporları dosyaya eklenir.
    • Çocuğun yaşı ve olgunluğu uygunsa, mahkeme onun görüşünü de alabilir.
  5. Mahkeme kararı
    • Hakim, tüm delilleri değerlendirerek velayetin kimde kalacağına karar verir.
    • Karar verilirken her zaman çocuğun üstün yararı esas alınır.
    • Mahkeme, velayet yanında iştirak nafakası veya ek tedbirlere de hükmedebilir.

Velayet davası açmak için doğru mahkemeye başvurmak, ayrıntılı ve delillere dayalı bir dilekçe sunmak ve dava masraflarını karşılamak gerekir. Sürecin hukuki teknik yönler içermesi nedeniyle, hatalı işlemlerden kaçınmak için uzman bir avukattan destek alınması büyük önem taşır.

Velayet Davasında Yetkili Mahkeme

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nda, “Velayetin kaldırılması, velayetin eşlerden birinden alınarak diğerine verilmesi ve kaldırılan velayetin geri verilmesi” çekişmesiz yargı işleri arasında sayılmıştır. (HMK; m. 382/2-a-13)

Çekişmesiz yargı işlerinde yetkiyi düzenleyen maddede ise:

Kanunda aksine hüküm bulunmadıkça, çekişmesiz yargı işleri için talepte bulunan kişinin veya ilgililerden birinin oturduğu yer mahkemesi yetkilidir.” hükmüne yer verilmiştir. (HMK; m. 384)

Buna göre bu dava davalının ya da çocuğun oturduğu yerde açılabileceği gibi davacının oturduğu yer mahkemesinde de açılabilecektir. Nitekim Yargıtay da bir kararında bu şekilde içtihat etmiştir:

Dava 17.7.2013 tarihinde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun yürürlüğe girmesinden sonra açılmıştır. Bu sebeple; artık davacının müşterek çocuğun velayetinin anneden alınıp kendisine verilmesi yönündeki talebi, bir “çekişmesiz yargı” işidir (6100 s. HMK. m. 382/2-13). Çekişmesiz yargı işlerinde de, kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça talepte bulunan kişinin veya ilgililerden birinin oturduğu yer mahkemesinin yetkili olduğu kabul edilmiştir (6100 s.HMK.m.384). Velayetin kaldırılması veya ebeveynlerden birinden alınarak diğerine verilmesine, yahut kaldırılan velayetin iadesine ilişkin davalardaki yetki konusunda, Türk Medeni Kanununda aksine bir düzenleme bulunmadığına göre, Hukuk Muhakemeleri Kanunundaki “çekişmesiz yargı ile” ilgili genel yetki kuralı burada da uygulanacaktır. O halde, davacı kendi oturduğu yer mahkemesinde de bu davayı açabilir. Öyleyse, yetki itirazının reddi ile velayetin değiştirilmesi ile ilgili talebin esasının incelenmesi gerekirken, yasal olmayan gerekçe ile yetkisizlik kararı verilmesi doğru bulunmamıştır.” (Yargıtay 2. Hukuk Dairesi; 22.12.2014 tarih, E. 2014/25983, K. 2014/26169 sayılı kararı)

Velayet Davası Dilekçe Örneği

Velayet davası dilekçesi, çocuğun velayetinin değiştirilmesi veya kaldırılması taleplerini mahkemeye sunmak için kullanılan resmi başvuru aracıdır. Bu dilekçe hazırlanırken hem usul hukuku kurallarına hem de somut olaya ilişkin özel şartlara dikkat edilmelidir. Yanlış veya eksik hazırlanmış bir dilekçe, haklı olunmasına rağmen davanın reddedilmesine yol açabilir.

Aşağıda örnek niteliğinde hazırlanmış bir dilekçe taslağı yer almaktadır. Bu örnek, yalnızca genel bir şablon olup, her somut olayın özelliklerine göre uyarlanmalıdır.

Dilekçe Örneği – 1

………. NÖBETÇİ AİLE MAHKEMESİ’NE

DAVACI: İsim-Soyisim, T.C. Kimlik No, Adres

VEKİLİ: İsim-Soyisim, Baro Sicil No, Adres (varsa)

DAVALI: İsim-Soyisim, T.C. Kimlik No, Adres

KONU: Çocuğun velayetinin değiştirilmesi talebinden ibarettir.

AÇIKLAMALAR:

  1. Taraflar arasında gerçekleşen boşanma davası sonucunda, müşterek çocuğun velayeti davalı tarafa verilmiştir.
  2. Ancak davalı, çocuğun bakım ve eğitim sorumluluklarını ihmal etmekte, çocuğun gelişimini olumsuz etkileyecek davranışlarda bulunmaktadır.
  3. Çocuğun üstün yararı gereği velayetin davacıya verilmesi zorunluluğu doğmuştur.

HUKUKİ DELİLLER: Nüfus kayıtları, boşanma ilamı, tanık beyanları, sağlık ve eğitim raporları, diğer deliller.

HUKUKİ SEBEPLER: Türk Medeni Kanunu, Hukuk Muhakemeleri Kanunu ve ilgili mevzuat.

NETİCE-İ TALEP: Yukarıda arz edilen sebeplerle, müşterek çocuğun velayetinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini saygılarımla arz ve talep ederim.

Tarih
İsim – Soyisim
İmza

Dilekçe Örneği – 2

………. NÖBETÇİ AİLE MAHKEMESİ’NE

DAVACI: İsim-Soyisim, T.C. Kimlik No, Adres

DAVALI: İsim-Soyisim, T.C. Kimlik No, Adres

KONU: Küçük çocuğun velayetinin davacı tarafa verilmesi talebidir.

AÇIKLAMALAR:

  1. Müşterek çocuk ……… doğumlu olup, halen davalı tarafın yanında kalmaktadır.
  2. Davalı ebeveynin yeniden evlenmesi nedeniyle çocuğun bakım ve eğitimi ihmal edilmiş, çocuğun menfaatleri ciddi şekilde zarar görmüştür.
  3. Çocuğun fiilen davacının yanında yaşaması da velayetin değiştirilmesini zorunlu kılmaktadır.

DELİLLER: Nüfus kayıtları, boşanma ilamı, tanık ifadeleri, sosyal inceleme raporları.

TALEP: Açıklanan nedenlerle, müşterek çocuğun velayetinin davalıdan alınarak davacıya verilmesini saygılarımla talep ederim.

Tarih
İsim – Soyisim
İmza

Velayet Davası Dilekçesi Yazılırken Dikkat Edilmesi Gerekenler

  • Görevli mahkeme mutlaka doğru yazılmalıdır (Aile Mahkemesi, yoksa Asliye Hukuk Mahkemesi – Aile Mahkemesi sıfatıyla).
  • Dilekçede kanunen bulunması zorunlu unsurlar eksiksiz yer almalıdır (davacı, davalı, konu, açıklamalar, deliller, talep).
Velayet davası açarken kullanılabilecek örnek dilekçe
  • Somut olayın özelliklerine uygun gerekçeler belirtilmelidir.
  • Her iddia, mutlaka hukuki delillerle desteklenmelidir.
  • Netice-i talep kısmında istenilen hususlar açık, anlaşılır ve eksiksiz yazılmalıdır.
  • Dava açmadan önce harç ve gider avansı yatırılmalıdır.
  • Gerekli hallerde hukuki destek alınması sürecin sağlıklı ilerlemesi açısından önemlidir.

Velayetin Değiştirilmesi Sebepleri

Velayetin değiştirilmesi için gerekli sebepler kanunda sınırlı olarak sayılmamıştır. Her olayın kendi koşulları içerisinde, çocuğun üstün yararı gözetilerek değerlendirme yapılır. Ancak uygulamada mahkemeler tarafından sıkça dikkate alınan bazı sebepler vardır:

  • Çocuğun başkasına bırakılması: Uzun süre akrabalara, komşulara veya üçüncü kişilere bırakılması.
  • Çocuğun ihmal edilmesi: Eğitim, sağlık ve sosyal ihtiyaçların karşılanmaması, çocuğun sağlıksız bir ortamda büyütülmesi.
  • Çocuğun kaçırılması: Ebeveynlerden birinin diğerinin izni olmadan çocuğu alıkoyması.
  • Çocuğun terk edilmesi: İradi ve keyfi olarak çocuğun bakımının tamamen reddedilmesi.
  • Çocuğun yönlendirilmesi: Ebeveynlerden birinin çocuğu diğerine karşı doldurması veya olumsuz şekilde etkilemesi.
  • Çocuğun dilendirilmesi ya da çalıştırılması: Çocuğun güvenliği ve sağlığı açısından ciddi bir tehdit oluşturur.
  • Ebeveynin bağımlılıkları: Alkol, madde bağımlılığı veya ağır ruhsal bozukluklar sebebiyle çocuğun menfaatinin zarar görmesi.
  • Ebeveynin şiddet uygulaması: Fiziksel veya psikolojik şiddet, mahkemenin en önemli değerlendirme sebeplerinden biridir.
  • Ebeveynin ölümü veya yeniden evlenmesi: Çocuğun yaşam düzenini ciddi şekilde etkileyebilir.
  • Ekonomik ve sosyal koşulların uygunsuzluğu: Çocuğun eğitim, sağlık ve barınma ihtiyaçlarını karşılamayacak seviyedeki yaşam koşulları.

Mahkeme, yukarıdaki sebeplerden birinin veya birkaçının varlığını tespit ederse, velayetin değiştirilmesine karar verebilir. Burada asıl olan, ebeveynlerin talepleri değil, çocuğun sağlıklı gelişiminin korunmasıdır.

Velayet davalarında çocuğun üstün yararı ilkesi

Anlaşmalı Boşanma Sonrası Velayet Talebi Mümkün Müdür?

Uygulamada tereddüt konusu olan hususlardan birisi de, tarafların anlaşmalı olarak boşanması hâlinde diğer eşin sonradan dava açarak çocuğun velayetini talep edip edemeyeceği konusudur.

Taraflar kendi aralarında yapmış oldukları protokol çerçevesinde velayet hakkını eşlerden birisine bırakmak konusunda anlaştıklarından, protokolün velayete ilişkin bu maddesinin değiştirilebilir olup olmadığı temel tereddüt konusu olarak karşımıza çıkmaktadır.

Velayet Konusunda Esas Olan Kriter: Çocuğun Menfaati

Hemen belirtmek gerekir ki, velayet konusunda göz önünde tutulması gereken tek kriter çocuğun menfaatidir.
Diğer tüm hususlar bu temel prensipten sonra tartışılabilir.

Bu açıdan, eğer çocuğun menfaatleri söz konusu protokolde velayete ilişkin tarafların uzlaşmış olduğu kuralın değiştirilmesini gerektiriyorsa, bu konuda talepte bulunmak mümkündür.

Protokolün Değiştirilebileceği Haller

Örneğin, taraflar kendi aralarında imzaladıkları bir protokol çerçevesinde çocuğun velayetinin annede kalması konusunda anlaşmış olsun.

Ancak daha sonra anne alkol bağımlısı olmuş, bu konuda rehabilitasyon programlarına alınmış, durumu itibariyle ne kendisine ne de çocuklarına bakabilecek bir ilgi gösterebilecek hale gelmiş olsun.

İşte bu ve buna benzer durumlarda, velayetin — sırf protokolde böyle bir düzenleme mevcut diye — annede bırakılmaya devam edilmesi söz konusu olamaz.

Velayet Davası Açma Hakkı

Bu durumda baba, açacağı bir velayet davası ile çocukların velayetini talep edebilecektir.
Dolayısıyla, anlaşmalı boşanma protokolü yapılmış ve onaylanmış olsa bile, çocuğun menfaatinde değişiklik meydana gelmişse velayetin değiştirilmesi talebi mümkündür.

Avukatsız Velayet Davası Ücreti

Velayet davası masrafı, dava açmak isteyen kişilerin en fazla merak ettiği konulardan biridir. 2025 yılı itibarıyla velayet davası için ödenecek toplam giderler; başvurma harcı, peşin harç, gider avansı, tebligat masrafları ve olası bilirkişi raporları gibi kalemlerden oluşmaktadır.

Genel uygulamaya göre 2025 yılı velayet davası masrafları ortalama 10.000 TL civarındadır. Ancak bu rakam kesin bir tutar olmayıp;

  • Davanın açıldığı şehre,
  • Mahkemenin iş yoğunluğuna,
  • Süreç içerisinde ihtiyaç duyulacak ek işlemlere (bilirkişi incelemesi, uzman raporu, tanık masrafları vb.)

göre farklılık gösterebilir.

Dolayısıyla velayet davası açmadan önce, hem zorunlu dava harçları hem de ek masraflar hakkında bilgi sahibi olunmalı ve sürecin uzaması halinde masrafların artabileceği göz önünde bulundurulmalıdır.

Velayet Davası Ne Kadar Sürer?

Velayet davası süresi, birçok faktöre bağlı olarak değişiklik gösterebilir. Mahkemenin iş yoğunluğu, tarafların sunduğu deliller, tanıkların dinlenmesi ve sosyal inceleme raporunun hazırlanma süresi bu davaların uzunluğunu doğrudan etkiler.

Genel uygulamada velayet davaları 6 ay ile 18 ay arasında sonuçlanmaktadır. Ancak bazı durumlarda bu süre daha da kısalabilir veya uzayabilir:

Tarafların sürekli itiraz etmesi, ek delil sunması veya istinaf/temyiz aşamaları sürecin uzamasına sebep olabilir.

Çocuğun menfaati açısından acil bir durum varsa, mahkeme hızlı şekilde geçici velayet tedbiri alabilir.

Sosyal inceleme raporunun hazırlanması zaman alabilir. Bu rapor, uzman pedagog, psikolog veya sosyal hizmet uzmanı tarafından düzenlenir ve çocuğun yaşam koşulları, ebeveynlerin durumu hakkında ayrıntılı bilgi içerir.

Boşanmada Çocuğun Velayeti Kime Verilir?

Velayet Hakkının Belirlenmesinde Esas Olan Kriter

Daha önce de ifade ettiğimiz üzere velayet hakkının eşlerden hangisine verileceği hususunda belirleyici olan tek şey çocuğun yüksek menfaatidir.
4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun ilgili maddesi şu şekildedir:

“Ortak hayata son verilmiş veya ayrılık hâli gerçekleşmişse hâkim, velâyeti eşlerden birine verebilir.

Velâyet, … boşanmada ise çocuk kendisine bırakılan tarafa aittir.”
(TMK; m. 336)

Anılan maddede de görüleceği üzere kanun, velayetin eşlerden hangisine bırakılacağı hususunu düzenlememiş, bunun takdirini hâkime bırakmıştır.
Hâkim de TMK m. 4 gereğince bu konuda hukuka ve hakkaniyete göre karar verecektir.

Kanunun Açık Düzenleme Öngördüğü Durumlar

Bununla birlikte kanun kimi durumlarda açık düzenleme öngörmüştür:

“Ana ve baba evli değilse velâyet anaya aittir.

Ana küçük, kısıtlı veya ölmüş ya da velâyet kendisinden alınmışsa hâkim, çocuğun menfaatine göre, vasi atar veya velâyeti babaya verir.”
(TMK; m. 337)

Bunun dışındaki durumlarda velayet hak ve yetkisinin kime verileceği hâkimin takdirindedir.

Birden Fazla Çocukta Velayet Düzeni

Eğer birden fazla çocuk varsa, bu çocukların “kardeşlik duygusunu” yaşayabilmeleri için ebeveynden birisine verilmesi esastır.

Bununla birlikte bilhassa çocukların istekleri bu yöndeyse ve başkaca bir engel de yoksa, çocukların velayet hakkı bakımından bir kısmının anneye diğer bir kısmının ise babaya verilmesi mümkündür.

Ancak Yargıtay bu birliğin bozulmasına pek olumlu yaklaşmamaktadır:

“Velayet tercihi konusunda çocukların çelişkili beyanda bulundukları görülmektedir. Velayet düzenlemesinde asıl olan çocuğun üstün yararıdır. Üstün yararın gerektirdiği takdirde, çocuğun velayet konusundaki görüşünün aksine de karar verilebilir.

Velayet düzenlemesine konu birden fazla çocuk bulunduğu takdirde, çocukların kardeşlik duygusunu yaşayabilmeleri için üstün yararları gerektirmediği sürece velayetlerinin aynı ebeveyne verilmesinin tercih edilmesi gerekir.”
(Yargıtay 2. Hukuk Dairesi; 10.10.2013 tarih, E. 2013/9516, K. 2013/23409)

Velayetin Kime Verileceğine İlişkin Değerlendirme Kriterleri

Velayetin eşlerden hangisine bırakılacağı, eşlerin durumu ve çocuğun menfaati gözetilerek belirlenir.
“Çocuk kimin yanında kalırsa daha iyi yetiştirilebilir?” sorusu, bu noktada belirleyici olur.

Bu tespit çok yönlü bir araştırma ve inceleme gerektirir.
Bu sebeple hâkim:

  • Anne ve baba hakkında sosyal ve ekonomik araştırma yaptırır,

  • Gerektiğinde psikolog ve pedagoglardan uzman görüşü alır,

  • Çocuğun yaşı, cinsiyeti, eğitim durumu gibi özelliklerini dikkate alır,

  • Değerlendirme raporu talep eder.

Bunun yanında yeterli idrak kabiliyetine sahip çocukların ifadesine başvurularak, velayetlerinin kime verilmesini istedikleri sorulur.

Tüm bu veriler bir arada değerlendirildikten sonra hâkim, velayet hakkını eşlerden hangisine vereceğine takdir eder.

Velayet Yetkisi Bir Bütündür

Ayrıca ifade etmek gerekir ki, velayet yetkisi bir bütündür.
Bu sebeple velayet yetkisine dahil unsurlardan bir kısmı (örneğin bakım-gözetim) eşlerden birine, diğer kısmı (örneğin eğitim) diğerine verilemez.

“…velayetin kaldırılması ve değiştirilmesi şartları gerçekleşmedikçe, ana ve babanın velayet görevlerine müdahale olunamaz. Mahkemece, velayetin babadan kaldırılması isteğine ilişkin dava reddedilmiş, velayet babada bırakılmıştır.

Velayet babada bırakıldığı halde, Türk Medeni Kanunu’nun 346. maddesi koşulları da gerçekleşmemişken babanın velayeti fiilen kullanamaması sonucuna müncer olacak şekilde çocukların öğrenimlerini davacı (anneanne)’nin yanında sürdürmelerine karar verilmesi doğru bulunmamıştır…”
(Yargıtay 2. Hukuk Dairesi; 17.12.2007 tarih, E. 2007/16702, K. 2007/17570)

Boşanmada Kusurun Velayet Üzerine Etkisi

İfade edilmesi gereken bir diğer nokta da, boşanmada kusurun hangi eşte olduğunun velayet hakkının verilmesini doğrudan etkilemeyeceğidir.

Çocuğun menfaati gerektiriyorsa, velayet kusurlu olan eşe de verilebilir.
Ancak burada kusurun niteliği önemlidir.

Örneğin:

  • Ailesiyle ilgilenmeyen,

  • Eşine ve çocuklarına şiddet uygulayan,

  • Hayasızca bir yaşam süren

bir baba boşanma bakımından kusurludur ve bu kişiye velayet verilmesi çocuğun menfaatine aykırıdır.

Buna karşılık, sadakat yükümlülüğünü ihlal eden bir eş kötü bir eş olabilir ama bu durum onun kötü bir ebeveyn olduğu anlamına gelmez. Bu nedenle, sırf boşanmada kusurlu taraf o diye velayet hakkından mahrum bırakılması gerekmez.

Yargıtay Kararlarıyla Desteklenen Örnekler

“…Boşanmada anne kusurlu olsa dahi annenin çocuğa karşı kötü davranışı ve istismarı da kanıtlanamamıştır. Küçük çocuğun da yaşı nedeniyle anne şefkatine ihtiyaç duyduğu ve velayetin anneye bırakılması gerektiği dikkate alınmalıdır…”
(Yargıtay Hukuk Genel Kurulu; 22.12.2010 tarih, E. 2010/2-649, K. 2010/683)

“…Boşanmaya neden olan olaylarda kusurun ağırlığı davacı kocada bulunsa da, müşterek çocuk 19.11.1996 doğumlu küçük kız duruşmada saptanan beyanında babası ile kalmak istediğini beyan etmiş bulunmasına ve halen baba ile birlikte yaşaması ve alıştığı ortamdan ayrılmasını gerektirir bir sebebin bulunmamasına göre küçüğün velayetinin davacı babaya verilmesi gerekir…”
(Yargıtay Hukuk Genel Kurulu; 24.01.2006 tarih, E. 2005/2-7001, K. 2006/256)

Velayet davası bilirkişi raporu örneği 2025

Velayet davasında uzman bilirkişilere hazırlattırılan sosyal inceleme raporu, velayet yetkisinin eşlerden hangisine verileceği konusunda son derece önem arz eder.

SOSYAL İNCELEME RAPORU

GÖREVLENDİREN MAHKEME                   : …..AİLE MAHKEMESİ

RAPORU DÜZENLEYEN             :

DOSYA NO             :…/…

DAVACI                 :

VEKİLİ                    : 

DAVALI                  : …

Sürece İlişkin Bilgiler: Mahkeme hakiminin yazılı emri gereği;… /…/… tarihinde ATGB’ye ait… /…/… plakalı araç ile tarafların dosya da belirtilen, adreslerine rapor hazırlamak amacıyla gidildi. Davacı… müşterek çocuklar… ve … ile görüşüldü. Adreste olmayan davalı …… ile görüşme yapılamamıştır. Görüşme yapılan şahıslara görüşmenin amacı ve gizliliğin sınırları konularında bilgi verildi.

Davacı ile görüşme süreci: Dosyada belirtilen adrese gidildi. Davacı … görüşmede; ………. söylemiştir.

Küçük… ile görüşme süreci: (Bu bölümde çocuğun haricen darp cebire uğrayıp uğramadığını gösteren bir emare olup olmadığı, giyim-kuşam ve temizlik durumu, kendini ifade ederkenki hâl ve tavırları, jest ve mimikleri, içinde bulunduğu ruhî durumu anlamaya yardım edecek gözlem unsurları, eğitim hayatına ilişkin bilgiler, kim ile kalmak istediğine ilişkin beyanları, babası/annesi ile ilgili düşünceleri, uzmanların gözlemleri neticesinde vardıkları sonuç ve değerlendirmeler yer alır.)

DEĞERLENDİRME

(Bu bölümde davacı, davalı ve küçüklerin genel durumları tasvir edilerek çocukların içinde bulunduğu koşullarla birlikte yapılan değerlendirme sonucunda velayetin eşlerden hangisine verilmesinin ne sebeple çocukların yararına olacağı konusundaki uzman görüşü bildirilir.)

Pedagog Psikolog

Adı soyadı-imza Adı soyadı-imza

VELAYET DAVASI - VELAYETİN DEĞİŞTİRİLMESİ DAVASI HAKKINDA SIKÇA SORULAN SORULAR

Velayet Davası Nedir Ne Demek

Velayet davası, velayet kendisine bırakılmamış olan eşin velayet kendisinde olan diğer eşe karşı açtığı bir davadır.

Velayet Davası Ne Kadar Sürer?

Talebin niteliği, eşlerin durumu, yaptırılması düşünülen araştırmaların mahiyeti gibi değişken unsurlar bu konuda kesin bir süre verilmesini engellemektedir.

Erkek çocuğun velayeti kaç yaşında babaya verilir?

Çocuğun yaşı, cinsiyeti ve sair hususların etraflı bir değerlendirmesini içeren uzman bilirkişi raporu çerçevesinde çocuğun eşlerden hangisine verileceği belirlenecektir.

Boşanmada velayet hangi durumlarda anneye verilir?

Mahkeme, boşanma sonrası velayeti belirlerken çocuğun üstün yararını esas alır. Özellikle küçük yaşta çocukların anne bakımına muhtaç olduğu kabul edildiğinden, genellikle velayet anneye verilir. Ancak annenin çocuğun bakımını üstlenemeyecek durumda olması (ihmal, şiddet, bağımlılık vb.) halinde farklı bir karar verilebilir.

Geliri olmayan anneye velayet verilir mi?

Evet. Annenin gelirinin olmaması, tek başına velayet verilmesine engel değildir. Mahkeme, annenin ekonomik durumunu değil, çocuğun fiziksel ve psikolojik gelişimine uygun bakım sağlayıp sağlayamayacağını dikkate alır. Çocuğun masrafları için ise diğer ebeveynden iştirak nafakası talep edilebilir.

Velayet babaya hangi durumlarda verilir?

Eğer anne çocuğun bakımını ihmal ediyorsa, kötü muamelede bulunuyorsa, bağımlılık ya da psikolojik sorunları varsa ve çocuğun üstün yararı annenin yanında korunamıyorsa velayet babaya verilebilir. Ayrıca annenin hayatını çocuğun menfaatine uygun şekilde sürdürememesi de bu kararı etkileyebilir.

Uyuşturucu kullanan babaya velayet verilir mi?

Uyuşturucu veya madde bağımlılığı, mahkeme tarafından velayet açısından ciddi bir risk olarak değerlendirilir. Bu tür bir durumda çocuğun güvenliği ve sağlığı tehlikeye gireceği için velayet babaya verilmez veya mevcutsa kaldırılarak diğer ebeveyne geçer.

Hala yeğeninin velayetini alabilir mi?

Velayet yalnızca anne ve babaya aittir. Ancak anne ve babanın velayet hakkı kaldırılırsa, çocuk için bir vasi atanır. Bu durumda hala veya diğer yakın akrabalar, mahkemeye başvurarak çocuğun vasisi olarak atanmayı talep edebilir. Yani doğrudan velayet değil, vasi sıfatıyla çocuğun bakım ve sorumluluğunu üstlenebilirler.

AKLINIZA TAKILAN SORULARI SORABİLİRSİNİZ

Thanks for sending Email!

Processing...

Diğer Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

One Comment